Aldatıldığınızı 5 dakikada anlayabilmeniz mümkün
Araştırmalar, önyargılarımızın düşündüğümüzden daha isabetli olabileceğini kanıtlıyor.
Yabancı dizi tutkunları hatırlar; bir dönem popüler olan “Lie To Me” (“Bana Yalan Söyle”) adlı diziyle hayatımıza giren “mikro-ifade” diye bir terim vardı. Buna göre, saniyenin 1/15’i ile 1/25’i arasındaki hızlarda beliren bir mimik ya da jest, kişinin o anki gerçek duygu durumunu ortaya koyuyor, hatta yalan söylediğinde onu ele veriyordu. Bu mikro-ifadeleri yorumlamayı bilen uzmanlar sayesinde elbette.
Gerçek hayatta ise durumun farklı olduğunu gösteren araştırmaların sayısı giderek artıyor. Ortaya çıkan sonuçlara göre bizler, yani bu konuda herhangi bir uzmanlığı olmayanlar dahi, kişilerin ifade ve tonlamalarını okumada içgüdüsel bir yeteneğe sahibiz. Örneğin, partnerini aldatan bir adamı ya da kadını teşhis etmek için, bu çiftlerle 5 dakika geçirmek yetebiliyor.
Aldatmanın evrimsel tarihi
Araştırmacılar, birinin partnerini aldattığını anlayabilme yetisinin otomatik ve uyumsal olduğunu belirtiyor. Evrimsel olarak bakıldığında, kendisini aldatan ya da aldatma potansiyeli olan eşi teşhis etmenin üremeye, yani türün devamlılığına olumlu etkisi oluyor. Özellikle doğduktan ya da yumurtadan çıktıktan sonra çocuğuna bakan ve yemek sağlayan canlılarda bu durum işe yarıyor: Aldatan bir kadını teşhis edebilen erkek, belki de başka bir babadan olan çocuklar için avlanmak zorunda kalmıyor. Öte yandan dişi de, sadık olmayan ve çocuklara ihtiyaçlarını sağlamayacak bir erkek ile çiftleşmeyebiliyor.
Bu örneklerden yola çıkan eğitim görevlileri Lambert, Mulder ve Fincham iki ayrı çalışma tasarlayarak, partnerleriyle olan iletişimlerini birkaç dakika boyunca izlediğimiz çiftlerin sadakat seviyesini anlayıp anlamayacağımızı görmeye çalışmışlar.
5 dakikalık video ile ilişki tahlili
İlk çalışmada, tümü kısa dönemli ilişkiler içinde olan 51 üniversite öğrencisine kendi sadakat seviyeleriyle ilgili anketler verildi. Bu anketleri doldururken şu an ilişki içinde oldukları kişinin yanı sıra, o sırada en çok etkilendikleri kişiyi de düşünmeleri istendi. Anketteki soruların, kişilerin duygusal ya da cinsel sadakat seviyelerini üstü kapalı olarak ölçebilmek için zekice hazırlandığını söylemek gerek. Anketten sonra tüm öğrenciler kendi partnerleriyle bir araya geldi. İçlerinden birinin gözü bağlı iken, diğeri ona kağıda çizmesini istediği bir şeyi tarif etmeye çalıştı. Bu 3 ila 5 dakikalık egzersizler video olarak da kaydedildi.
Her bir videoyu izleyen birbirinden bağımsız 6 kişi, kişilerin sadakat seviyesi konusunda çeşitli sorulara yanıt verdi. Örneğin “bu kişinin başka biriyle ilgilenmesi sence mümkün müdür?” “bu kişi başkasıyla flört etmiş olabilir mi?” “bu kişi başkasıyla cinsel bir birliktelik yaşamış olabilir mi?” gibi.
Değerlendirmeleri yapan 6 kişinin yanıtları ile, 51 gönüllünün kendi sadakat seviyeleri ile ilgili anket değerlendirmeleri birbirine paralel. Yani, değerlendirmeleri yapan kişiler çiftlerin sadece birkaç dakikalık video kayıtlarını izleyerek, büyük oranda doğru sonuca ulaşmışlar.
İkinci bir çalışmada ise, 43 çiftle aynı göz bağlama ve resim çizdirme çalışmasını yapan araştırmacılar bu kez değerlendirme yapanlardan, kişileri bağlılık seviyeleri ve ne kadar güvenilir göründükleri açısından puanlamalarını istedi. Değerlendirmelerde benzer sonuçlara ulaşıldı: Bu egzersiz boyunca katılımcılar arasında ilişkisine daha az bağlı ve daha güvenilmez görünenler, aldatma sinyalleri veren kişiler oldular.
Uzun ilişkiler için durum belirsiz
Araştırmacıların altını çizdiği birkaç konu var: Katılımcıların tümü üniversite öğrencisi olup, hiçbirinin ciddi ilişkide olmadıkları, gibi. Uzun süreli ilişkiler ya da evlilikler söz konusu olduğunda araştırma sonuçlarının aynı olup olmayacağı bilinmiyor. Bununla birlikte, kişilerin kendi partnerleriyle ilgili verdikleri kararların bağımsız bir gözlemci kadar net olup olmayacağı da merak konusu. Çünkü, romantik ilişkilerde taraflar karşılarındaki kişiye inanmak istedikleri için yalanını yakalamama ya da görmezden gelme eğilimine sahip olabilirler.
Yine de araştırmaların vardığı önemli bir sonuç olduğunu söyleyebiliriz: İçgüdülerimiz zaman zaman bizi yanlış yönlendirebilir; ama bu, onları tamamen görmezden gelmemiz gerektiği anlamına gelmez.
Kaynaklar:
http://www.psychologytoday.com/blog/close-encounters/201410/study-many-us-can-spot-cheater-within-5-minutes
http://tr.wikipedia.org/wiki/Mikro-ifadeler