X

Anneliğin beyin üzerindeki etkileri: Gerçekten de “anne olunca anlıyor” muyuz?

Yeni anne olan her kadın, anneliği farklı bir biçimde tanımlıyor ve yaşıyor. Kimi, insan hayatının nihai amacının üremek olduğunu ve bunu gerçekleştirmiş olduğunu bilmenin iç rahatlığını yaşarken, kimisine göre annelik, kişinin hayatta denemesi gereken bir çeşit macera gibi. Bazıları için ise oldukça zorlu geçen doğum sonrası dönem, büyük bir depresyonu beraberinde getirebiliyor. Tanımı nasıl olursa olsun, anneliğin bir kadının daha önce yaşamadığı birtakım hisleri, düşünceleri ve hatta endişeleri beraberinde getirdiği bir gerçek.

Sıkça kullanılan, hatta zaman zaman sinire dokunan “Anne olunca anlarsın” deyişinin gerçekten de sinirsel bir karşılığı olduğu pek çok araştırma ile kanıtlandı. Anne olmanın arka planındaki bilimsel gerçekleri, sevgili Uplifers okuyucuları için araştırdım.

Annelik içgüdüsü mü, beyindeki değişimler mi?

Kadın beyninin doğuma erkek beyninden farklı şekilde tepki vermesi, anne olmadan dahi kadınların kendilerine özgü bir beyin-hormon-davranış bağlantısına sahip olduklarını gösteriyor. Ancak bu konuda yapılan pek çok araştırma sonucunu incelediğimizde, “annelik içgüdüsü” dediğimiz şeyin evrimsel bir gerçek, dişilere atfedilen bir özellik olmaktan çok nörolojik bir olgu olduğu sonucuna varabiliriz. Kadınlar doğuma hazırlanırken, doğum esnasında ve sonrasında beynin pek çok bölgesinde değişimler gerçekleşiyor ve kimi bölgeler daha aktif hale geliyor.

2010’da Yale Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma fMRI (fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme) tekniği ile, doğum ile beraber beynin hipotalamus, prefrontal korteks ve amigdala bölgelerinde değişim görüldüğünü gösterdi. Bu bölgelerin beynin motivasyon, ödül ve duygu durumunu büyük ölçüde kontrol eden alanlar olduğu biliniyor. Empati, endişe ve koruma duyguları da bu değişimlere bağlı olarak büyük bir hızla artıyor ve zaman zaman bu durum, obsesif-kompülsif bozukluğa varan davranışlara sebep olabiliyor; bebeğin nefes alıp almadığını sürekli olarak kontrol etme ihtiyacı hissetmek gibi.

Bir bebeğe sahip olmak, aşık olmaya benziyor

Abartılı bir iddia gibi dursa da, 2003 yılında yapılan bir University College London çalışması, çiçeği burnunda annelerin bebeklerine baktıklarındaki beyin aktivitelerinin romantik bir ilişkiyle neredeyse aynı olduğunu gösterdi. Bu da, ebeveynlerin yeni doğmuş bebeklerini ilk gördükleri anda hissettiklerini açıklıyor.

Beynin özellikle amigdala ve dopamin hormonu salgılamayı kontrol eden, böylece bebeği önceliklendirmeyi sağlayan bölgeleri doğuma bağlı olarak hassaslaşıyor. Bu süreçteki beyin aktivitesi, aşkın ilk birkaç ayındaki aktivite ile oldukça benzeşiyor (aşağıdaki görüntüleme sonuçlarında bunu görmek mümkün).

Doğumdan sonraki birkaç hafta içinde amigdala aktivitesinde meydana gelen artış ile bebeğin isteklerine karşı hassaslaşan anne, bu dönemde artan hormon salgılaması ve bu hormonların amigdalayı daha çok etkilemesi ile birlikte bir pozitif geribildirim döngüsüne girmiş oluyor. Sadece bebeğine bakmanın bile beynin ödül kısımlarını ışıl ışıl görünür hale getirdiği, yine görüntüleme sonuçları ile belirlendi. Yani kişi annelik davranışlarını gösterdiği ölçüde, daha çok göstermesi için beyni onu itiyor diyebiliriz.

Beyindeki en büyük değişimler, doğurulan ilk çocukla beraber meydana geliyor. İlk doğumdan sonra beynin eski haline geri dönüp dönmediği ise henüz belirsiz. Ressam Sarah Walker, anneliği “yaşadığı evde yeni bir oda olduğunu fark etmek gibi” olarak tanımlamış. Şimdiye kadar ortaya çıkan sonuçlar ele alındığında, bu evde hala aydınlatılması gereken epeyce oda var gibi görünüyor.

Kaynak

The Atlantic 
How Stuff Works 
Baby Center 

Şule Kulein: Lisede “yapabildiği için” sayısal bölümü seçti ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne girdi. Üniversitede katıldığı Mühendislik Kulübü’nün dergisi StepS’e aşık olduğunda, içine sözelci kaçmış bir sayısalcı olduğunu fark etti. Yazım kuralları konusunda etrafındakileri itinayla delirten Şule, 2 yıl boyunca StepS’in editörlüğünü yaptı, üniversitede ve sonrasında okul ve şirket dergileri ile çeşitli bloglara yazılar yazdı. Seyahat etmeyi, okumayı, öğrenmeyi seviyor. Basılı materyalin hastası, fakat çevrimiçi de fena durmuyor. Şule kendini bildi bileli yazıyordu; artık bir de Uplifers’ta yazıyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale