Antioksidan maddelerin genel sağlığımızı iyileştirdiğini ve bağışıklık sistemini güçlendirici bir etkiye sahip olduğunu muhtemelen biliyorsunuz. Peki “ana antioksidan” olarak nitelendirilen glutatyon hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? (1) Daha önce hiç duymadıysanız bile, bu güçlü bileşen, vücudunuzda genel sağlığınızı en iyi şekilde desteklemek üzere sıkı bir şekilde çalışıyor. Ve tıpkı farklı antioksidanlarda olduğu gibi, vücudumuz, türünün tek örneği bir biyoaktif olan bu maddeyi de kendi başına üretebiliyor. Elbette genel sağlık üzerindeki olumlu etkilerini tam olarak gösterebilmesi için vücutta yeterli miktarlarda bulunması önemli. Ancak çoğumuzun günlük yaşamda maruz kaldığı yoğun stresi ve benimsediği sağlıksız yaşam alışkanlıklarını düşününce, vücudumuzdaki glutatyon seviyelerinden şüphe etmek, son derece anlaşılabilir…
Glutatyon nedir?
Güçlü bir antioksidan olan glutatyon, tümü kükürt minerali açısından zengin olan glutamat, sistein ve glisin isimli üç amino asitten oluşur. Vücuttaki görevlerine yakından bakacak olursak, ana işlevlerinin oksidatif süreçleri kontrol etmek ve toksinleri vücuttan atmak için serbest radikalleri, hücrelerinizi ve DNA’nızı strese sokabilecek kararsız molekülleri savuşturmak olduğunu söyleyebiliriz (2). Daha detaylı bir ifadeyle, glutatyon oksidan maddeleri bağlayarak karaciğere taşır ve orada etkisiz hale getirir. Hücrelerdeki oranı 90’nın altına düştüğünde reaktif oksijenler hücrelere zarar vermeye başlar; yüzde 70’in altına düştüğünde ise ciddi bağışıklık sistemi problemlerine sebep olur (3)(2). Daha detaylı bir ifadeyle, glutatyon oksidan maddeleri bağlayarak karaciğere taşır ve orada etkisiz hale getirir. Hücrelerdeki oranı 90’nın altına düştüğünde reaktif oksijenler hücrelere zarar vermeye başlar;.
Glutatyon neden önemlidir?
Yukarıda, bu güçlü bileşenin vücutta bazı seviyelerin altına inmesi durumunda, ciddi bağışıklık sistemi problemlerine neden olabileceğini söyledik. Bununla birlikte artık glutatyonun vücutta serbest olarak gezinen oksidan maddeleri bağlayarak zararlı etkilerinden koruduğunu da biliyorsunuz.
Glutatyon önemlidir, çünkü yaşamın koruyucusu olarak tanımlanan bu güçlü antioksidan otoimmun hastalıklar, diyabet, kalp hastalıkları gibi ciddi hastalıklara yakalanma riskini azaltır (3). Neyse ki söz konusu glutatyon eksikliği olduğunda, glutatyonun sentezlendiği amino asitleri içeren besinleri tüketerek veya glutatyon içeren besin takviyeleri kullanarak, bu eksikliği gidermek mümkün! Peki, acaba glutatyon takviyesi ne işe yarar?
Glutatyon takviyesi kullanmak cilt ve göz sağlığına, kasların yıkımını ve ağrılarını önlemeye, uyku düzenine olumlu etkilerde bulunur. Glutatyonun aynı zamanda cilt sağlığı üzerinde kanıtlanmış olumlu etkileri vardır. Yapılan klinik çalışmalarda, glutatyonun UV ışınlarının cilt üzerindeki zararlarını azalttığı, cildi iyileştirdiği, kırışıklıkları azalttığı ve cilt elastikiyetini artırdığı kanıtlanmıştır. Ayrıca bu güçlü antioksidanın cildin güneşe maruz kalan ve melaninden dolayı renk değişimi olan kısımlarını da aydınlattığı görülmüştür. Tüm bu kanıtlanmış etkileri nedeniyle glutatyon sağlıklı yaş alma, sağlıklı ve parlak bir cilt ile ilişkilendirilmektedir (4).
Glutatyon içeren besinler nelerdir?
Glutatyonu, dilerseniz tıpkı diğer aminoasitler gibi beslenme yoluyla da alabilirsiniz. Bu özel madde kükürtlü besinlede bulunur. Bu tür besinler glutatyonun yapısında bulunan sistein proteini bakımından zengindir. Glutatyon içeren besinlerin en önemlilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Lahana
- Karnabahar
- Turp
- Sarımsak
- Soğan
- Yumurta
- Bamya
- Ispanak
- Kuşkonmaz
- Brokoli
- Patates
- Havuç
- Avokado
- Kabak
- Kavun
Vücuttaki glutatyon seviyelerini artırmak için neler yapılabilir?
Daha önce de belirttiğimiz gibi glutatyon, vücutta yeterli seviyelerde bulunduğunda, sıkı bir şekilde çalışarak yukarıda sıraladığımız tüm faydaları gösterir. Ancak yaş ilerledikçe ve vücut toksinlere maruz kaldıkça, vücuttaki glutatyon miktarında da doğal bir azalma olur. Glutatyon bağışıklık sistemi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğundan, glutatyon miktarının azalması vücutta hastalıklara elverişli bir ortam oluşturur. Buna bağlı olarak başta otoimmün hastalıklar ve kalp hastalıkları olmak üzere, ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkma riski artabilir.
Dolayısıyla daha sağlıklı bir yaşam sürebilmek adına glutatyon eksikliğini gidermek için siz de sentezlendiği amino asitleri içeren besinleri tüketilebilir veya hazır glutatyon preparatları kullanabilirsiniz. Besin takviyeleri, 200-450 mg glutatyon içeren tabletler ve kapsüller veya lipozomal glutatyon içeren sıvı şaseler ve kapsüller olarak bulunur. Lipozomal glutatyon formu, direkt olarak etki bölgesine ulaştığı için emilimi yüksek olur (5). Yani glutatyon desteği için lipozomal formda glutatyon tercih edilebilir.
* Bu yazı Lipozone katkılarıyla hazırlanmıştır.