X

Akışta kalmak, lafta kalmasın

Terapistim, son seanslarımızın birinde “Ecehan genel olarak hayatında sürece odaklanmak yerine, sonuca en kısa yoldan nasıl ulaşırım diye düşünüyorsun, farkında mısın? Herhangi bir şeyi yaparken ya da düşünürken süreçten keyif alamamana yol açıyor bu durum.” dedi. Aslında içten içe farkında olduğunuz ama bir şekilde halı altına atmayı başarabildiğiniz (ya da başardığınızı sandığınız) şeyler vardır ya hani… O listedeki maddelerden biri bu benim için. 

Çocukluğumdan beri, belli bir hızın altına düşersem ceza kesilecekmiş gibi her şeyi hızlı hızlı yapmaya alıştım. Ödevlerimi hızlı hızlı bitirip to-do listimdeki sıradaki görevimi programlardım mesela. Halbuki çocuksun di mi, okula gitmek ve ödevlerin dışında başka bir sorumluluğun mu var da bu ne acele? İlkokulda yüksek sesle okuma yarışı yapardı öğretmenimiz. Her zaman birinci kimdi bilin bakalım? Şaşırmadınız diye düşünüyorum 🙂

Her nereye gidersem gideyim hızlı hızlı yürürüm, sanki arkamdan biri kovalıyormuş gibi. Yürürken de etrafıma dikkat etmem, her gün yürüdüğüm yoldaki bir dükkanın tabela rengini 1 yıl sonra fark edebilirim. Ya da belki kafamı yukarı kaldırsam mükemmel bir manzarayla karşılaşacağım ama unuturum gökyüzüne bakmayı.

Yemek yemeyi her zaman çok sevdim, yerken de elimi korkak alıştırmam ama o kadar hızlı yerim ki insanlar tabağıma daha almadığımı sanır. O derece… Çünkü amacım aslında yemeği bitirmek, ister istemez o tabaktaki her şeyin bitmesine odaklanıyorum sanırım.

Mesela bir konu hakkında bir araştırma yaparken, hızlıca hap bilgiyi bulmaya çalışırım. Detaylarla ilgilenmek istemem ama herkesin de bildiği gibi aslında tüm olay o detaylarda gizlidir. Burada itiraf etmeliyim ki o detaylar aklımca süreci uzatıyor diye düşünürüm, çoğu zaman “ne gerek var” derim. 

Hayatta genel olarak bir şeyin hayalini kurarken bile aklım hep son adıma gider, o işin olduğunu kafamda çevirir dururum. Ama o sonuca ulaşmak için yapılacakları ve süreci baştan uca düşündüğümde afakanlar basar 🙂

Peki, beni sürece odaklanmaktan, o an yaptığım şeyin içinde, akışta kalmaktan alıkoyan şey ne? Bunun üzerine epeyce kafa yordum, hala da kesin cevaplara ulaşabildiğimi düşünmüyorum ama terapinin de desteğiyle birkaç sonucum var.

Öncelikle sanki yavaşlarsam, hayata yetişemeyecekmişim ve bir şeyleri kaçıracakmışım gibi bir his var içimde. Bu nedenle hızlı hızlı bitirirsem rahatlarım gibi geliyor ama tam tersi bu benim içimi kemiriyor aslında.

İçten içe sakinlersem, kendimle ve kafamdaki düşüncelerle kalmaktan korkuyorum gibi bir yandan. Kendimle yüzleşmek bir süredir beni eskisi kadar korkutmasa da bu akışta kalamama halinin bu korkumla ilişkili olduğunu düşünüyorum.

Daha önce de paylaştığım gibi başarı benim için ezelden beri kendimi kanıtlamak ve kabul edilmek için en büyük göstergelerden biri. Benim bilinçaltımda da başarı tanımının herhangi bir şeyin bir an önce sonuca ulaşması gibi bir kodla eşleştiğini fark ettim. Yani süreçte oyalanmak hem zaman kaybı hem de aman diyeyim başarısızlık sebebi olabilir miydi?

Bu durumu nasıl tersine çevirebilirim daha doğrusu bu konuda kendimi nasıl geliştirebilirim diye düşünürken, birkaç yöntem denemeye başladım terapistimin de önerisiyle. Sizinle bunu da paylaşarak öyle bitirmek istiyorum bu haftanın yazısını.

“Morning pages” yani Türkçe karşılığıyla “sabah sayfaları” pratiğine hayatımda yer vermeye başlamıştım yaklaşık 3-4 aydır ama çok düzenli uyguladığım söylenemezdi. Öncelikle bu uygulamayı yapabildiğim kadar düzenli yapmaya başladım son haftalarda. Kısaca özetlemem gerekirse, sabah yüzünüzü yıkadıktan sonra başka hiçbir şey yapmadan önce o an aklınızdan geçenleri yazdığınız bir pratik. 3 sayfa olarak öneriliyor ama ben kendimi sınırlamıyorum açıkçası. Bazen 1 sayfa dökülüyor kalemimden bazen 4 sayfa, o an ne kadarını akıtmak istiyorsam defterime o kadarı yeterli benim için. Bu sayede aslında bütün gün kafamı meşgul edecek şeyleri önden döktüğüm için hem duygu ve düşüncelerimle yüzleşmiş hem de kendime yavaşlamak ve sakinleşmek için bir yer açmış oluyorum.

İkinci önerim çokça bildiğiniz bir yerden geliyor: Meditasyon yapmak. Size dürüst olmam gerekirse son yıllara kadar benim için çok fazla bir şey ifade etmiyordu meditasyon yapmak. Çünkü hep şöyle derdim; “beynimdeki düşünceleri susturamıyorum ki sessizlikte kalmayı başarayım”. Ama zaten meditasyon yapmak daha önceleri yanlış bildiğim gibi değilmiş. Ben sanıyordum ki tüm bu meditatif dünyadan insanlar meditasyon yapmak dışında o an başka hiçbir şey düşünmüyor 🙂 Düşünceler gelmeye devam etse de günde 5-10 dakika yine de hiçbir şey yapmadan sessizce sadece oturmayı başarabilirmiş insan. Bunu özellikle sabahları düzenli yapmaya başladıktan sonra, yaptığım herhangi bir işte o anda kalabilmek için yolumu açtığını ve bana destek olduğunu fark ettim. 

Bir de eğer şanslıysam, yaptığım herhangi bir işte veya bir şey üzerine düşünürken süreçten koptuğumu ve o anda kalamadığımı fark ettiğimde kendimi o ana çekmeyi denemeye başladım. Sanki dışarıdan bir el sırtıma dokunup “hadi biraz sakinleş” diyormuş gibi kendimi telkin etmeye çabalıyorum. Bu sayede en azından ne yaptığımı ve neden hızlandığımı daha çok anlamlandırabiliyorum. 

Kısaca demem o ki, yaptığımız her ne ise akışta kaldığımız sürece içinde bulunduğumuz o biricik andan keyif alabiliriz. Benim de geçmişte sandığımın aksine ancak bu şekilde hayalini kurduğumuz sonuçlara çok daha “hızlı” ulaşabiliriz. Hadi gelin… Akışta kalmanın lafta kalmayacağı günlerimiz olsun hep beraber! 

Sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: “Sarı çizgiyi geçmeyiniz”

Ecehan Kaylan: 1990 Aralık ayında, İzmir’de başladı benim serüvenim. 10 senedir kurumsal hayatta özel şirketlerde çalışan, 33 yaşında beyaz yakalı endüstri mühendisiyim. 30 yaşımla beraber hayatın bana getirdiği değişimlerin, tecrübelerin ve terapi sürecimin de etkisiyle kendimi tanıma yolculuğum başladı. Evet, kendini tanımak konusunda biraz geç kalmış gibiydim ama belki de tam zamanıydı. Görünen toplumsal kimliğimin yanında özellikle son birkaç yıldır gördüm ki ben kendimi en iyi yazarak ve yazdıklarımı paylaşarak ifade edebiliyorum. Bu şekilde ayrı yollarda aynı duygularla yürüyenlerle bağ kurmaktan da çok keyif alıyorum. Kendinize her gün biraz daha yaklaştığınız yolcuklarınızın olması dileğiyle!

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale