X

Aldatmanın ve aldatılmanın anatomisi: Erkekler neden aldatır, neden aldatılır?

Günümüzde mutlu başlayan evliliklerde yaşanan problemlerin ve boşanmaların bir çoğu üçüncü bir kişinin devreye girmesiyle, yani sadakatsizlikle ilgili. Toplumsal normlara göre genelde erkekten beklenen aldatma eylemini evliliklerinde mutsuz olan erkeklerin bir kaçış stratejisi olarak kullandığı düşünülse de, Rutgers Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma karısını aldatan erkeklerin %56’sının evliliklerinde mutlu olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmada yer alan erkek katılımcılar evliliklerinde tüm beklentilerinin karşılandığını ve hiç bir problem olmamasına karşın kendilerini başka bir kadının yatağında bulduklarını belirtiyorlar. Peki, evliliğinde problem yaşamayan, partneriyle hiç bir problemi olmayan bir erkek neden aldatır? Aldatmanın kadın ve erkek tarafından algılanış biçimi neye göre farklılık gösteriyor? Toplumda aldatan kişilerle ilgili doğru bilinen yanlışlar neler? Aldatmaya dair doğru bilinen yanlışları ve sizi çok şaşırtacak ilginç bilgileri derledik;

Kadınlar aldatıldıklarında, duruma kişisel anlamlar yükleyerek hatayı kendilerinde arama eğilimindedirler

Evlenmiş ya da ciddi bir ilişki yaşamaya karar verebilmiş bir erkek, aldığı kararların ve yaptıklarının sonuçlarını öngörebilecek olgunluk seviyesindedir. Bu nedenle sizi aldatıyor olması sizdeki bir problemden ya da eksiklikten değil, kendisinin problem olarak algıladığı durumlarla başa çıkmayı tercih etmemesinden ve çözüm yolu olarak başka bir kadınla birlikte olmayı seçmesinden kaynaklanır.

Erkeklerin bir çoğu partnerlerine aşık olduğu halde aldatma eğilimindedir

Erkekler aldatırken bunu partnerlerine olan sevgileri azaldığı için değil, ilişkilerindeki değişen dinamikler yüzünden yaparlar. Uzman psikolog Andra Brosh, çiftlerin yerleşik düzene geçtikten ve bir arada yaşamaya başladıktan sonra, yani ilişkileri farklı bir boyuta taşındığında birbirlerini aldatmaya başladıklarını söylüyor. Birlikte yaşamanın getirdiği sorumluluklar, koruma ve korunma isteği, romantizmin kaybolması gibi değişimler ilişkide bir kaçış ya da değişiklik isteği yaratabiliyor.

Toplumsal olarak genelde kadınların romantizmin azalmasından rahatsızlık duyduğu düşünülse de, erkekler de aynı ölçüde ilişkilerinde romantizmin azalmasından rahatsızlık duyuyor, ancak bunu kadınlar gibi dile getirmiyorlar. Evlilikte romantizmin yok olmaması için geceleri dışarı çıkmak, zaman zaman dışarıda yemek, cinselliğe yeterince zaman ayırmak ve duygusal paylaşımlarda bulunmak oldukça önemli.

Erkekler partnerlerini genelde tanıdıkları kadınlarla aldatıyor

Genel kanının aksine, erkekler gece kulüplerinde tanıştıkları kadınlarla değil, tanıdıkları ve daha önce ortak bir paylaşımda bulundukları kadınlarla birlikte olmayı tercih ediyorlar. Partnerlerini eski sevgili, aile dostu, çocukluk arkadaşı, çalışma arkadaşı gibi partnerleriyle herhangi bir iletişimi bulunmayan, yalnızca kendilerinin tanıdıkları kadınlarla aldatıyorlar.

Tıpkı normal bir ilişkinin başlangıcında tarafların önce arkadaş olması ve birbirini tanımak için biraz zaman geçirmesi gibi, aldatırken de birlikte olunacak kişinin önceden tanınması ve o kişiye güven duyulması erkekler için önem taşıyor.

Erkekler genelde evliliklerini daha sağlıklı kılabilmek için aldatma eğilimindedir

Evliliklerinde yaşadıkları problemlerin çözümüne nasıl ulaşacaklarını bilmeyen kişiler, duygusal boşlukları doldurmak ve yaşanan problemleri dışarıdan alacakları bir destekle çözebilmek umudu ile eşlerini aldatmayı seçebiliyorlar. Özellikle partnerler arasındaki iletişim bozukluğu ve tarafların problem çözümünde iş birliği içinde hareket edememesi durumu, iki tarafı da problemin çözümüyle tek başlarına mücadele etmek durumunda bırakıyor. Bu nedenle çoğu çift problemle başa çıkmak yerine, kolay yoldan problemin kaynağını yok etmeyi, yani ilişkilerinden uzaklaşmayı ve kendilerini anlayabilecek başka kişilerle paylaşımda bulunmayı tercih ediyor.

Erkekler aldatmaya başladıktan sonra partnerleriyle daha fazla ilgilenir

Tabii ki karısına ilgi gösteren her erkek aldatmaya eğilimlidir gibi klişe bir yargıda bulunmayacağız, ancak yapılan araştırmalar erkeklerin partnerlerini aldatmaya başladıktan sonra cinsel olarak hiperaktif derecede istekli hale geldiklerini gösteriyor. Başka bir kadınla cinsel olarak uyum yakaladıktan ve başarı duygusunu tattıktan sonra, hem cinsel hem de duygusal olarak kendisini daha rahat hissettiği partneriyle olan ilişkisi çok daha sağlıklı bir boyuta ulaşabiliyor.

Kadınlar da partnerlerini aldatmaya en az erkekler kadar yatkındır ve bu durum çok daha tehlikeli boyutlara ulaşabilir

Indiana Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar ve erkekler partnerlerini aynı oranda aldatıyor. Ancak iki cinsin birbirini aldatma şekli farklılık gösteriyor. Araştırmaya göre, kadınlar partnerlerini genelde fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak için değil,  duygusal boşluklarını doldurabilmek için aldatıyor. Duygusal yakınlaşma, başka birine olan bağlılığı ve paylaşımı artırdığı, dolayısıyla iletişimin devam etmesini gerektirdiği için fiziksel olarak biriyle birlikte olmaktan çok daha tehlikeli olabiliyor.

Kadınlar genelde aldatıldıklarını hisseder

Kadınlar, partnerlerinin davranışlarından, değişen konuşma şekillerinden ya da ilişkilerinde yaşanan herhangi bir değişimden partnerleri tarafından aldatıldıklarını ve başka bir kadının varlığını çok çabuk anlayabilirler ancak bu durumu kabullenemedikleri için genelde sorgulamaz ve inkar etmeyi seçerler. Çocukları varsa annelik rolü daha baskın geldiği için ya da toplum baskısı gibi farklı durumlar sebebiyle bir çok kadın aldatıldığını bildiği halde çoğunlukla bu gerçekle yüzleşmekten kaçmayı tercih ediyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale