Olağanüstü günlerden ve karantina halinden geçerken birçok mecrada coronavirüsün ne olduğu, nereden ortaya çıktığı, ne kadar saldırgan olduğu, ne zaman kontrol altına alınacağı ile ilgili yazılar okuduk, videolar izledik. Artık hemen hemen ne yapmamız ve ne yapmamamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Hem fiziksel hem mental olarak alınması gereken önlemlerle ilgili birçok uzman fikrini sundu. Ben bu yazımda karantina sürecinden yola çıkarak başka bir konu hakkında yazmak istedim.
Malum, neredeyse hepimiz hiç olmadığı kadar uzun süredir evimizde zaman geçiriyoruz. Biz uzmanlar bu krizi fırsata çevirebileceğinizi, evde ertelediğiniz işlerinizi yapabileceğinizi, kendinizi geliştirebilecek aktiviteler yapabileceğinizi, hayatın normale döndüğü zamanlar için yeni hedefler oluşturabileceğinizi söylüyoruz. Fakat evde kalma süresi uzadıkça motivasyon kaybı yaşanması da kaçınılmaz oluyor.
Bu sürece gelene kadar bırakın bir günü, bir haftanın nasıl bittiğini bile anlamazdık. Şimdi muhtemelen çoğunuza gün bitmiyormuş gibi geliyordur. Bunun sebebi aslında şu anki algımız. Kendimizi hapsolmuş, özgürlüğü kısıtlanmış gibi hissettikçe zamanın akması da o kadar yavaşlıyormuş gibi geliyor. Halbuki hayat normalken işe, okula gidip geliyor, arkadaşlarımızla, ailemizle vakit geçiriyor, tatil ya da başka aktivite planları yapıyor, kısacası sevdiğimiz şeyleri uyguluyorduk. Dolayısıyla vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorduk, çünkü akıştaydık.
Akış, adından da anlaşılacağı üzere kendinizi bırakmak, kendinizi bütünüyle içinde olduğunuz duruma vermektir. Mihaly Csikszentmihalyi’nin Akış Alan Kuramı tam da bunu anlatmaktadır. Çok sevdiğiniz bir iş yaparken ya da sevdiğiniz insanlarla beraberken saate baktığınızda belki saatlerdir o işi yapıyor olduğunuzu görürsünüz. Zaman nasıl geçmiştir farkında olmazsınız. İşte akış kuramı da size hayatta sizi mutlu eden şeyleri yapmanızı ve akışa bu şekilde kapılmanızı söyler.
Akış teorisine göre yaptığımız işleri keyif alarak yaparsak ya da keyif aldığımız işleri yapmayı tercih edersek o işte çok daha başarılı oluruz. Bu teoride aslında gerekli şartlar oluştuğunda (odaklanma, konsantrasyon, yetenek) yaptığımız aktiviteyi tutkuyla, tam bir motivasyonla yapmamız bizi çok daha fazla mutlu eder. Bu, öyle bir motivasyondur ki yemek yemek, tuvalete gitmek bile unutulur.
Eğer bugünlerde evinizde akış teorisini uygulamaya çalışırsanız zamanınızın çoğunu keyifle ve nasıl geçtiğiniz anlamadan harcayabilirsiniz. Akış teorisini merak edenler Mihaly Csikszentmihalyi’nin Akış: Mutluluk Bilimi kitabını okuyabilirsiniz. Lütfen kendinize bu sürecin geçici olduğunu sık sık hatırlatın ve evde -mutlu- kalmaya devam edin.
İlginizi çekebilir: Kaygıyla anın tadını çıkararak baş edin: Kara bulutlar neşenizi çalmasın