Anlatma ve anlaşılma ihtiyacı üzerine: Azıcık renk, küçücük çizgilerle koca bir dünya yaratmak
Geçen hafta renklerin bana anlattıklarından bahsetmiştim. O günden beri kendimce birkaç şey çizdikçe ve çizdiklerimi izleyince emin olduğum bazı noktalar oldu bugün sizlerle paylaşmak istediğim…
Az renk ve küçücük bir çizgiyle bile insanın tüm dünyasını ifade edebileceğini gördüm. Kimin ne kadar gördüğü, anladığı pek önemli değilmiş aslında. Evet, insan olarak kesinlikle anlaşılmaya ihtiyacımız var ama anlaşılacağız diye kendinden çıkmak değilmiş mevzu. Aynı frekanstaki silüetler zaten insanın kalbine dokunuyormuş, aynı frekanstaki enerjilerin yollarının kesiştiği gibi.
Dünyanı döktüğün o tek çizgiye senin gibi koca anlamlar ithaf edenler varmış, hep olacakmış. Aynı anda tek bir çizgiyi anlamsız bulup tenkit edenlerin olabileceği gibi. Hangisi önemli? Senin hayatında hangi taraf daha kıymetli?
Yani ben anlıyorum ki, sakin olmak ve akmak hayatta en kıymetlisiymiş. Zihninin başkalarına yetişmek için girdiği sonsuz yarışa aldırmadan, sadece var ol öylece ve olduğun kadarıyla boya dünyayı. Yapabildiğin kadarıyla. Elinden geldiği kadarıyla. Senin o küçücük çizgin olmasa; evren resmi denen o koca resim eksik kalıp tamamlanamazdı unutma. Işılda! Sadece kendin olarak, kendi halinden tatmin, merkezinde, net ve her nasılsan tam olduğunu bilerek ışılda ve ak hayatta.
Çünkü sen, ben, biz bunu fazlasıyla hak ediyoruz. Sevgiyle…
İlginizi çekebilir: Dinginlik: Ne isen o olmak, olduğu kadarıyla var olmak