X

Amacımız hep mutlu olmak mı bu hayatta; öyle bir gerçeklik var mı?

Meditasyon Eğitmenliği Eğitimi alırken Bilincin Boyutları konusunu işlerken hocam Ezgi Sorman şunu söylemişti: “Amacımız hayatı sürekli en yüksek bilinç boyutundan yaşamak değildir. Hayat, bu boyutlar arasında dans etmektir.”

O ana kadar hepimiz böyle sanıyorduk sanırım. Bizi şaşırtan bir bilgiydi. Kendi adıma konuşmak daha doğru olacak belki de; en azından beni. O güne kadar hep aynı şeyi duymuştum halbuki: hayattaki amacımız HEP mutlu olmak! 

Mümkün mü bu gerçekten sizce? 7/24 sorunsuz, sıkıntısız, acısız, hafif, her istediğinizi anında elde ettiğiniz bir hayat düşünün. Evet kulağa güzel geliyor bir an biliyorum. Fakat o zaman mutluluk gerçekten ne demek, biliyor olur muyduk?

Karanlığı atlatmanın en kolay yolu karanlığın içinden geçmektir.
Acı da mutluluk da bize ait

Öyle çok doldurulduk ki hep mutlu olmamız gerektiğine dair… Ufak bir sıkıntı anıyla baş etmekte zorlandık. Çaresiz hissettik, isyan ettik. Reddettik, görmezden gelmek için elimizden ne geliyorsa yaptık. Birçoğumuz hala yapıyoruz da.

Neden ki? Tamam mutluluk, neşe güzel de acıyı görmezden gelme eğilimimiz neden bu kadar kuvvetli? Acı da insan olmanın bir parçası değil mi aslında? Onu da mutluluğumuz kadar sahiplenmemiz gerekmiyor mu? O da bize ait değil mi?

Zaten dışlamaya çalıştıkça daha da direnmiyor mu bize: “Hey! Ben de buradayım ve senin tarafından görülmeye, anlaşılmaya ihtiyacım var!” diye daha da tepinmiyor mu?

Acıyı görmek ve anlamak, ona şefkatli yaklaşmak sanırım onu sessizleştiren, sakinleştiren. “Seni görüyorum ve hak veriyorum.” diyerek buluşmak onunla. 

Bunu diyebildiğimiz anda zaten kendiliğinden bizi terk etmeye başlıyor… Küçük, inatçı bir çocuk gibi işte. Çocuklar genelde neden olmayacak şeyler yaparak sizi şaşırtırlar? Söyleyeyim ben: genelde ilginizi çekmek için. Görülmek için. Hepimizin ihtiyacı olan “görülmek” için aslında. Acı da aynısını yapıyor bize. Mutluluğu heyecanla karşılarken, onu dışlamamızı kıskanıyordur belki de. Bunu şimdi ben de sesli ilk defa düşündüm bu şekilde. Pek mantıksız da gelmedi bana. 

Karanlığın gücü yüksek ama ışıktan, aydınlıktan daha fazla değil.

Görmek, anlamak ama içinde kaybolmamak. Tüm konsantrasyonu oraya verip karanlıkta boğulmamak. Fark etmek ama kuvvet vermemek. Çünkü kuvvetli. Çünkü karanlığın gücü yüksek ama ışıktan, aydınlıktan daha fazla değil. 

Belki şunu demek: “Şu an hiç iyi hissetmiyorum. Hissetmeme sebeplerimde de haklıyım ama geçecek. Sadece şu an böyle.” diyerek elimizden geldiğince, kendimizi belki bir miktar da zorlayarak bize ışık tutan şeyleri yapmak. Hayatımızda onlar her ne ise onlara yönelmek.

Ha tabi bazen bazı yaşadığımız durumlarda imkansıza yakın derecede zor görünür bize. Acıdan nefesimiz sıkışırken, o an nefes bile alamazken nasıl yönelebilelim başka şeylere? Bazen olmuyor evet kabul ediyorum. Ne yapsak boş o an. “Ben daha nefes almıyorum, sen neden bahsediyorsun?” diyor insan. O uç noktalarda da sanırım başka bir yol var. Ezgi hatırlattı bana yine geçen gün: Karanlığı atlatmanın en kolay yolu karanlığın içinden geçmektir.” Kendimize zarar vermeyecek noktaya kadar biraz da orada kalmak demek galiba bu. O an nefeslerimize ve acımıza odaklanmak. O acıyı sonuna kadar hissetmek kalpte. Öyle bir hissedin ki sonunda yok olsun! Kalmasın! Kaçacak yer bulamasın! 

Dans bu işte. Bir yukarıdasın, bir aşağıda. E madem öyle, keyif almaya bakmalı değil mi aslında?

Hiç kolay değil hatta zor biliyorum. Bir şeyleri keşfetmeye başladığımdan beri aynı cümleyi söylemekten kendimi alıkoyamıyorum:İnsan olmak başlı başına çok zormuş.”

O yüzden çok da yüklenmeyin kendinize derim. Bu dünyada var olarak zaten çok büyük bir şey yapıyoruz hepimiz! Ne cesaretli ruhlarmışız ki buraya gelmişiz. Bu yüzden kendinizle gurur duymayı, kendinize bol bol şefkat göstermeyi sakın ha ihmal etmeyin.

Nice hafif yaşayacağımız insanlık deneyimlerimize…

İlginizi çekebilir: Negatif ve pozitif arasında yeniden dengeyi bulma denemeleri

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale