X

Akılda kalan eski Bodrum’a, çocukluğuma ve canım arkadaşlarıma selam olsun!

Bugün yazıma 20 yıl önceden başlayacağım. Bu bir ahde vefa yazısı…

Benim en güzel yazlarım hep Bodrum’da geçti. Anneanne kontenjanından. Yazlığa okullar kapanır kapanmaz gider, yine okullar açılmadan önceki son hafta sonu dönerdik. Orada sağlam arkadaşlıklar kurardım, 3 ay süren, bütün kış özlemi duyulan arkadaşlıklar… Site dostlukları bambaşkaydı. Bu 3 ayda her günü beraber geçirdiğin arkadaşlarınla ömürlük bağ kurarsın, ben de kurdum. Dile kolay 20 yıl oldu. Bahsettiğim zamanlar doksanlar sonu. Ah ne güzel zamanlardı. Kışları da mektuplaşırdım sitedeki dostlarımla… Evet, doğru okudunuz. Birçoğumuz İstanbul ve Ankara’da yaşıyorduk, dolayısıyla mektuplaşırdık tüm sene… Ta ki yaz gelene kadar. Şimdiyse bir an bile birbirinden habersiz bir şey yapamayan insanlar olarak -sosyal medya sağ olsun- ne kadar uzak geliyor değil mi mektuplaşma kavramı? Ama böyleydi eskiden. Ben mesela hala saklarım mektuplarımı, bir çekmece dolusu var bende. Nasıl bir hatıra… Nasipse kendi çocuğuma da göstereceğim o mektupları. Kalbinde yeşerse bu naif hisler ne mutlu bana.

Bodrum merkezi

Bence Bodrum o zaman “Bodrum”du gerçekten. Şezlong bile yoktu kumsallarda. Hasır serer otururduk. Ailelerimizden aldığımız izin, gece 11’e kadardı. Akşamları yemekten sonra sitede oyunlar oynardık. Kavga ederdik, barışırdık. Yaz aşkları da başka yaşanırdı. Gerçekten de “yaz kadar” sürerdi…

Benim kaldığım site Turgutreis’e bağlıydı. Karaincir Plajı taraflarında. Akyarlar’a da yakın. Tam bir sayfiye yeri, bu da en sevdiğim yazlık kelime bu zamanlardan kalan.

Akyarlar / Bodrum

Bodrum şimdi garip bir yabancı turist istilasında ve lüks oteller kadrajında, tehlikede. Zaten zaman gösteriş zamanı biliyorsunuz. Herkes her anını paylaştıkça var, yaşadıkça değil. Ben de belki bu kesime bir yerlerden dahilim. Instagram’da varlığım ve paylaşımlarım var mı? Var. Öz eleştirimi de böyle yaparım.

Ne olursa olsun yine giderim ben her sene Bodrum’a. Vazgeçemem. Bir gün Bodrum’a yerleşme ve devamlı orada yaşama hayalimi yaşatırım böylece. Bu sene iki haftam yine anneanne koynunda Bodrum’da geçti. O evdeyken değişim olmamış gibi gelir. Kayıplar, kaybolan yıllar yokmuş gibi. En sevdiğim zamanlara dönerim. Şimdi bu satırları sıkılmadan kaç kişi okuyacak bilemem ama sonsuza kadar kalacaklar; bu yazı geçen 20 yıla borcum olsun. O çok sevdiğim zamansız arkadaşlarıma da selam olsun.

Bodrum

Bu yaz geldiğimde birkaç gün Bodrum merkezde kalma fırsatım oldu ve bu deneyim de çok güzeldi. Birkaç sevdiğim arkadaşlarımla zaman geçirdik. Bodrum Marina’nın karşısında, otelde kalmak güzel oldu. Bitez’de Sarnıç Beach’e gitmek, akşam Gümüşlük’te Melengeç restoranında yemek yemek. Yine Bodrum’u Bodrum yapanları yaparak zamana ve değişime karşı koymak gibiydi. Bu arada bir akşam da kendimizi İspanya’da hissettiren bir restorana gittik Bodrum merkezde. La Pasiòn ismi. Gerçek bir İspanyol restoranı. Şiddetle tavsiye ediyorum hatta. Denenmeli. Gece merkezde açılan barlar ve Yalıkavak’taki lüks alışveriş merkezi, değişime karşı koyamayan yerler. Gezdik ruhumuza aykırı olsa da. İnsan o rüzgardan nasibini alıyor maalesef. Değişim rüzgarından…

Sarnıç Beach / Bodrum

Bodrum Marina’da kafelerde, yılların Sünger Pizza’sında da oturduk tabii. Buralar hep bizden.

Ben yine yazlığa geri döndüğümde yürüyüşlerime de çıktım. Gün batımlarımı fotoğrafladım. Sizin için de. Ne de olsa gün batımları “zamansız”, hep aynı güzellikte… Sonra çocukluğumdan beri aynı kalmak için adeta çaba harcayan Akyarlar’da, çay bahçesinde çayımı içtim. Bazı şeyler senle aynı yönde akıyor neyse ki, hep karşı akıntıda değilsin hayatta her şeyle ya da herkesle. Birileri de senden yana. Ya da sen onlarla olmayı seçiyorsun. Bunun ayrımını yapamıyorum şimdi.

Bir şehir kalabalığı ile İstanbul’u aratmayan Bodrum, ne kadar yorgun ve mutsuz artık. Çoğu yer otel ve ev dolu… Kumsallar başıboşsa, muhtemelen seneye beach olacaklar. Bakir koylar hala var bizlere saklı. Asıl Bodrumlular için… Bir süre daha…

Zamansız kalan akıldaki Bodrum’a, çocukluğuma ve canım arkadaşlarıma selam olsun.

İlginizi çekebilir: İstanbul’a yakın en güzel sahiller: Kerpe ve Kefkenİstanbul’

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Cengizoğlu: Uplifers yolculuğuna pandemiden önce gezdiklerimi aktarmak icin başlamıştım. Daha sonra malum bu gezme süreci aksayınca izlediğim, okuduğum ya da gördüğüm bir şeyden etkilenerek bir şeyler yazma serüveni başladı. Olay sadece gezmek değilmiş ki; kelimeler bir yerlere sürükledi diyorum şimdi... İlham mi deniyor buna bilmiyorum ama yazıya dökülecek bir konu, bir olay, çekiyor seni yazmaya diyelim. Uplifers ailesinde yazmaya devam ediyorum bu yüzden seve seve .. Hepimize bol okumalar!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale