Gandhi’nin iyi bilinen bir sözü vardır: “Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür.”
Alışkanlıklar… Alışkanlıklarımız, biz farkına bile varmadan neredeyse bir günümüzün tamamını kaplar. Onları o kadar sık tekrar ederiz ki adeta ikinci derimiz gibi üzerimize yapışırlar. Dolayısıyla da hayattaki değerlerimizi şekillendirirler, sözde de geçtiği gibi. Ve biz günün sonunda, alışkanlıklarımızın bize kattığı kadar ya da bizden çıkarttığı kadar kalırız. Ne eksik ne fazla.
Bu yüzden de alışkanlıklarımıza çok dikkat etmeliyiz esasen.
Hiç alışkanlıklarınız üzerine düşündünüz mü?
Mesela sabah uyanır uyanmaz ne yapıyorsunuz? Alarmı susturduktan sonra, henüz yatağınızdan bile kalkmadan ilk iş sosyal medyada dolanmaya başlıyorsanız örneğin, bu alışkanlığınızın size yararı ya da zararı üzerine düşünmeniz yerinde olacaktır. Koskoca bir 24 saat size yeniden hediye edilmişken, ona böyle bir başlangıcı mı uygun görüyorsunuz?
Gün içinde muhakkak neler yapıyorsunuz? Mesela içtiğiniz kahvenin yanında, sevdiğiniz birine cevabını içtenlikle dinlemek üzere “Nasılsın” diye soruyor musunuz muhakkak?
Ya da hayatınızda müziğe yer veriyor musunuz, her gün bir, iki sayfa da olsa kitap okuyor, hoşunuza giden bir resme şöyle uzun uzun bakıyor musunuz? Bazı alışkanlıklar detaylardadır, fark ediyor musunuz?
Peki, her gün bir fincan kahve içiyorsunuz diyelim, bunu neden yaptığınızı biliyor musunuz? Kahve size iyi mi geliyor, tadını mı seviyorsunuz, enerjiniz mi yükseliyor? Yoksa genellikle insanlar içtiği için mi içiyorsunuz o alıştığınız kahveyi, hiç çay içmeyi denediniz mi mesela? Burada çay kahveden iyidir ya da tam tersi gibi bir mesaj yok. Mesaj şu aslında: Alışkanlıklarınız sizin alışkanlıklarınız mı, yoksa siz aynalama yapmaya başladıktan sonra üzerinize yapışan şeyler mi?
Pandemiyle beraber adapte olmamız gerektiği için yepyeni alışkanlıklar edindik hepimiz. Bazı alışkanlıklarımızı ise bırakmamız gerekti. Bu farkındalığa artık hepimiz kolektif bir şekilde sahipken, alışkanlık denilen şeyin değiştirilebilen bir şey olduğunu da artık kabul etmiş olmalıyız, değil mi? Eskiden belki tembellikten, belki işimize gelmediği için omuz silkip “Aman ne yapayım, alışkanlık işte” dediğimiz bazı konulara da bakmanın tam zamanıdır belki de.
Yepyeni bir alışkanlık edinmenin de tam zamanı olabilir. Hep yapmak isteyip de ertelediğiniz bir şeye başlayın mesela. Hemen, bugün. Sonra hemen benimseyip hayatınıza almasanız da yapmaya devam edin. Alışkanlık denilen şey tekrarlardan ibarettir. Siz devam ettikçe, ısrar ettikçe, çabaladıkça o da kendisine hayatınızda bir yer bulacaktır. Sonra bir bakacaksınız ki çok küçük sandığınız bir alışkanlık tahmin ettiğinizden çok daha büyük etkilere sahip olacak ve size aslında birçok şey katacak.
Evet, alışkanlıklarınız sizi şekillendirir, değerlerinize dönüşür, hatta sizi dönüştürür. Ancak onları da dönüştürmek sizin elinizdedir. Başlama gücü de sizde, bitirme gücü de sizdedir. Bugüne kadar hiç üstüne düşünmediyseniz bir envanterini yapın alışkanlıklarınızın.
Hangileri size ait, hangileri emanet? Hangileri kalmalı, hangileri değişmeli? Ve siz günün sonunda kendiniz için ne istiyorsunuz?
İlginizi çekebilir: Rahat deyince ne anlıyorsunuz: Kendi şemalarınızın farkında mısınız?