X

Anda olmanın sırrı: Yavaşlamak

Her şey için o kadar çok acele ediyoruz ki, yemek yerken, konuşurken, düşünürken, spor yaparken. Her şey bir adım sonrasına planlanıyor kafalarda, hareketler daha hızlı ve pratik hale geliyor. Her şeyin ucundan azıcık alıyoruz, biraz kısaltıyoruz. Uykunun, sabah keyfinin, gözyaşlarımızın, keyif aldığımız herhangi bir anın, sevişmelerin, sarılmaların, kahkahaların… Hemen ucundan kesip alelacele toparlanıp “gerekenler” listesinin başına oturuyoruz.

Aynı şekilde yaşamımızı da ucundan ucundan öyle yontup duruyoruz. Sonra bunların farkına varıp bir nebze, bir panik ve acele ile yogaya, nefese, meditasyona, işte adı her ne ise, bizi anda tutacak bilumum farkındalık çalışmasına koşuyoruz. Ama işte yine koşa koşa! Herkes doğum koçu gibi oldu: Hızla nefes al ver, al ver, al ver. Şimdi kalk koştura koştura eve git, işe git, telefonu cevapla vb…

Eğer öldükten sonra hayatımızı izleme şansımız olursa, bu kısımları izlerken gülmekten, karın ağrısı ile debeleneceğiz yerlerde!

Sakin…

Daha iyi görmek için: Uzaklaşın

Bazen her şeye o kadar yakından bakıyoruz ki, ne olduğunu anlamıyoruz olayın, durumun. Biraz geri çekilip izlemek lazım, yeteri kadar uzak değilsek, biraz daha geriye gitmek ve oradan bakmak lazım. Tamamını görebilir hale geldiğimizde ise yavaş yavaş içine girip solumalı…

Anlamak, çözümlemek, bir parçası olmak istediğimiz her şeyde aynı teknik vardır, eğer bu bir teknik ise. Resim yaparken, heykel yaparken, mutlaka dibindesindir yaptığının, sonra uzaklaşırsınız çizdiğinizden, daha net görebilmek, orantısını algılamak için. Biraz daha uzaklaşınca, neyi modellediğinizi ve neyi kopyaladığınızı da görür hale gelirsiniz.

Sonra sakince yaklaşır, en ince detayları yaşar hale, konuşur hale getirirsiniz.

Ondan öncesinde ruh yoktur, esans yoktur, sadece tahmin vardır. Görmek, algılamak baktığımız şeye can verir. Onu yorumlamak ise ruh.

Gerçekleri görmeden, bilmeden, bilme haline gelme sabrı göstermeden yaptığımız her şey fikir yürütmek ve sanmaktır. Cahilliktir. Zihnin, akıl sandığı kurnazlık. Bir nevi ruhsal cahillik. Ve ruhsal cahilliğin bir sebebi de, aceleciliktir. Bu dünyaya, ruha ait olmayan yegane şeylerden biri.

Çünkü zaman bir illüzyondur ve yetişecek bir şey yoktur. Aksine keşfedilecek milyon tane detay, his vardır. Acele, bir kaçış, bir görmezden gelmeye çalışma halidir, bir saklanmadır.

Sakin…

Kimin ve neyin nasıl öğretmenlik yaptığına bakalım. Biraz olduğumuz yerde, akıl bizi oradan oraya çekiştirirken, “iki dakika dur tatlım” diyelim ona.

Ve sakin…

Daha iyi yaşamak için: Her bir hücrenizi fark edin

Gözlerinizi kapatıp rahatlatabildiğiniz kadar rahatlatın bedeninizi, nefes alırken kendi kokunuzu içinize çekmeye çalışın, ayırt etmeye, fark etmeye. Sadece kendi kokunuza nefes alın, ten kokunuza, teninizle birleşmiş parfüm kokunuza, ellerinizi yıkadığınız sabunun kokusuna, dudaklarınıza yapışmış kahvenin kokusuna. İyice odaklanın. Çeşit çeşit kokular üzerinizde. Kokuları ayırt etmeye başladıkça, ağzınızın tat haline bakın, hafif şekerlenen tükürüğünüze, yumuşayan ve gevşeyen dudaklarınıza… Koklamaya devam edin ama sakin, çabasız…

Ve o oturan bedeninizin bir çiçek dalı olduğunu düşleyin, kollarınızın yapraklar olduğunu. Yavaşça yukarı çıkın ve kafanız bir tomurcuk çiçek olduğunu düşleyin; yaprakları henüz açılmaya başlamış. Koklayın şimdi kendinizi.

Sakin…

Size özel kokunuz, size özel renginiz ile duruyorsunuz öylece, kendine has bir zarafet ile. Koklayın. Her nefeste, her hissedişte, her koklayışta, milimetrik açılıyor belki yapraklarınız. Kokunuz iyice salınıyor etrafa, daha da yoğun ve etkili. Çiçek olmak güzel bir şey, bize sabrı, yavaş yavaş aydınlanan bilincin metanetini ve huzurunu anlatıyor.

Ve açın, yapraklarınızı, yavaş yavaş. Koşmadan, her bir yaprağın açılışını hissederek, fark ederek, onurlandırarak. Her açılışta yoğunlaşan kokunun farkına vararak.

