X

Alkol tüketmek atletik performansımızı nasıl etkiliyor?

Alkolün Spor Yapan Kişilere Zararları Neler?

Arada bir alkol tüketmek zararsızdır, fakat daha fazlası tüm  emeklerinizi bir anda çöpe atabilir.

Alkol vücudunuzun kasları tamir etmesini engeller ve vücudunuzu susuz bırakır.

Maraton gibi büyük yarışlara katılmadan önce, özellikle zorlandığınız anlarda, alkolü rahatlatacak bir araç olarak görebilirsiniz. Arada bir içtiğiniz bir kadeh şarap kötü bir sonuca yol açmasa da, fazla alkol tüketiminin çalışma programınızın üzerinde yaratacağı riskler büyüktür. Bir cumartesi gecesi içtiğiniz beş bardak veya daha fazla alkollü içecek bir ayda zor egzersizlerle kazanılmış bütün başarınızı tamamen silebilir.

Auckland Üniversitesi profesörü David Cameron Smith, alkolün, atletlerin optimize etmeye çalıştığı biyolojik süreçlere olan etkileri hakkında araştırmalar yapıyor.

“Başarıdaki anahtar belirleyicilerden biri sanılanın aksine sadece yarış günündeki performans değil. Sürekli, yorucu ve çetin antrenmanlarla kazanılan gelişimler ve kazançlar başarıyı belirler. Çoğu kişi yarış günü öncesi alkolün etkilerini aklında tutar ve planını ona göre yapar, fakat yapılan antrenmanlar sırasında tüketilen alkolün de olumsuz etkileri vardır ve bu etkiler genelde göz ardı edilir. Alkol alımı da vücudunuzun egzersiz yapmasında yıkıcı etkilere sahip olur ve aslında bu, öncekine göre çok daha önemli bir sorun yaratır.”

 

Alkol birçok bakımdan sizi sakatlıklara çok daha yatkın hale getirir. Uyku düzeninde değişiklikler meydana getirir, vücudunuzun glikojen tutma gücünü düşürür. (Glikojen atletik dayanıklılık için önemli bir enerji kaynağıdır.) Ayrıca stres hormonu olan kortizolün de yükselmesine etki eder ve bu da kasların daha yavaş iyileşmesine sebep olur. Bu durum uyumadan altı saat öncesi için bile geçerlidir.

Kortizol, büyüme hormonunun oluşumunu %70 oranında azaltıyor ve bu hormon kas yapımı ve tamiri için hayati öneme sahip. Bu hormon egzersiz seviyeniz zorlaştıkça kasta yükselen gerginliği azaltmak için en çok isteyeceğiniz şeylerden biri.

Fakat alkol tüketimi sadece uykudan aldığınız beslenmeyi azaltmıyor. Vücutta alkolün varlığı bir çok kimyasal işlemi tetikliyor. Buna karaciğerden salgılanan, kasların gelişimini ve iyileşmesini sağlayan, testesteron hormonunun seviyesini azaltan belirli bir toksinin varlığı da dahil.

Alkol ayrıca çok güçlü bir diüretik sıvı. Bir haftaya kadar etkileri devam edebilen yüksek su kaybına sebep olabiliyor. Su kaybı fazla olduğunda iskelet kaslarında yaralanma, yani kramplar, kas çekmeleri ve gerginlik daha sık görülüyor. Ayrıca alkol kullanan kişiler üzerinde iştah kaybı görülebiliyor.

Eğer alkol kullanıyorsanız, sonraki günlerde mümkün olduğunca su içilmesi önemli. Çünkü alkol ince bağırsak ve midede emildikten sonra kaslardaki su dengesini bozuyor. Bununla alkolün glukonesesisi ( vücutta şekerin oluşum reaksiyonu engelleyici etkisi) birleşince kas hücrelerinin ana enerji kaynağı olan adenozintrifosfat (ATP) üretimi düşüyor. ATP seviyeniz düştükçe, fiziksel aktivitelerdeki dayanıklılığınız da düşüşe geçiyor.

Ayrıca yakın zamanda yapılan bir araştırma, alkolün vücudumuzdaki en yaygın dokuya, yani iskelet kaslarına olan olumsuz etkisini de gösterdi. Bu dokular hem kemikleri hem de eklemleri, doğru pozisyonlarda tutuyor ve tüm vücut hareketlerini sağlıyor.

Kaslarda protein sentezi için belirli bir aralık vardır, belirli işlemlerle kas hücreleri yeni proteinler üretirler.  Bu yeni proteinler de iskelet kaslarının antrenman sonrasında iyileşmesi, büyümesi ve koşullara uyum sağlaması için gereklidir. Bu proteinler olmadan kas gelişimi imkânsızdır ve her zaman sakatlığa yatkın olursunuz.  Alkol, bu proteinlerin sentezinde çok büyük bir engelleyici role sahiptir, bu proteinlerin oluşumunu üçte bir oranında düşürür.

Fakat alkol almak her zaman negatif etki yaratmıyor. Belirli tipteki alkollü içecekleri az miktarda kullanmanın bir takım yararları dahi var. Kırmızı şarap resveratol adı verilen, ve kan basıncını düşüren bir maddeye sahiptir, ve kalp sağlığınızı korur.

Fakat Profesör Cameron-Smith’ e göre bu tip kullanışlı maddeleri almanın çok daha etkili yolları var.

“Bazı alkol formları yararlı antioksidan ve anti-enflamatuar maddelere sahip ve bu maddeler çok ilginç etkilere sahip olabiliyor. Fakat aynı şeyler brokoli, brüksel lahanası veya bir çok meyve ve sebzede de bulunuyor. Antioksidanların alımı için alkol kullanımı bir bahane – bu çok açık ve net. Daha sağlıklı ve dengeli beslenin. Meyve ve sebze tüketimine ağırlık verin.”

 

Kaynak: The Guardian 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale