X

Ailenizin ‘günah keçisi’ siz olabilir misiniz?

Kimse, yapmadığı olumsuz bir şey için suçlanmaktan hoşlanmaz. Ancak, hemen hemen her ailede ‘biri’ seçilmiştir ve neredeyse yolunda gitmeyen her şey için ‘o’ suçlanır. Belki evin en küçüğü, belki başka bir şehirde yaşayan ağabey/abla, belki de ‘siz’… Ters giden her durumda eleştirilen, kötü bir şey olduğunda suçu üstüne kalan, olayla direkt ilgisi olmasa bile sorumlu tutulan, kısacası benliği hiçe sayılan o “şanslı” kişi sizseniz, “Ailenin günah keçisi ben miyim!” diye pek çok kez serzenişte bulunmuş olabilirsiniz.

Çoğumuzun aşina olduğu bir kavram olan günah keçisi; yapmadığı bir şey için bir grup insan içerisinde suçlanan, eleştirilen, olanlardan sorumlu tutulan kişidir. Ve genellikle böyle birinin seçilmesinin altında, ailenin genel imajını, itibarını korumak veya ailenin bir veya birkaç üyesini kayırmak ya da yaşanan olumsuzluğu idare etmeye çalışmak yatabilir. Her ailenin dinamiği farklı olduğu için ailenin günah keçisi olarak kimin seçildiği de farklı kriterlere göre değişiklik gösterebilir. Bir ebeveynin çocuğunu günah keçisi yapmayı seçmesinin sayısız nedeni olabilir, ancak bu asla çocuğun hatası değildir. Sebepler geçersiz ve mantıksız olsa da yaygın olarak:

  • Doğum sırası
  • Cinsiyet
  • Dış görünüş
  • Ten rengi
  • Cinsel yönelim gibi faktörler belirleyici olabilir.

Örneğin, ailenin tek erkek çocuğu gözde ya da altın çocuk olabilirken, ikinci doğan kıza günah keçisi rolü atanabilir. Öte yandan, narsist bir ebeveyn, ailenin imajını yükseltmeyen çocuğu günah keçisi ilan edebilir. Ya da hassas, meraklı, çekici ve zeki bir çocuk, bu niteliklere sahip olmayan bir ebeveyn tarafından bir tehdit olarak algılandığı için günah keçisi seçilebilir. Bir ebeveynin çocuğunu günah keçisi yapmaya karar vermesinin mantıklı bir sebebi olmasa da bu durum ne yazık ki pek çok ailede gözlemlenebilir.

Tipik olarak çocukluk döneminde başlayan günah keçisi seçimi, sağlıksız/işlevsiz aile dinamiklerinin kritik bir işaretidir. Kendinizin veya değer verdiğiniz birinin günah keçisi olarak rol üstlendiğini düşünüyorsanız, bu durumun seçilen günah keçisinin suçu olmadığını hatırlamanız önemlidir. Sizi haksız yere hedef alan ailenizdeki kişi veya kişiler, rahatsız edici düşünce, duygu veya davranışlarla uğraşmak yerine kendi utanç, öfke ve suçlama duygularını size yansıtıyor olabilirler. Suçlayacak birini bularak, sorumluluk almaktan kaçmaya çalışabilirler.

Peki, günah keçisi olup olmadığımızı fark etmenin bir yolu var mıdır? Counseling Directory terapistlerine göre kendimizi günah keçisi olarak değerlendirebileceğimizi gösteren pek çok işaret var; bunları fark etmek için kendimize şu soruları sormamız önemli:

  • Ailem bana kardeşlerimden farklı mı davranıyor?
  • Küçük yaştan itibaren fazladan sorumlulukları almam bekleniyor mu?
  • Yaptığım hatalar uygun şekilde cezalandırılıyor mu? Yoksa çok daha büyük tepkiler mi alıyorum?
  • Zorbalığa uğradığımda ailem fark ediyor mu?
  • Ailemle uyum sağlıyor muyum veya ailemle güçlü bağlarım olduğunu düşünüyor muyum?
  • Ailem başarılarımı görmezden mi geliyor?
  • Ailem hobilerime veya tutkularıma ilgi gösteriyor mu? Yoksa beni sadece daha yüzeysel olarak mı tanıyorlar?
  • Niteliklerim nedeniyle eleştiriliyor muyum veya ‘şaka yollu’ alaya alınıyor muyum?

Kısacası, sürekli kontrolümüz dışındaki şeyler için suçlanıyor, nadiren övülüyor (ya da neredeyse hiç), başkalarının önünde aşağılanmış hissetmemize neden olacak tutumlarla karşılaşıyorsak, tüm bunlar ailemizdeki günah keçisinin kendimiz olduğuna işaret ediyor olabilir.

Günah keçisi olmanın ne gibi zararları olabilir?

Zihinsel ve duygusal açıdan fazlasıyla yıpratıcı olmasının yanı sıra günah keçisi olan kişi:

  • Toksik ilişkiler geliştirebilir,
  • Bir ilişkinin sağlıklı olup olmadığını anlamakta zorlanabilir,
  • Sınırlar koymakta güçlük yaşayabilir,
  • Kendisine zarar veren davranışları (gaslighting vb) fark edemeyebilir,
  • Her şey için kendisini suçlayabilir,
  • Sürekli kendisini eleştirebilir,
  • Yeterince iyi olmadığını düşünebilir,
  • Kendi ihtiyaçlarını önceliklendirmekten kaçınabilir,
  • Uzun süreli travmalar yaşayabilir,
  • İşlevsiz / zarar verici davranış ve tutumları normalleştirebilir,
  • Kendini sabote edebilir veya kendine zarar verme girişimlerinde bulunabilir.

Kısacası, iyi, mutlu, doyumlu bir yaşam sürmesine engel olacak tüm tutum ve davranışları geliştirebilir. Bu nedenle, durumun farkına varıldığı anda önlem alınması ve kişinin günah keçisi rolünden kendini kurtarması kritik bir öneme sahiptir.

Günah keçisi olmaktan kurtulmak mümkün mü?

Psikoterapist Nicki Cawley’e göre günah keçisi rolünden kurtulmanın ilk ve en önemli adımı sağlıklı sınırlar inşa etmek. Ancak bu şekilde toksik aile üyelerinden uzaklaşmak mümkün olabilir: “Kendimizi korumak ve başkalarının beklentilerini belirlemek için sınırları kullanırız. Bir sınır çizerek, toksik davranışı sınırlamaya başlarsınız ve bunun olma ihtimalini azaltırsınız.” Pek çok uzmana göre eğer sınırlarınızın görmezden gelindiğini ya da zorlandığını hissediyorsanız sağlam bir duruş sergilemeniz de çok önemli, aksi halde kendinizi savunmasız bırakabilir ve size kendi istedikleri gibi davranmalarına istemeden müsaade etmiş olursunuz.

Günah keçisi rolünün size yüklendiğini fark ettiğinizde yalnızca sınırlar konusunda da değil ‘hayır deme’ konusunda da kararlı olmalısınız. Ekstra sorumlulukları ve yersiz suçlamaları üzerinizde almak zorunda değilsiniz; hepsine hayır demeyi öğrenmelisiniz. Kendinizi önceliklendirmeyi unutmayın; ihtiyaçlarınızı, duygularınızı, zihinsel ve ruhsal sağlığınızı… Kendinize iyi bakmanız gerektiğini ve ihtiyaçlarınızı önceliklendirdiğiniz için kendinizi suçlamamanız gerektiğini kendinize sık sık hatırlatın.

Son olarak eğer çocukluğunuzda günah keçisi rolünü üstlendiğiniz için kökleri geçmişe dayanan travmalarınız varsa iyileşme yolculuğunda size destek olması için bir uzmana danışabilirsiniz. Eğer bu konu ile ilgili kapsamlı okumalar yapmak istiyorsanız “Toxic Parents”, “Mothers Who Can’t LoveToxic Parents”, “” ve “Adult Children of Emotionally Immature Parents” kitaplarına da göz atabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: ‘Parental gaslighting’: Çocuğunuzun gerçeklik algısını ve duygularını baltalıyor olabilir misiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale