X

Aktif geri bildirim nedir: Geri bildirim istemenin ve almanın yolları

Duvara çerçeveli bir resim asarken sıklıkla yaptığımız, yakınımızdaki birinden, çerçeveye biraz daha uzaktan bakarak doğru hizalamamız için bizi yönlendirmesidir. Çıktısını önemsediğimiz her işte de çoğunlukla benzerini yaparız. Önemsediğiniz bir projeye başladınız, diyelim. İş yerinde size devredilmiş bir proje ya da kendi işiniz için uygulamaya koyduğunuz herhangi bir faaliyeti yürütüyorsunuz. Bu durumda da -eğer zoraki başlamadıysanız – kafanızda belli bir amaç ve olası çıktılarla ilgili bir beklenti vardır. Çıktılara verdiğiniz öneme göre de süreç içinde durumu kontrol etmek isteyeceksinizdir. İşte bunlar hep geri bildirim. Bazen rakamsal bazen sözel veri toplamak, ölçüm, izlenim, yaptığımızın yol açtıkları ve sonuçları, etkisi gibi unsurların hepsi geri bildirim olarak kabul edilebilir.

Aktif olarak geri bildirimin peşine düşmek, tesadüflere bırakmamak bazı durumlarda otomatik tercihimiz. Peki, ne oluyor da bazen “Nasıl gidiyor?” sorusunu istekle ve merakla sorarken, bazen bu hiç aklımıza gelmiyor? Kimi durumlarda ise aklımıza gelse de gönüllü olmuyoruz. Hangi hallerde gerekli bulmuyoruz ve haklı da olabiliriz?

Bu düşünme sorularını buraya bırakıyor ve geri bildirimden faydalanabilmek için ön koşullara bakmayı öneriyorum. Ancak ve ancak aşağıdaki koşullar sağlanırsa aktif olarak geri bildirim almanın bir faydası olacaktır.

“Ama” şalterini kapatmak

İstediğimiz ya da umduğumuz yönde gelmeyen bilgi karşısında zihnimizde belirecek reaksiyon olabilir, “Ama” ile başlayan düşünceler. Şaşırdığımız hallerde de olabilir. Amaç, elde ettiğimiz bilgiden faydalanmak olduğunda, “ama” ile başlayacak reaksiyonlarımıza destek vermemek iyi bir fikir olacaktır. “Ama bunu başka türlü yapamam ki!” derken örneğin, başka nasıl yapabileceğimize ilişkin fikir üretmek daha zordur.

Keşif bakış açısı

“Bu kişi bana ne demeye çalışıyor?”, “Bu veriler başka ne barındırıyor?” örnek cümleler olabilir. Keşif denince aklınıza çok sayıda benzeri gelebilir. Yargılamadan keşfetme bakış açısı, kendi isteğimizle geri bildirim almanın en önemli ön koşullarından.

Hediyeyi kabul etmek

Geri bildirimin kişiye özel bir hediye olduğuna dair sözü duymuş olabilirsiniz. Sizce de gerçekten öyle mi? Eğer alacağımız geri bildirimi, birilerine fikirlerini sorarak biz istemişsek, içeriği ne olursa olsun, bize verilen bir hediye gibi almak ve layıkıyla, teşekkürle kabul etmek, karşımızdakine bize katkısı için gösterdiğimiz nezaketin ötesinde, kendi bakış açımızı da olumlu yönde etkileyecektir. Ayrıca, fikrini doğrudan ya da dolaylı olarak ifade etmek, her kişi için kolay değildir. Bu nedenle de, özellikle olumsuz geri bildirim vermeyi bizim isteğimizle yapan kişinin, gerçekten herkesin kalkışmayacağı bir şey yaptığını da göz ardı etmemekte fayda var.

Bir şeyler yolunda gitmediğinde, başkalarına olumsuz etkisi olduğunda ya da sadece bize yardımcı olmak veya görevini yerine getirmek için, insanlar zaman zaman biz istemeden de geri bildirim verebilirler. İş konusunda sık rastlanan, işler yolundayken geri bildirimin aksatılması, ancak sorun olduğunda yapılmasıdır ki, bu da bu kavrama olumsuz anlamlar yüklememizin bir sebebi. Oysa, bir şeye maruz kalmak ile, onu kendi inisiyatifimizle istemek arasında epeyce fark var. Özellikle, zorunlu olmadığımız hallerde geri bildirim arayışına girmek, güzel fırsatlar barındırıyor. Tıpkı, zaman yönetimi konusunda çok konu olan Eisenhower Matrisi’nin stratejik avantajları çağıran “Ne zaman yapacağını planla” bölgesi gibi, çoklu faydalara gebe olan bu hareketin potansiyeline göz atalım.

Geri bildirim istemenin işe yarayabileceği durumlar

Hedeflenen gelişim için

Geri bildirimin en başta akla gelen işlevi, bir performansı, iş sonucunu ya da ilgili başka unsurları iyileştirmek. Çok önemli bir yan faydası da elbette öğrenerek ilerlemeye katkısı. Örneğin, bir sunum hazırlarken meslektaşlarımızın fikrini alarak düzenlemek ve böylece sunumu yaptığımızda amaçladığımız sonuçları elde etmek gibi. Aynı zamanda, sadece o sefer değil, bundan sonra her sunum yaptığımızda kullanabileceğimiz iç görüler ise yanımıza kâr kalır.

Karar verirken

Diyelim ki, zorunlu olmadığınız halde yapmayı seçtiğiniz bir faaliyet var. Sürece devam edip etmemeye, ya da süreç değişikliklerine doğru şekilde karar vermek için geri bildirim almak son derece yol gösterici olabilir. Örneğin, bilgi paylaşımları yaptığınız makaleleri düzenli olarak yazmaya devam edip etmeme kararı için, okunma ve paylaşılma sayılarına bakmak, yüksek rakamlar varsa devam etmek, düşük ise vazgeçmek ya da içerikleri değiştirmek gibi.

Önceliklendirme yaparken

Bir hedefe ulaşmak için yapılması gereken görevler içinde stratejik öneme sahip olanları, yani hedefe en çabuk ya da etkin şekilde taşıyacak olanları öncelik sırasına koymak gerekebilir. Böyle bir durumda da geri bildirim almak sıralamayı kolaylaştırabilir. Örneğin, yeni girdiğiniz bir işte görev tanımınıza dahil olanlardan hangilerinin daha kritik olduğuna karar vermek için, iş planınız ve yaptıklarınızla ilgili yöneticinizden ve iş arkadaşlarınızdan görüş almak gibi.

İlişkiyi güçlendirirken

İnsanlar, fikirlerinin ve görüşlerinin sorulmasını olumlu karşılarlar. Bu, onlara saygı duyduğumuzun ve değer verdiğimizin de bir göstergesidir. Buradan hareketle, olumlu ilişkiler kurmak istediğiniz veya ilişkinizi onarmak ya da güçlendirmek istediğiniz kişilerden geri bildirim istemek, veri toplamanın ötesinde iyi ilişkiye yönelik bir adım olacaktır.

Kişisel imaj ve özgüven için

Geri bildirim istemenin her zaman herkes için kolay bir adım olmayabileceğini daha önce de konu etmiştik. Tam da bu nedenle, aktif olarak geri bildirim istemek aynı zamanda güvenli bir davranış örneğidir. Hem karşımızdakine güvendiğimizi (aksi halde görüşünü sormayız), hem de kendimize güvendiğimizi gösterir. Nadir rastlanan bir davranış olarak, yapana avantajlı bir pozisyon sağlayabilir.

Kontrolü ele almak için

Bir diğer popüler deyişle, “proaktif olmak” diyebileceğimiz bir eylemdir. Dışarıdan gelen bildirimlerin ne zaman ve ne sıklıkta olacakları, -eğer performans görüşmesi gibi yapılandırılmış bir süreçte değilsek- belli değildir. Hazırlıklı olunmayan şeyleri nasıl yönettiğimiz kesinlikle faydalı bir gelişim konusu olmakla birlikte, önemsediğimiz bir konuda direksiyona kendimiz geçmek de isteyebiliriz. Örneğin, kariyeri boyunca istediği yerlere gelmek için yaptıklarının görülmesini ve takdir edilmesini bekleyen bir kişinin durumu ile iş performansı hakkında düzenli olarak yöneticilerden ve başkalarından geri bildirim isteyerek yolunu çizen bir kişinin durumu, kontrolü ele almak ve hedeflere ulaşmak açısından çok farklı olacaktır.

Küçük bir uygulama ile yazıyı sonlandıralım:

Şu ara sürdürmekte olduğunuz ve iyi şeylere yol açmasını umduğunuz neler var? Bunlardan hangisi hakkında objektif görüşler almak ya da veri elde etmek sizi daha çok ilgilendirir? Nereden veya kimden bildirim alabilirsiniz? Bu bilgiyi nasıl değerlendireceksiniz ve ne yapacaksınız?

İlginizi çekebilir: Kendinizi geliştirmek istediğiniz alanda veriminizi artıracak öneriler

Ece Ağabeyoğlu, ACC: 1998 – 2014 arasını kapsayan tam zamanlı kurumsal çalışma döneminde sigorta ve bankacılık sektörlerinde satıştan risk analizine, oradan eğitmenliğe ve koçluğa uzanan yerli ve küresel kurumlardaki yolculuğunda giderek iş tatmini ve insana merak saldı. Örgütsel Psikoloji alanında danışmanlık, profesyonel koçluk, eğitmenlik, iş ve meslek danışmanlığı şapkalarını taktı. Son yıllarda denge kavramına ilgi duyuyor. Ece, kurumsal eğitimler vermenin dışında, kendi yolunu kendi çizmek isteyen bireylere meslek seçimi, kariyerdeki adımlar ve iş tatmini gibi konular etrafında destek veriyor. Öğrenmeyi ve paylaşmayı seviyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale