Anahtar kelime vazgeçmemek: Hayat, cesaret ve iradeyi ödüllendirir
Anahtar kelime vazgeçmemek. Hayat, cesaret ve iradeyi her zaman takdir eder. Çünkü bu ikisine erişebilmek için önce ne yapacağını bilmek gerekir, ne yapacağını bilmek için ise sorgulamak.
Dünya üzerinde yaşayan her canlının DNA’sı farklıdır, her birimiz karakteristik birçok özellikle donatılmışızdır. Bunun getirisi olarak ise, her birimizin kısacık hayatımızda bir hayat ödevi, hayat amacı vardır. Bunun farkında olmayanlarımız bir o tarafa, bir bu tarafa savrulur durur. Hayat amacımızı bulmak, sorgulamak ile başlar: Neden buradayım? Ben kimim? Hepimizin farklı olmasının sebebi nedir?
Hayat amacımızı kimse elimize vermez, biz kendimizi tanıdıkça ve keşfettikçe o bize kendini sunacaktır, yolumuz mutlaka o yöne doğru çekilecektir. Bulduktan sonra ise sürdürebilir olmasını sağlamamız gerekir. İşte burada cesaret ve irade devreye girer.
Hayatta zaman döngüsü bir çizgi şeklinde değil, bir spiral şeklinde ilerler, geçtiğimiz yerlerden tekrar tekrar geçeriz. “Aa ben bunu yaşamıştım” ya da “Ben buradan geçmiştim” dediğimiz olaylar, prensesi kurtarmaya giden yolda canımızı eksilten ama bizi öldürmeyen engeller gibidir, daha dikkatli, daha farkında, daha “an”da olma mesajı verir.
Dışarıda değil, içeride cevap arayarak, en derinde bulduğumuzla kendimize etiketlemeyerek ve en önemlisi bütün insanların aynı şeyi yaşadığının bilincinde olarak kendimizi daha iyi tanımalı ve keşfetmeliyiz. Biz bu kozmik bütünlükte, bütünlüğün bir parçasıyız. Rolümüzü kavramamız için kendi içimize dönmeli ve bunu bir beklenti haline getirmeden, kendiliğinden geleceğini bilerek akış içerisinde olmalıyız. Yaşadığımız zor zamanların bizim dışımızda geliştiğini ve toplu bir bilinçlenme ve farkındalığa sebep olduğunu düşünüyorum. Eğer hayatımızda olan bitenden memnun değilsek, değiştirecek tek gücün bizde olduğunu hatırlayıp onu bulana kadar vazgeçmemeliyiz.
İlginizi çekebilir: Deneyimlerimiz ne anlatır: Hayat, dersimizi öğretene kadar bize tekerrür yaşatır