X

Alkol ve cinsellik arasında nasıl bir ilişki var?

Alkol çağlar boyunca sanki bir aşk iksiriymiş gibi tanımlandı ve genel olarak gevşemeye ve cinsel eyleme hazır olmaya yardımcı olduğuna dair pek çok söylem bulunuyor. Peki onun gerçekten afrodizyak bir etkisi var mı? Alkol almak orgazmı daha iyi hale getiriyor mu yoksa orgazm olamayacak kadar uyuşturuyor mu? Onun bu anlamdaki genel etkilerine kısaca bir göz atalım.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kadınlardaki etkileri

Eğer kadınsanız, alkolün cinsel hayatınızdaki etkileri çeşitli olabilir.

Cinsel isteği artırma ihtimali var: Bir iki alkollü içecek cinsel uyarımı arttırabilir ancak garanti de değildir.

Alkol tüketimi kadınlarda testosteron düzeylerinde artışa sebep oluyor ve bu erkeklik hormonu cinsel arzuda rol oynar. Bu nedenle alkol alan kadınlarda cinsel arzu artışının faktörlerinden birisi olabilir. Bunun yanında beklentiler konusu da var. İnsanlar alkol aldıklarında daha özgüvenli olabiliyorlar ve iç engelleri azalabiliyor. Yani kendini gerçekleştiren kehanet gibi bir durum ortaya çıkabiliyor.

Cinsel uyarımı artırabilir veya azaltabilir: Bazı kadınlar birkaç içkiden sonra cinsellik için daha ilgili olabilirler ancak bedeninin bu karara uyacağı da kesin değildir.

Bazı kanıtlara göre alkol kadınların cinselliğe hazır olduklarını düşünmelerini sağlarken, fazlası fizyolojik olarak kötü etkide bulunuyor ve genital tepkileri yavaşlatıyor.

Bu nedenle alkol ve seks söz konusu olduğunda ölçülülük temel olmalı. Ayrıca ne kadar çok içilirse genital tepki ve fiziksel uyarım o kadar kötü olacaktır.

Orgazma daha zor ulaşılır: Bir bardak içki kan akışını etkilemez ancak bir tane fazladan içmenin fizyolojik, bilişsel ve davranışsal etkileri olabilir ve bu da orgazmı engelleyebilir.

Yani orgazm daha uzun sürede elde edilir ve daha az yoğun olur. Hatta hiç olmayabilir. Bu nedenle ilişkiden önce çok fazla içmemek önemlidir.

Islanmak daha zor olur: Uyarıldığınız zaman bedeniniz genital uzuvlara giden kan akışını arttırır ve ilişkiye hazırlar, böylece bölgede şişkinlik ve yağlanma sağlanır.

Ancak çok fazla içmek bu tepkileri azaltır ve vajinal kuruluğa sebep olabilir.

Erkeklerdeki etkiler

Alkolün erkeklerdeki etkileri biraz daha doğrusaldır.

Ereksiyon zorlaşabilir: Alkol tüketimi ereksiyonu zorlaştırabilir ve hem başlangıcı hem de sürdürülmesini etkileyebilir. Düzenli olarak çok içmek ise doğrudan cinsel iktidarsızlığa sebep olur.

Alkolün bu konudaki etkileri şunlardan kaynaklı:

  • Penise giden kan akışını azaltır
  • İktidarsızlık ile bağlantılı anjiotensin hormonunu arttırır
  • Merkezi sinir sistemini bastırır

Boşalmayı geciktirebilir: Bir iki tane içki boşalmanıza engel olmaz ancak daha fazlası olabilir.

Aşırı içenlerde genelde boşalma çok geç olur ve 30 dakikadan uzun süre ilişkiye rağmen ancak gerçekleşebilir. Hatta hiç boşalma yaşayamamak bile mümkündür.

Biraz daha uyarım sağlayabilir: Kadınlardaki gibi bir iki tane içki cinsel isteği arttırabilir. Ancak ölçülü olmak çok önemlidir. Sadece bir bardak bile çoğu zaman fazladır.

Cinsel riskler alma ihtimali artar: Bu iyi bir şey olabilir ancak her zaman değildir.

Alkolün kadınlar ve erkeklerde risk alma iştahını arttırdığı biliniyor ancak özellikle erkeklerde bu etki daha fazla. Bir iki içecek rahatlama sağlayabilir ve cinsel konularda iç engellerinizi ortadan kaldırmanızı sağlayabilir. Dolayısıyla yeni şeyler keşfedebilirsiniz. Ancak bu yeniliklerin de fazlası zararlı olabilir.

Ne kadar içerseniz cinsel davranışlarınız da o kadar riskli olacaktır. Çeşitli çalışmalara göre erkeklerin alkol etkisi altındayken korunmasız cinsel ilişki gibi riskler alma ihtimalleri daha fazla.

Yaygın efsaneler: Alkol ve seks söz konusu olduğunda bazı yaygın efsane ve mitleri de paylaşmak gerekiyor.

Alkollü olunca herkes güzel görünür: Çeşitli çalışmalarda bu konu irdelenmiş ancak net sonuçlar alınmamış. 2014 yılındaki bir çalışmada alkolün insanları daha çekici gösterdiği sonucuna varılmış ve özellikle önceden çekici görülmeyen insanlara karşı bu etki görülmüş. Fakat konu sadece insanlar olmamış, manzaralar bile alkollü olunduğunda daha çekici görünmüşler.

Erkek meyve sineklerine alkol verildiğinde dişi partner konusunda daha az seçici oldukları görülmüş.

Alkol tüketimi iç engelleri kaldırdığı, sosyalliği arttırdığı ve algıları bozabildiği için bunun normal olduğu kabul ediliyor.

Herkes alkolle aynı şekilde başa çıkar: Bu gerçek değildir. Erkekler ve kadınlar alkolü farklı şekilde metabolize ederler. Kadınlarda genelde erkeklere göre aynı kiloda olsalar bile daha az beden suyu vardır. Alkolü seyreltecek daha az su olması nedeniyle kadınların kan akışında daha yoğun bir alkol oranı vardır ve bu da alkolün daha etkili olmasını sağlar.

Yani aynı miktarda içen erkek ve kadın bundan aynı şekilde etkilenmez.

Akılda tutulacak önemli noktalar

Alkol cinsel konularda işleri daha heyecanlı hale getirebilir ancak yine de süreci bozmaması için yapılması gereken bazı şeyler vardır:

  • Kendinize içme limiti koyun, böylece aşırı tüketimden kaçınabilirsiniz.
  • Yavaşlayın, alkollü ve alkolsüz içecekleri sırayla tüketin.
  • Korunun, eğer gece cinsel aktivite yaşayacağınızı düşünüyorsanız alkol de alsanız yanınızda kullanabileceğiniz bir kondom bulunmalı.
  • Sizin bedeniniz, sizin kararınızdır. İstemediğiniz hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. Bir başkasını da istemediği bir ilişkiye sürüklemekten kaçının.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kaynak: healthline

İlginizi çekebilir: Erkek doğum kontrol yöntemleri ve yenilikçi yaklaşımlar

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.

Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale