AKM, Aida operası ile geri döndü: Aida’ya ve AKM’ye dair ilk izlenimler
Pandeminin bitmesinin bize en büyük katkılarından biri Atatürk Kültür Merkezi’nin tekrar açılması oldu. İstanbul sanatseverleri yıllar sonra Taksim’in göbeğindeki tarihi sahnelerine kavuştular. Yıllardır inşaat halinde olan bina yapı akustiği, ferah alanı, seyirci kapasitesi, geniş balkonları ve zengin içerikli fuayesi ile büyük bir Avrupa kentinin sahnesini aratmayacak şekilde tekrar yapılandırılmış.
İstanbul’un en önemli meydanında tarihi bir binayı, kültürümüzü, Gezi’den sonra kaybettiğimizi sandığımız AKM’yi bu kez kendisini saklamamış halde, ışıklarıyla ve sezon boyunca sahnelenecek kıdemli opera ve konserlerle karşılamak oldukça keyifli.
Bu keyiften mahrum kalmamak için eski bir konservatuvar mezunu olarak 7 Kasım’daki Aida Operası’nın seyircili genel provasında yerimi ayırttım ve operayı ne kadar özlediğimi düşüne düşüne, tüylerim akustik karşısında diken diken izledim provayı.
Ankara Operası, İstanbul Operası ve Antalya Operası’nın ortak işbirliği ile sahneye konulan Aida’nın iki farklı cast’ı var. Ana kast şöyle:
Radames: Murat Karahan
Aida: Feryal Türkoğlu
Amneris: Ezgi Karakaya
Amanasro: Eralp Kıyıcı
Ramfis: Tuncay Kurtoğlu
Yalnız provada bir şey dikkatimi çekti… O da dışarıdan kontrolsüzce herkesin alınması ve içeri giren birçok kişinin opera izleme adabından yoksun oluşuydu. Maskesiz girenler, kapıyı açık unutanlar, içeride konuşanlar çok moral bozucuydu. İnsan böyle zamanlarda opera tabii ki herkese ulaşsın istiyor ama yıllara meydan okumuş bazı kuralların da artık tanınmayacağı bir ortama tahammül etmek istemiyor doğrusu. Keşke bu özensizlikler AKM’nin inşaat halindeki zamanlar gibi tarihin karanlık sayfalarına karışsa ve artık tekrarlanmasa…
Çünkü zaten sahnedekiler için de böyle büyük bir prodüksiyon içinde olmak oldukça zor. Yarısı maskeli, yarısı maskesiz müzisyen ve operacıların… Pandemi korkusunun bitmemesi bir yana, bunca çalışma ve disiplin gerektiren kalabalık sahnelerde seyircinin de “Nasıl dikkat dağıtmam?”ı öğrenmesi çok çok elzem.
AKM’nin açılmasını çok istedik ve bekledik. Şimdi de bu adabın yayılmasını isteme ve bekleme zamanıdır belki, kim bilir… Siz siz olun, bu tarihi yapıdaki sergileri, oyunları ve operaları kaçırmayın. Önümüzdeki program takvimlere not edilmeyi hak ediyor.
Guiseppe Verdi’nin bu şahane eserini kaçıranlar için ise TRT 2’de canlı yayın imdada koşuyor. Bilmeyenler için Aida’nın konusu kısaca şöyle:
Eski Mısır’da Firavunlar çağında Teb ve Menfis kentlerinde geçer. Mısır Firavunu (bas) Habeşistan ile savaş halindedir. Mısır ordusunun genç kumandanı Ramades (tenor), Habeş kralının kızı genç ve güzel Aida’ya (soprano) âşıktır, ancak onun kimliğini bilmemektedir. Habeş kralı Amanasro (bariton) Teb kentine saldırınca Ramades komutasındaki Mısır ordusu karşı koymaya hazırlanır. Üzüntü içinde olan Aida gibi firavunun kızı Amneris de (mezzo soprano) Ramades’e âşıktır ve ona zaferle dönmesi çağrısında bulunur.
İlginizi çekebilir: Hamlet hayatta: Gain’de yayınlanan Hamlet’le Büyükada’ya bakıyoruz