X

Anksiyeteyi yenmek için kullanabileceğiniz olumlamalar

Günümüzün hızlı değişen koşullarında ve yakalamanın neredeyse imkansız olduğu dünya gündemlerinin ortasında, kaygısız, stressiz kalabilmek pek mümkün değil. Üzerine kişisel sıkıntılarımız, toplum baskısı, iş, okul, ilişkiler gibi çevresel faktörler de eklenince anksiyete, pek çoğumuz için kaçınılmaz bir yük olarak karşımıza çıkıyor. Ve hem bütüncül sağlığımızı tehdit ediyor hem de içsel huzurumuzu kaçırıyor.

Zihnimiz geçmiş veya gelecekle fazlaca uğraşırken, değişen koşullara ayak uydurmaya çalışırken ya da tüm bunların arasında dengede kalmaya çabalarken, anksiyete de peşimizi bırakmıyor. Ve anksiyete ile mücadele ederken anı kaçırabiliyor, hayatın tadını çıkarmayı unutabiliyor, tamamen kaybolmuş hissedebiliyoruz. Tüm bunlarla başarılı bir şekilde başa çıkabilmek içinse çeşitli stratejilere ihtiyaç duyuyoruz. Ve tam da bu noktada imdadımıza ‘olumlamalar’ yetişiyor.

Olumlamalar, olumsuz iç konuşmaların panzehridir

Bilimsel araştırmalar, olumlamaların yalnızca 1 aylık bir deneyimlemeden sonra bile anksiyeteyi azalttığına, aynı zamanda dengede kalmaya, merkezlenmeye yardımcı olduğuna dikkat çekiyor. Daha önce anksiyete ile mücadele etmek için meditasyon, yoga, şükretme, mindfulness, günlük tutma gibi pratikleri denediyseniz ama yine de tam olarak istediğiniz sonuçlara ulaşamadıysanız, bu kez de olumlamalara bir şans verebilirsiniz. Üstelik birazdan değineceğimiz bu olumlamalar, zihin sağlığı uzmanları tarafından da onaylı.

Mend Modern Therapy terapistlerinden Rebecca Phillips, kaygının beynin kendimiz ve hayatlarımızın olumsuz yönlerine odaklanma eğiliminin bir sonucu olduğunu, olumlamaların bu duyguları etkisiz hale getirerek daha gerçekçi bir bakış açısı kazanmamıza yardımcı olabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Olumlamalar, olumsuz iç konuşmaların panzehridir.”

Diğer yandan, Living Open Hearted psikoterapistlerinden Kristin Miyoko Papa da “Kaygılı kişiler genellikle kaygılı hissetmekten kaçınmaya çalıştıkları için ‘anksiyete olumlamaları’, kişinin duygularını kabul etmesine ve hissetmesine yardımcı olabilir; onlardan kaçınmak yerine” diyerek benzer bir görüşü savunuyor.

Peki, bu olumlamalar neler ve onları nasıl kullanmak gerekiyor? Olumlamalardan en iyi şekilde yararlanmak için uzmanlar, bunları günde üç kez (sabah, öğle ve akşam) her seferinde beş dakika olmak üzere yüksek sesle tekrarlamayı öneriyor. Bu sıklık mümkün değilse, günde bir veya iki kez, her seferinde üç dakika olmak üzere başlayabilirsiniz, diye de ekliyorlar. Eğer söylemek rahat hissettirmiyorsa yazmayı da tercih edebilirsiniz.

“Eğer kaygınız için olumlamalar söylemeye başlamak istiyorsanız, en başarılı olumlamaların sizinle en çok yankı uyandıranlar yani rezone olanlar olduğunu bilin.” diyor Be Morr Counseling terapisti Roslyn Guzman. Onun bu görüşünü de bütüncül psikoterapist Jennifer Grant Schliessman “Bu, hayatınız için en alakalı görünen olumlamaları seçmeniz gerektiği anlamına gelir. Sonuçta, en etkili olmaları için “bu sözcüklerin doğruluğuna içten inanmalısınız.” diyerek destekliyor.

Anksiyete olumlamaları ile iç huzuru bulmak

Gelelim söyleyebileceğiniz bu olumlamalara. İşte anksiyeteyi yenmek için kullanabileceğiniz olumlamalar:

  • “Beni korumaya çalıştığın için teşekkür ederim kaygı, ancak bugün, bu zorluğun üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum.”

(Inside Out 2 filmini izlediyseniz, bu ilk olumlamayı söylemek ve onun gücüne inanmak çok daha kolay olabilir.)

  • “Kaygılı hissetsem bile rahat ve iyi yaşayabilirim.”
  • “Hayatı şu anda olduğu gibi kabul etmeyi öğreniyorum.”
  • “Kaygım için kendime şefkat duyuyorum, ancak kaygımın eylemlerimi sınırlamasına izin vermemeyi seçiyorum.”
  • “Enerjimi kontrol edebildiğim şeye odaklayacağım.”
  • “Bu, vücudumun bir tepkisi. Ben tehlikede değilim.”
  • “Bu düşünceler de geçecek.”
  • “Güvendeyim.”
  • “Güçlüyüm ve karşıma ne çıkarsa çıksın üstesinden gelebilirim.”
  • “Zor veya stresli durumların üstesinden gelebileceğime güveniyorum çünkü çok şeyin üstesinden geldim.”
  • “Şu anda hissettiğim şekilde hissetmem sorun değil.”
  • “Kaygılı hissettiğimi kabul ediyorum ve bunu iyileştirmek için çalışıyorum.”
  • “Kaygılı hissettiğimi fark etsem bile, yine de yapmaya çalıştığım şeyi (ne ise o sizin için) yapabilirim.”
  • “Kaygılı hissettiğimi kabul ediyorum, ancak bugün cesaret, sabır, azim vb. değerlerimi benimsemeyi seçiyorum, böylece yapmam gerekeni yapabilirim.”

Eğer kendiniz hakkında olumlu şeyler söylemekte ve bunlara inanmakta zorluk çeken biriyseniz terapist Yara Heary, bu tür olumlamaları “ya şöyle olsaydı” ile soruya çevirerek de söyleyebileceğinizi belirtiyor. Örneğin; “Ya gelecekte ne olursa olsun başa çıkabilecek kapasitedeysem?” veya “Ya güvendeysem ve bana hiçbir zarar gelmeyecekse?” gibi soru cümlesi olumlamalarını deneyerek de anksiyete ile mücadele edebilirsiniz. Çünkü, Dr. Heary’e göre bu tür cümleler de pozitif bir zihniyet için tohum ekmeye yardımcı oluyor.

Sonuç olarak, modern dünyanın getirdiği yoğun tempo ve sürekli değişim, çoğumuzu kaygılarımızla baş başa bırakıyorsa, olumlamalar bu mücadelede en güçlü destekçimiz olabilir. Siz de hemen bugün denemeye başlayabilir, hayatınızdaki dengeleri yeniden kurmaya, iç huzurunuzu iyileştirmeye bir adım daha yaklaşabilirsiniz. Anksiyete ile mücadele etmek, huzurunuzu artırmak, ruh ve zihin sağlığınızı korumak için aşağıdaki yazılarımızdan da ilham alabilirsiniz:

Kaynak: popsugar

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale