X

Anda kalmanın büyüsüne nasıl kapıldım: Anlara sahip çıkmanın verdiği gücü keşfedin

Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba! Epey bir zamandır içime dönmüştüm. Nedenini bilmediğim bir şekilde “Kabuğuna çekil” sinyalimi dinliyordum. Normalde bu tip durumları kış aylarının hüznü ile kucaklardım, ancak sanırım şimdilerde hayatımıza giren “yeni normal” kavramı ile benim de mevsimlerim şaştı.

Şimdi diyeceksiniz ki -ya da demeseniz bile ben diyeyim- bu içe çekilme ile ne gibi kazanımlar elde ettin? Cevap veriyorum: Hiç. 

Çünkü bu sefer ve sanırım ilk kez, herhangi bir beklentim olmadan, sadece o an öyle istediğim için, ruhum bu sefer eylemsiz kalmak, herhangi bir duygu tanımlamak istemediği için öylece durdum.

Öyle ya… İlla da bir sonuca varmam gerekmiyordu ki. Bu sefer de buradan bir sonuçla ayrılmadan yoluma devam etmeyi deneyimledim. Çok başkaydı benim için. Varmak istediğim bir yer olmadan yaşarsam kendimi hep yönsüz hissedermişim gibi gelirdi önceden, ama hiç de öyle değilmiş.

Hatta tam tersi bu yönsüzlük hali benim daha da hafiflememi sağladı. Bu hafiflik benim daha da özgür düşünmeme yol açtı. Hayata geçirmek istediğim projem için adımlar attırdı. Sağlam kafa, parlak, dingin zihinle buluşunca daha da yaratıcı oldum sanki. 

Bir de geçmiş yazılarıma baktım. Neler anlatmışım, iç döküşlerim hangi konulardaymış, epeyce analiz ettim. Yine boş durdum dediğim halimle bile bir aksiyon içindeymişim gördüğünüz gibi… 

Yazılarımda en çok “değer verme-değer görememe” dengesine vurgu yapmışım. Çoğunlukla da kendi değerimi bulma çabamı anlatmışım sizlere. Baktım ve gördüm ki bu da tıpkı yukarıda anlattığım gibi beklentiyi bırakınca benimle bütünlendi. Yaptığım yanlışları gördüm böylece. Kendimi ağır eleştirmelerimin insanlara nasıl da cesaret verdiğini mesela. Neden ilk yumruğu hep kendime atıyordum ki? Evet, eleştirmeliyim kendimi, biliyorum, ancak ya iyi yönlerim? Ya beni ben yapan biricik özelliklerim? Onları da hiçe saymak haksızlık değil miydi?

Evet, öyleydi. Hatalı da olsam görüyorum ve kabul ediyorum. Ben buyum. Kimi zaman kendini unutacak kadar bir başkasını merkezi yapan ben, kimi zaman gerçekten yanlış olduğunu düşündüğü bir konuda sınırlarını kalın duvarlarla çeken ben.

Gördüm ki kendi merkezime dönüp bu bana zarar verir gibi görünen davranış kalıplarımı da kabul ettikçe, daha da yörüngeme oturdum. Tıpkı yere düşünce dakikalarca kendi etrafında dönen sonra da sakinleyen bir tencere kapağı gibi, önce çok gürültülü düştüm, sonra da duruldum. Baktım ki düşsem de, kalksam da bu hayatta beni ben yapan bu özelliklerimle varım. Beni seven insanlar da, gerçekten yanımda olanlar da böyle kabul etmiş zaten. Bundan daha güzeli var mı?

Ben ancak kendim istemezsem vazgeçerim her neyden vazgeçmek ya da neye dönüşmek istersem. Oh be! Sonunda rahat nefes alabildim sanırım. Birazcık bu sapakta durup manzaranın tadına varmak istiyorum.

Daha önceki yazılarımda hep değer görmek için kendimden çok verdiğimden ve bunun bana nasıl da hayal kırıklıkları yaşattığından bahsetmişim. Gerçekten de şu zamana kadar biriktirdiğimi sandığım bütün dostlukların ardında bu ve bunun gibi kırık anılarım var. Hepsini birer kutuya koyup istediğimde hatırlamak üzere rafa kaldırdım.

Gördüm ki değer görmek öyle alma-verme dengesinde keskin çizgilerle belirlenecek bir durum değilmiş. Zaten yanımda olmak isteyenler benimleydi. Herkese ve en önce de kendime yeteri kadar değer verince, zaten bütün şaştığını sandığım dengeler mucizevi bir şekilde rayına oturuyordu. Bunun birçok örneğini yaşamıştım ve bence artık bunu anlamam için evrenin bana daha çok mesaj göndermesine ihtiyacım yoktu. Etrafımda, gerçekten benim duygularımı önemseyen insanlar vardı. Bunun için binlerce kez şükür.

Bir arkadaşım geçenlerde, “O gün gözlerimde yeterince pırıltı göremediği” için benim en sevdiğim şey olan kahveyi alıp masama bıraktığında… “İşte bu kadar basit” dedim. Mutlu etmek de mutlu olmak da anlardan ibaret ve bizler bu anlara sahip çıktığımız sürece hayat da bizi ödüllendirmeye devam edecek.

Ben bu yazıya başlarken aslında biraz konfor alanı ile risk almak üzerine yazacaktım, ancak kendimi teslim olmaya öylesine kaptırdım ki konu buralara kadar geldi. Sanırım artık bir başka yazımın konusu olacak. Şimdilik ben sizlere, kendimi ana bırakarak hayatın bana hazırladığı sürprizleri kucaklamaya hazırlandığım bir dinginlik sürecini bitirdiğimi ve şimdi güzelliklere kucak açmaya hazır olduğumu yine en sevdiğim yerden duyuruyorum…

Haydi gelin hep beraber anın gücü ile ipleri atalım denize. Ayrılalım sıkı sıkıya bağlandığımız her bize iyi gelmeyen duygudan.
Ne dersiniz? Benimle misiniz?

İlginizi çekebilir: Bir yanım bahar bahçe, bir yanım fırtına: Yolumuzu kaybettiğimizde bize ne yol gösterir?

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale