X

Aloe vera yenir mi?

Aloe vera genelde güneş yanığı tedavisinde kullanılsa da bunun yanı sıra tıbbi olarak ve sağlık açısından pek çok faydası olan bir bitkidir. Hatta doğru bir şekilde hazırlandığında aloe vera bitkisini tüketmeniz dahi mümkündür. Aloe vera toprak olmadan da yaşayabildiği ve çiçek açabildiği için “ölümsüzlük bitkisi” olarak da bilinmektedir. 400’den fazla türü bulunan aloe vera, Asphodelaceae (Çirişotugiller) familyasının bir üyesidir.

Araştırmalar, geleneksel tıpta binlerce yıldır kullanılan aloe veranın sağlık açısından çeşitli faydaları olduğunu göstermektedir. Örneğin, aloe vera güneş yanıklarını tedavi etmek, diş plaklarıyla savaşmak ve kan şekerini düşürmek için kullanılabilmektedir. Aloe vera aynı zamanda mineraller, enzimler, amino asitler, yağ asitleri ve polisakkaritler dahil olmak üzere 75’in üzerinde aktif bileşik içeren, besin açısından zengin bir bitkidir. Bu nedenle bitkinin yenilebilir olup olmadığını merak ediyor olabilirsiniz.

Bu yazıda aloe vera yiyip yiyemeyeceğinizi ve yemeniz gerekip gerekmediğini okuyabilirsiniz.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Aloe vera yaprağı yenir mi?

Aloe vera yaprakları üç kısımdan oluşmaktadır: Kabuk, jel ve lateks. Sağlık açısından en çok faydayı yaprağın iç kısmında bulunan jel sağlamaktadır. Çoğu kişi aloe vera jelini cildine uygulasa da jeli yiyerek tüketmek de mümkündür.

Aloe vera jeli güzel ve canlandırıcı bir lezzete sahiptir. Bu nedenle smoothie’ler ve salsa soslar dahil olmak üzere pek çok tarifin içerisine eklenebilir.

Aloe vera jeli hazırlamak için yaprağın üst kısmındaki ve yanındaki dikenli kısımları kesebilirsiniz. Ardından kabuğu düz olan kısmından kestikten sonra içindeki jeli çıkarabilirsiniz.

Aloe vera jelini çıkartırken üzerinde lateks kalıntısı olmamasına dikkat etmelisiniz. Lateks, yaprağın kabuğu ile jeli arasındaki ince, sarı renkli bir sıvı tabakasıdır. Bu tabaka, aloin gibi laksatif özelliklere sahip bileşikler içerir. Bu nedenle çok fazla lateks yemenin ciddi ve hatta ölümcül yan etkileri olabilir.

Aloe vera yapraklarının kabuğunu yemek ise genelde güvenlidir. Hafif bir lezzete ve çıtır bir dokuya sahip olan yaprakları salatalarınıza ekleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra salsa sosa ve humusa banarak da tüketebilirsiniz.

Kabukları tüketmek için yaprakların üst ve yan kısımlarındaki dikenli yerleri kesebilir ve düz kısımdaki kabuk kısmını ayırabilirsiniz. Üzerindeki kirleri ve lateksi temizlemek için kabuğu iyice yıkadığınızdan emin olmalısınız. Kabuklar sert geliyorsa yemeden önce 10-20 dakika kadar suda bekletebilirsiniz.

Aloe vera jeli kremi tüketilir mi?

Aloe vera jeli içeren cilt kremleri yenmek üzere tasarlanmadığı için bunları yiyerek tüketmemelisiniz. Cilt ürünlerini güneş yanıklarını hafifletmek, cildi nemlendirmek, inflamasyonu azaltmak ve kaşıntıyı hafifletmek gibi amaçlarla cilt üzerine sürerek kullanabilirsiniz.

Cilt kremi olarak satılan aloe vera jellerinin çoğunda raf ömrünü uzatmak için koruyucular ve kokunun, dokunun ve rengin daha iyi olmasını sağlamak için başka bileşenler bulunmaktadır. Bu bileşenlerin yutulması tehlikeli olabilmektedir. Ayrıca işlenmiş aloe vera ürünlerinin içindeki aktif bileşenler yok olmuş olabileceği için bunları tüketmek, istenen etkinin görülmesini sağlamayabilir.

Aloe vera içeren çoğu cilt bakım ürününde yutulması hedeflenmeyen koruyucu maddeler ve bileşenler bulunduğundan dolayı bunları tüketmek yerine aloe vera bitkisinin kendisini tüketmelisiniz.

Aloe vera yemenin faydaları

Aloe vera yapraklarındaki jeli tüketmenin sağlık açısından çeşitli faydalar sağladığı düşünülmektedir. Bununla birlikte bitkinin diğer kısımları da faydalı olabilmektedir.

Aloe veranın sağlık üzerinde sağlayabileceği faydalardan bazıları şu şekildedir:

  • Kan şekeri seviyelerini düşürebilir. Aloe vera jelinin insülin duyarlılığını arttırarak kan şekeri seviyelerini düşürebileceği düşünülmektedir.
  • İnflamatuar sinyalleri baskılayabilir. TNFa, IL-1 ve IL-6 gibi inflamatuar sinyaller, aloe vera özütü tarafından baskılanabilir.
  • Diş plakları azaltılabilir. Gargara olarak kullanıldığında aloe vera jelinin diş plaklarını azaltmada gargara kadar etkili olabileceği düşünülmektedir.
  • Hafızayı destekleyebilir. Aloe vera jeli tüketmek öğrenmeyi ve hafızayı geliştirmeye ve depresyon belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilmektedir.
  • Antioksidanlar açısından zengindir. Antioksidanlar, birçok kronik hastalıkla bağlantılı bileşikler olan serbest radikallerin neden olduğu hasarla mücadeleye yardımcı oldukları için önemlidir.

Aloe vera yemenin zararları

Aloe vera yapraklarının içerisinde bulunan sarı renkli sıvı olan lateksi tüketmenin sağlık açısından zararları olabilir. Az miktarda lateks tüketmek, bağırsak hareketlerini teşvik ederek kabızlık tedavisine yardımcı olabilir. Ancak uzun süreli lateks tüketimi mide ağrısı, böbrek sorunları, düzensiz kalp atışları ve kas zayıflığı gibi yan etkilere yol açabilir. 1 gramın üzerindeki yüksek dozların uzun süreli kullanımı ise ölümcül olabilir.

Hamileler lateks tüketmekten tamamen kaçınmalıdır. Aloe vera lateksi rahim kasılmalarını uyararak düşük yapmaya neden olabilir. Ayrıca inflamatuar bağırsak hastalığı (IBD) veya Crohn hastalığı gibi sindirim bozuklukları olan kişiler de sağlık durumlarını kötüleştirebileceği için aloe vera lateksini tüketmekten kaçınmalıdır.

Lateksin yanı sıra, diyabet, kalp veya böbrek ilaçları alan kişilere aloe vera jeli tüketmeleri tavsiye edilmemektedir. Aksi halde ilaçların yan etkileri daha kötü hale gelebilmektedir.

Özetle; aloe vera, jeli ve kabuğu yenilebilen bir bitkidir. Özellikle jel kısmı sağlık açısından çeşitli faydalar sağlayabilir. Bununla birlikte hem kabuğu hem de jeli tüketirken lateksten tamamen arındırmak için yıkamanız önerilir. Aloe vera jeli içeren cilt bakım ürünlerini ise sadece cildinize uygulamanız ve kesinlikle yiyerek tüketmemeniz önemlidir.

Kaynak: healthline

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

İlginizi çekebilir: Aloe Vera Bakım Kılavuzu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale