Akdeniz’in Can-ı Ciğeri, Tutkunun Dansı; Flamenko
Burnunuza kokusu gelmiştir, Akdeniz’in tane tane kumlarına vuran tuzlu suyun…Masmavi denizin, belki hafiften seslerini de duymuşsunuzdur, dalga dalga gün batımının, kıyıya vuran tatlı Akdeniz ezgilerinin…İşte o Akdeniz ezgilerinin kalbine İspanya’ya konuk oluyoruz.
Flamenko, ezgilerini zaman zaman duymuş olduğumuz, giydikleri topuklu ayakkabıları yere çarpa çarpa dans eden erkekleri, kadınları, anlatmak istediklerini, şarkılardaki yakarışları, haykırışları, sevinçleri ve hüzünleri ile insana ‘’dolu dolu’’ duygu aşılayan bir dans. Bilimsel olarak biraz tarihini incelediğimizde ise, aslında kökleri İspanya’nın güneyine karşılık gelen Endülüs bölgesine dayanmaktadır. Flamenko, Endülüs halk müziği eşliğinde yapılan Endülüs dansı olarak da biliniyordu. Fakat, genel olarak gösterilerde ‘’canlı’’ müzik kullanılması tercih edilir. Bu açıdan dansçıların yanındaki ses sanatçısı ile şarkıları müziğe döken gitar sanatçısı Flamenko ezgilerine sihrini veren en önemli faktörlerdir.
El çırparak yapılan ritimlerin de oldukça yoğun kullanıldığı Flamenko, bir yönden ‘’çingene’’ kültürü ile de benzeşmektedir. Tarihi bazı kaynaklara göre, Endülüs bölgesinde ortaya çıkan bu dansın kökeni Hindistan ve Pakistan’dan bu bölgeye gelen çingenelere dayandırılmaktadır.
Flamenko, Endülüs geleneklerinde, şarkı sözleri ile de ilişkili olarak, ayrılığı, hüznü, isyanı, coşkuyu, sevinci ve kısacası birçok duyguyu bir arada anlatan, yüksek ritimleri ile adeta insanın kanını kaynatan, özellikle ‘’kadın’’ figürlerin ön planda olduğu, gerek eşli gerekse eşsiz olarak ta icra edilebilecek bir danstır. Dünya genelinde bir fenomene dönüşmüş olan Flamenko dersleri ülkemizde de İspanyol eğitmenler de olmak üzere birçok dans okulunda en çok talep gören dans derslerindendir. Yepyeni bir hobi edinmek, eğlenirken öğrenmek ve hiç tatmadığınız bir dans deneyimi edinmek istiyorsanız, tavsiyem Flamenko.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.