En son ne zaman telefonunuzdaki bildirimlere bakmadan ya da sosyal medya hesaplarınızda dolaşmadan bir gün geçirdiniz? Veya sadece birkaç saat? Kabul etmek gerek ki git gide telefonlarımıza daha fazla bağlanıyor; çevrimiçi mecralardan kopmakta ve hatta yüz yüze buluşmalar yapmakta zorlanıyoruz. Arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde sohbet etmek yerine telefonlarımıza düşen bildirimler arasında kayboluyor; karşımızdaki kişinin anlattıklarına odaklanmak yerine sosyal medya hesaplarımızda sonsuz kaydırmayla zaman geçirebiliyoruz. 2022 istatistiklerine göre, insanlar bir günde ortalama 58 kez telefonlarını kontrol ediyor; her 5 akıllı telefon kullanıcısından 1’i günde en az 4.5 saatini telefonuyla geçiriyor. Ve dahası insanların %64’ü telefonlarına bağımlı olduklarını kabul ediyor. Üstelik tüm bu durumlar, yalnızca yetişkinler arasında değil çocuklarda ve gençlerde de oldukça yaygın. Yapılan anketlere göre Z kuşağının 4’te 3’ü akıllı telefonlarında çok fazla zaman geçirdiklerini söylüyor. Diğer bir deyişle, akıllı telefonlar her yaştan insanın neredeyse tüm zamanını ele geçirmiş görünüyor.
Telefonlarımıza böylesine bağlı olmamız, çoğu zaman farkında olmasak da yaşamımızı birçok yönden olumsuz etkiliyor: Dikkatimiz çok daha kolay dağılıyor, anda kalmakta zorluk yaşıyoruz, karşımızdaki kişinin anlattıklarına odaklanamıyoruz, hatta yediklerimizin tadına bile varamıyoruz çünkü ilgimiz telefonumuzda oluyor. Kısacası hem kendimizle hem de başkalarıyla olan ilişkilerimiz telefonlarımız yüzünden zarar görebiliyor. Akıllı telefonların yaşamı ne denli olumsuz etkilediğinin farkına varan bir grup genç de Luddite Club’ı kurmuş.
Son günlerde oldukça popüler olan ve dünyaca ünlü haber kaynaklarına konu olmayı başaran Luddite Club, New Yorklu gençler tarafından kurulan ve akıllı telefonlar olmadan zaman geçirmeyi misyon edinen bir kulüp. Peki, gençler bu kulüpte neler yapıyorlar? Luddite Club’ta gençler akıllı telefonları olmadan beraber vakit geçiriyorlar; bir araya geliyor, telefonlarını kapatıyor, bir nevi ‘offline’ oluyorlar. Kitap okuyorlar, sulu boya ile resim yapıyorlar, meditasyon yapıyorlar, sohbet ediyorlar… Kısacası, sosyal medya hesaplarında takılmadan veya sonsuz bildirimlerin girdabına girmeden zaman geçiriyorlar.
18. yüzyılda İngiltere’de yaşayan ve teknolojiden kaçınan, sanayileşmeyi kendince protesto eden folklorik İngiliz tekstil işçisi Ned Ludd’dan esinlenerek kulübün adını Luddite koyan bu gençler, özellikle pandeminin en yoğun olduğu dönemde gerçek hayattan koptuklarını ve bu hareket sayesinde sosyal bağlantılarını yeniden sağlayabildiklerini söylüyorlar. Ayrıca, telefonlarıyla çok fazla zaman geçirmelerinin ailelerini ne kadar üzdüğünü de fark ettiklerini belirten bu gençler, bir araya gelerek daha yaratıcı ve keyifli işler yapabildiklerini ve adeta ‘beyinlerini yeniden kullanmaya başladıklarını’ söylüyorlar.
Bir araya geldikleri zaman akıllı telefonlarını ulaşamayacakları bir yere koyan veya eski tip kapaklı telefonları kullanan Luddite Club gençleri, adeta eski nesillerin gençliklerinde yaşadıkları gibi zaman geçiriyorlar. Birbirleriyle sohbet ediyorlar, hobilerini geliştiriyorlar, sanat etkinlikleri yapıyorlar ve telefonlarında neler olup bittiğiyle ilgilenmiyorlar. Ne harika değil mi?
Peki, bu kulüp nasıl bir fayda sağlıyor? Konuyu ele alan birçok uzmana göre, bu gençler akıllı olmayan kapaklı telefonlarıyla nostaljiyi yeniden alevlendirmenin yanı sıra ekrana bağlılığın insanları birbirinden ne kadar uzaklaştırdığına da dikkat çekiyor. Üstelik, uzmanlar bu kulüp hareketi sayesinde kulüpteki gençlerin sosyal bağlarını güçlendirerek daha az depresyon riski ile karşı karşıya olduklarına da vurgu yapıyorlar. Kulübe katılan gençler ise, sosyal medyanın bitmek bilmeyen baskısından ve her an telefonlarının kontrol etme saplantılarından kurtulmuş olduklarını, dahası çok daha özgür hissettiklerini söylüyorlar. Sosyal medya alışkanlıklarını değiştiren ve bu sayede hem daha kaliteli zaman geçiren hem de zihinsel sağlıklarını koruyabilen bu gençlerden ilham alınacak çok fazla şey olduğu kesin. Bakalım, Luddite Club başka hangi ülkelerde yaşayan gençler tarafından benimsenmeye başlayacak…
İlginizi çekebilir: Sosyal medya hayatınızı ele geçirmesin: 6 adımda detoks