Çiçeğin çiçek olmaktan başka derdi olur mu? Açmasında bir gecikme olur mu? Yetişeceği bir bahar partisi? Aynı anda açmayı planladığı başka çiçekler olur mu? Bu olmadığında üzüntü duyar mı? Rengiyle, şekliyle bir derdi olur mu? Rüzgarda eğilen boynu için bir isyanı? Boynu eğildi diye açmaktan vazgeçen bir hali, kararı? Herkesten önce açıp bir an önce olan olsun derdi? “Şimdi çiçek oldum, bitsin bir sonrasına köpek olacağız inşallah” inancı? Kırmızı değil de mor oldum diye sızlanır mı peki?

Derin bir nefes alın ve tüm bu soruları nefesinizle dışarıya, aynı her gece yaptığınız gibi, karbondioksit olarak geri verin. Dönün kokunuza, ağız tadınıza. Bedenin öylece duruşuna, dirençsiz ve sakin. Her şey için yeteri kadar zamanımız var, hepimiz öğreneceğimiz şeyi öğrenmeden, tecrübe etmeden ayrılmayacağız dünyamızdan.

Koşuşturacak bir şey yok.

Daha çok hissetmek için: Aceleyi bir kenara bırakın

Çok boyutlu görün lütfen; iş güç koşturması değil sadece, zihnin arsızlığından bahsediyorum. Aydınlanmak ve bir an önce görmek için uğraşan tarafınızdan bahsediyorum. İçinizdeki titreşimden bahsediyorum, dinleyin. Her bir yaprağın nasıl açıldığını izleyin, sakince, dürüstçe. Çok dürüst. Bu önemli. Her açılışında, her milimetresinde bir bilgi, bir hatırlayış var. Zamansızlık var, sonsuzluk… Sadece deneyim var, sadece olmak hali. Olduğun şey ne isen, dolu dolu o olma hali.

An, böyle bir şey. An sonsuz bir şey. An, sen olur ve onu yaşamayı kabul edersen fark edeceğin bir şey. O çekiştirilmez, çağrılmaz, çabuklaştırılmaz. “Anda olacağım” diyerek anda olunmaz. Siz sadece olursunuz, olduğunuz için anda olursunuz.

Olun. Olduğunuz her ne ise olun.

Göremiyorsanız çıkın biraz uzaktan bakın, dışarıya değil kendinize. Yeterli değilse az daha uzaklaşıp oralardan, çevresiyle beraber nasıl öyle bakın. Sonra geri dönüp girin bedenin içine ve sağlamlaştırın varlığınızı, o haller ne haller ise, yargılamadan.

Bir şeyleri başarmaya değil anlamaya çalışın. İçinde olarak sadece. Dışarıdan bakıp fikir yürüterek değil, yeterince uzaklıktan izleyip, içine girip nefes alarak. Bedensel olarak da, yaptığınız asananın/hareketin/dönüşün (o sırada ne yapıyorsanız); hareketin içinde kalın ve o olun. İtmeden, zorlamadan, yarışta olmadan. Kendinizin bir önceki hali ile bile!

O bedenin içinde kendini köşelere sıkıştırmış haller olarak, deneyimleyin hareketi, halleri. Kasılmış bir bacak olun tüm hücrelerinizle, ve o kasılmayı anlayın, yaşayın. Tüm beden kasılmış bir bacak olsun, onun duygusu, onun üzüntüsü, korkusu. Sonra anlayınca, söylersiniz, geçti! Hepimiz buradayız, yalnız değilsin.

Daha gerçek bir yaşam için: Kendinize dürüst olun

Niyet kesin olmalı, amaç dürüst olmalı. Kaçmaya mı yaşamaya mı geldik? Yarışmaya mı, olmaya mı geldik? Kendimiz olmaya mı, kopyalamaya mı? Korkuya mı, maceraya mı oyumuz?

Perdeleri kaldırıp, yaşamın yetişilecek, halledilecek, çekilecek vb. dertler, -malı/-meli yığınından çok alakasız bir şey olduğunu görme zamanı artık.

Her ne yapıyorsanız, onu yapın! Gerçekten. Dürüstçe yaptığınız şeyi yapın. Meditatif mi olmak istiyorsunuz? Yaptığınız şeyi gerçekten yapın. Yemek yiyorsanız gerçekten yemek yiyin, düşüncelerinizi değil. Yediğiniz şeyi! Yürüyorsanız, yürüyün. Tabanlarınızı, kaslarınızı, yolları hissederek. Yürüyen olun! Yaşamı anlamak, sırra ermek mi istiyorsunuz? Yaptığınız şeyi yaptığınızı bilerek, yaptığınız şey ile bütün olarak yapın. Dürüst olmak yeterli! En zor ve en kolay şey.

Çiçek olun, yaprakları yavaş yavaş açılan. Kokusunu kendisine salan. Rüzgarın en minik tınısını her hücresinde hisseden, zarif ve kırılgan varlığı ile keskin ve güçlü. Yürürken hissedin yüzünüzdeki rüzgarı, ayağınızın altındaki taşı. Arkada öten kuş ile çalan kornayı, kornaya basanın telaşını. Gülümseyin, çünkü bunların hepsi tatlı bir hayal. Ve sen, kimin hayalini yaşadığını bilen, olansın. Kendi olan, olduğu şey olan.

İki dünya arasından, tam o çizgiden bakın her iki tarafa.

Sakin…

Okurken izlemeniz, izlerken görmeniz, dünyalar arasında gezinirken,  gezindiğinizi fark etmeniz niyetiyle…

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale