X

‘Aldım verdim, ben seni yendim’

Bir önceki yazımızda maskelerden bahsetmiştik. Hayatın veya çevremizin oluşturduğu dinamikler sonucunda beklentilerimizin karşılanması adına başkası olma durumunu konuşmuştuk. Bugün ise sizlerle biraz alma verme dengesi veya hayatta ulaşmak istediklerimizin karşılığında yaptıklarımız hakkında konuşmak istiyorum. Konuya maskeleri hatırlatarak başladım, çünkü aslında konu hep aynı hayattan almak istediklerimiz ve bunun karşılığında verdiklerimiz.

Bu konu kişisel gelişim ve popüler kültürde karşımıza son yıllarda çok çıkmaya başlasa da aslında evrenin işleyişi ve gelişimi içerisinde kendi kendine başlangıçtan beri devam etmektedir. Doğada bir şeylerin var olması için bir şeylerin kaybolması gerekir, canlıların yaşamını devam ettirebilmesi için kimisi alır, kimisi verir, kimisi bunun sonunda yok olur ve dönüşerek başka bir döngüye devam eder. Toprak kendisi için gerekli şartları sağlamak adına alır ve sonra besin verir ve başka canlılara hayat olur.

Aslında işleyiş içerisinde tüm canlı ve cansız parçalar bir etkileşim içinde ihtiyaç olanı alır ve başkasının ihtiyacı olanı verir. Sağlıklı olan döngü budur. Ne yazık ki bu döngüyü bir tek insanlar zaman içinde kendisi için bozmaktadır ve daha fazlasını almak ister. Bunun içinde vermesi gerekenler insana öğretilir. Bu bize kültürel ve sosyolojik olarak gelişen toplum içerisinde yönetilmek adına ailemiz, çevremiz, işimiz, arkadaşlarımız tarafından öğretilir ve öğretilmeye devam etmektedir. Böyle yaparsan öyle olur, bunu yaparsan başarılı olursun, bunu yaparsan sevilirsin, bunu yaparsan zengin olursun vb. gibi örnekler arttırılabilir. Bunu doğada bizim dışımızda yapan bir canlı yoktur.

Her geçen gün gelişen toplum ile birlikte daha fazla ihtiyacımız varmış talebi oluşturularak, kendi doğamızı yok etme çabası içinde ilerlemekteyiz. Bunların hepsi kendi benliğimizden, hayat, evren ve bedenimizin işleyişinden bizi uzaklaştıran ve kopartan durumlara doğru taşır. Günümüzde giderek insanın fizyolojik ve psikolojik dayanıklılığın azalmasının altında yatan uyaranların birçoğunu bu durumlar oluşturur. Daha sonrasında genellikle kendimize şu soruyu soruyor oluruz: Bunlar neden başıma geldi veya niye bunları yaşıyorum? Halbuki bu soruyu sonda değil, en başta sormamız gerekir. Ben bunu neden yapıyorum veya neden yapmalıyım.

Bu durumu örnek üzerinden açıklayacak olursak, bedenimizi ele alalım. Bedenimizin fizyolojik gereksinimleri basittir. Herhangi bir bozukluk yaratmadığımız veya başlangıçta o şekilde dünyaya gelmediğimiz sürece eğer istediklerini ona verirsek, bizi en iyi şekilde ileriye götürmeye devam eder. Peki bu istekler en basit haliyle nedir? Dinlenme, beslenme ve hareket, eğer bu gereksinimleri kendinize uygun hali ve dozunda karşılarsanız, sizden almış oldukları sayesinde sağlıklı bir yaşam vermeye devam eder, siz de bunu sürdürdükçe…

Sürdürme kavramı önemlidir, her an sürdürmeyi seçtiğimiz duygu, düşünce ve davranışlar bütünü yani verdiklerimiz, alacağımız şeyleri belirler. Bu doğanın kanunudur, ama neyi ne kadar ve ne için verdiğimiz ve karşılığında ne almak istediğimiz, bunların birbirini dengeli şekilde karşılaması önemlidir. Yoksa sistem kendini korumak adına durdurma yollarını seçebilir, bunlar beden üzerinde ağrı, acı, öfke, sağlık problemleri, depresyon gibi aklınıza gelebilecek birçok kötü adlandırdığımız şeyler olabilir. Aslında öncesinde dinlemediğimiz sinyaller, sisteme verdiğimiz fazla uyarılar sonucu bedenimizden almış olduğumuz tepkilerdir. Bu konun sonuna doğru gelirken size yıllar önce okuduğum ve bu konuyu iyi anlatan bir kitap ile bitirmek istiyorum.

“Kitabın adı Büyü Dükkanı (Yazar: Yeşim Türköz Basım Yılı:1998). Bu kitap, ünü bütün ülkeye ve uzak diyarlara yayılmış olan bir dükkan hakkında. Kocaman güzel bir vadinin ortasında yer alan bu büyülü dükkanda, müşteriler isteklerini sınırlamadan, hayal edebildikleri her şeyi alma hakkını bulabilirler. Bugüne kadar ki geçmiş hayatınız, aşkınız, çocukluğunuz, cesaretiniz vb. aklınıza gelebilecek her şeyi isteyebilirsiniz. Yalnız bu istediklerinizi alabilmek için dükkan sahibi ile pazarlığa oturmanız gerekir ve bu pazarlığın karşılığı para değildir. Burada verilecek şeyler o kadar kolay vazgeçebileceğiniz şeyler olmuyor. Sizin için kitabın bir hikayesini tekrar okudum ve alıntılayarak yazıyorum. Bir gün bir adam dükkana gider ve dükkan sahibinden 55 yıllık yaşantısından pişman olduğunu, yanlış şekilde yaşadığını söyler ve 55 yılını tekrar ister, bugün sahip olduğu aklıyla. Dükkan sahibi emin misin? diye sorar. Adam emin olduğunu düşünür. Dükkan sahibi 55 yılın karşılığında tamam der ve adamın belleğini ister. Adam ilk başta durumu anlamaz, dükkan sahibi tekrar hatırlatır. Her şeyi unutacaksın ve hiçbir şey hatırlamayacaksın ve tekrar 55 yılı yaşayacaksın der. Adam o anda farkına varır ve ben buraya gelip önceki hayatımı alabileceğimi ve istediğimi alacağımı düşünmüştüm. Şimdi anlıyorum ki bundan sonraki hayatımı alacakmışım der ve gider.”

Hayatta almak istediğiniz şeylere dikkat edin, karşılığında kendiniz olmayı, yıllarınızı, sağlığınızı vermeyin. Kendi doğanıza ve özünüze karşı verdikleriniz, sizi kendinizden uzaklaştırıyorsa soruları baştan sorun. Hayattan en çok istediğiniz şey hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?-yazarın sorusu-. Bu akışı yakalamak için iç niyetiniz, bedeniniz, hisleriniz size ufakta olsa her zaman sinyaller bırakır. Bunları dinleyemeye çalışın, her şeye, herkese zaman ayırırken kendinizle vakit geçirmeyi unutmayın. Umarım okuyarak verdiğiniz zamanı, ufak da olsa bir ışık olarak almanız dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Güven mi, kontrol mü?

Kaynak: Büyü Dükkanı-Yeşim Türköz

Mert Bağ: Merhabalar, ben Mert Bağ. Erken yaşlarda ilk olarak voleybol branşını hayatıma kattıktan sonra basketbolla tanıştım ve uzun yıllar basketbol ve voleybol branşlarında çeşitli takımlarda oynadım. 2012 yılında aktif sporculuk hayatımı bırakarak, Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken pazarlama, iletişim ve psikoloji alanlarında daha çok uzmanlaşmaya çalıştım ve birçok farklı spor branşını da tecrübe etme şansı buldum. Kısa bir süre spor pazarlaması alanında çalıştıktan sonra, 2017 yılından itibaren insan bedeni üzerine egzersiz, nefes, fiziksel ve zihinsel beden travmaları gibi alanlarda yurt içinden ve yurt dışından eğitimler alarak bu alanlarda çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kendi bedensel travmalarımı çözmek adına çıktığım bu yolculukta çok fazla farklı keşiflerin içerisinden geçtim ve insanı anlamaya dair her bilimsel alanın içerisinde dolanmaya çalışıyorum. O yüzden burada yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım şeylerde kendi geçtiğim yollardan, bu yolda karşılaştığım farklı öğrencilerim ve danışanlarımla tecrübe ettiğimiz deneyimlerden, araştırmış olduğum farklı konulardan bahsetmek olacak. Bir gün psikoloji ile ilgili bir yazıya denk gelmişken, bir sonraki yazıda egzersiz, bir sonrakinde biyolojiden, bir başka yazıda nefesten bahsetmiş olabilirim sizlere, insanın işleyişi ve bağlantılı olduğu veya yoldayken karşılaşmış olduğum ne varsa bütün bu deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Bu uzun ince karışık bir adamın insanı, işleyişi ve evreni keşfetmek adına çıkmış olduğu bir serüven, bu serüvenin içerisinde durağımız şu anda burası. Burada olmaktan umarım siz de keyif alırsınız.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale