X

Alıcı frekansta olmak: Tüm olasılıklara tam anlamıyla açık mısınız?

‘‘Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa, bütün cihan önüne serilse sana ters…’’

Mevlana Celaleddin Rumi

Evet yanlış okumadınız; frekanstan bahsedeceğiz. Ve evet, “alıcı frekans” öyle önemli bir kavram olacak ki… Şu anda başladığımız bu yazıyı bitirdiğimizde (siz okuyucu olarak ve ben de bu kelimeleri hayata akıtan olarak) hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Nedir alıcı frekans? Bunu anlatmaya alıcı olmayan frekanstan başlamak istiyorum. Alıcı olmayan frekansı sıklıkla gün boyunca sergilemekteyiz: Neden olmuyor? Neden eksik? Neden istediğim gibi değil? Neden benim düşündüklerim beni bulmuyor? Ve daha birçok benzer ifade ile olmayana odaklanan, yaşadığımız anın eksik olduğunu tekrar tekrar yinelediğimiz, varlığın güzelliğini görmekten aciz olduğumuz, evet o bizim çok iyi bildiğimiz alıcı olmayan frekansımız…

Nedir gözlerimizi bu kadar kapalı tutan? Bakmaya ve görmeye bu derece “alıcı olmayan” taraftan yaklaşma nedenimiz ne? Hemen cevap verelim: Şu anda olmayan fakat olmaya hazır olanları görememek, bu gerçeği almaya bile gönüllü olmamak. Örneğin yeni bir araba istiyoruz. Evren, güç, hayat, her ne dersek diyelim bize vermeye hazırdır. Ama biz, zamanı veya nasılı bir kenara bırakarak sadece istediğimiz şeyin bize bahşedileceğine inanmak ve bu yolda karşımıza çıkanlara alıcı frekans ile yaklaşmak yerine,  şu anda bu arabayı alamayacağımızı tekrarlarız. Ve bu ne kadar doğrudur!

Ya her şey göründüğü kadar kötü değilse?

Belki bir gün sonra hiç beklemediğimiz bir akışla elimize toplu bir para geçiverecektir. Belki hiç beklemediğimiz bir anda bir arkadaşımız acilen arabasını satmak durumunda kalacak ve hiç düşünmediğimiz tutarlara kadar indirim yapabilecektir. Belki annemiz biriktirdiği bir parayı kullanmamız için bize borç vermek isteyecektir veya bu arabayı bize hediye alacaktır.

Ve işte ancak bizler alıcı frekansta olduğumuzda kabul etmeyi öğrenmiş oluruz. Alıcı frekans aslında kalbimizden geçen her dileğin bir şekilde bir yolla bize iletileceğini bilme durumudur. Bu yolda “olanlara” veya “olmayanlara” şu anda hayatımızda var edemediklerimize odaklanmak yerine, sondan başa düşünmek kapasitemizdir. Diğer bir anlamda, sondan, yani yine araba örneğimizden gidelim, sadece bize gelecek olanı kabul etmeye hazır halimizden, o arabanın sahibi olduğumuzu bilerek, o aracın bizim kısmetimiz olduğuna ve buna tam anlamıyla açık olduğumuza inanarak, alıcı frekansta kalabilmek demektir.

Bizler alıcı frekansa odaklandığımızda birçok şey farklılaşmaya başlar. Hayatımızda “olmayanlar” yerine sadece olmasını istediklerimiz kocaman bir yer kaplar. Eksikleri, kırıklıkları ve kaybedilenleri büyütmek yerine alıcı olduğumuz, almaya gönüllü olduğumuz şeyi düşünür ve bunu söyleriz. Bu şey hayatımızda büyür; bolluk istiyorsak bolluk, yenilik istiyorsak yenilik, başarı istiyorsak başarı…

Şimdi bir örnek düşünelim. Yeni bir iş istiyoruz ve alıcı olmayan frekansımızda sürekli bir iş bulamamaktan, iş olasılıklarının çok kısıtlı olduğundan, aradığımız iş ile asla karşılaşamayacağımızdan bahsediyoruz. Karşımıza çıkan ne olacaktır? Bize gelmek isteyen onca kısmete karşı ördüğümüz bu kocaman duvarlar, alıcı olmaya engel değil midir?

Bir de şöyle düşünelim, sadece tek cümle: Bugün ben, bana gelmeye hazır olan tüm tekliflere, tüm kısmetlere, tüm olasılıklara, alıcı olarak bakmaya hazırım, kabul ediyorum ve şimdiden bana ulaşan tüm yeni işler için teşekkür ediyorum. Biliyorum ki benim içi en iyi olan her zaman bana gelir!

Son paragrafı okurken ne hissettik? Alıcı frekansın o muhteşem yüksekliğini, rahatlığını, güvenini, inancını hep birlikte duyabildik mi? Evet, yaşamımız boyunca bize milyonlarca farklı olasılık tanınmıştır. Ve her gün de tanınmaya devam etmektedir. Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız kendinize bakmanızı dilerim: Almaya kapalı mısınız, yoksa alıcı frekansınız sonuna kadar açık mı?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale