X

Aile stresi (family stress) nedir, nasıl başa çıkılır?

Çocuğunuzun okuldaki notları kötü, bir sağlık sorunu ile mücadele ediyorsunuz, birtakım finansal sıkıntılar yaşıyorsunuz ya da eşiniz işinden hiç memnun değil… Tüm bu durumların ortak noktası sizce ne olabilir? Evet, doğru tahmin ettiniz: Stres! Ama bu tür stresin geleneksel olarak deneyimlediğimiz stres türlerinden bir farkı var; o da “ailevi” olması. Diğer bir deyişle “aile stresi” veya literatürdeki adıyla “family stress”…

APA araştırmalarına göre aileler, yani ebeveynler, aile olmayan bireylere göre çok daha yüksek seviyelerde stres deneyimliyor. Elbette ki herkesin anne-babası var ama burada bahsi geçen aile sonradan kurduğunuz, eşinizi, çocuklarınızı içeren aile. Özellikle pandemiden sonra ailelerin stres seviyesinin daha da yükseldiğini gösteren araştırmalar, ‘family stress’in giderek daha ciddi etkileri olduğunu açığa çıkarıyor. Peki, aile stresi tam olarak nedir, neden olur ve baş etmek için ne yapmak gerekir? İşte cevaplar…

Aile stresi (family stress) nedir, neden ortaya çıkar?

Aile stresi teorisinin kökenleri oldukça eskilere dayanıyor. 1949 yılında sosyolog Reuben Hill tarafından geliştirilen teori, stresli bir olayın sonucunda aile dinamiklerinde meydana gelen değişiklikleri araştırmaya odaklanıyor. Aile içi ve çevresel (dış) kaynakların stresli bir olayı hafifletebileceğini veya şiddetlendirebileceğini fark eden Hill, aile üyelerinden birinin yaşadığı olumsuz bir durumun diğer üyeler üzerinde de etki sahibi olduğunu açığa çıkarıyor.

Reuben Hill’in yanı sıra stres üzerine çalışmalar yürüten diğer araştırmacılar ve uzmanlar da aileyi bir ‘sistem’ olarak ele alıyor ve sistemi adeta bir çarkın dişlileri gibi birbirini etkileyen bir tür mekanizma olarak değerlendiriyor. Dolayısıyla, birinin yaşadığı stres diğerleri üzerinde de etkili oluyor.

Örneğin, okulda zorbalığa uğrayan bir çocuk deneyimlediği stres sonucunda davranışlarını değiştirebiliyor ve bu da aile içindeki düzen ve rutini bozabiliyor. Diğer yandan yorucu ve yoğun bir işe sahip olan ebeveynin yaşadığı stres, aile içinde birtakım olumsuz değişimlere neden olabiliyor. Aile içi ilişkiler zarar görebiliyor, rutinler bozulabiliyor ve üyeler, değişen durum ve duygulara nasıl uyum sağlayabileceği konusunda zorluk yaşayabiliyor.

Kısacası, aileden birinin karşılaştığı bir stres faktörü, aile üyeleri arasında duygusal bağı, üyelerin ruh hallerini, iyi oluşlarını ve ilişkilerin düzgün bir şekilde sürdürülmesini etkileyebiliyor.

Stres ve öfke yönetimi becerileri, iletişim ve öz düzenleme yetenekleri gibi iç kaynaklar veya finansal durumlar, sosyal ve toplumsal destek gibi dış kaynaklar aile stresi üzerinde etkili olabiliyor. Örneğin:

  • Bir aile üyesinde hastalık, engellilik veya ruh sağlığı sorunları,
  • Aile üyelerinde veya bir üyedeki uyku problemleri
  • Doğum sonrası depresyon,
  • Bebeğin aşırı ağlaması veya öfke sorunu
  • Ev içindeki kaos
  • Kayıp veya yas süreci
  • Evlilikte memnuniyetsizlik veya kavga
  • İş ve ebeveynlik arasında dengenin sağlanamaması
  • Sosyal izolasyon
  • Çocukların eğitim sorunları
  • Toplumsal ya da küresel salgınlar veya ekonomik sıkıntılar gibi içsel ve dışsal kaynaklar aile stresinin oluşmasındaki en önemli nedenler arasında yer alabiliyor.

Aile stresi ile başa çıkmanın yolları

Peki, yaşam pek çok bilinmezlikle dolu iken ve her şeyi kontrol altında tutmak imkansızken aile stresi ile nasıl başa çıkılır?

Aile içi toplantılar planlayın

Bazı zamanlar gelir, eminiz ki daha önce defalarca kez yaşamışsınızdır, hele ki ebeveynseniz ve çocuklarınız büyüdüyse; kimsenin kimseden haberi olmadığı dönemler olur… Ergenlik dönemi, yoğun iş yaşantısı, hızlı tempo, eğitim dönemleri, sınav zamanları, büyük şehirlerin telaşlı hali derken aile üyelerinin birbirlerine özel zaman yaratacak anları kalmayabilir, bu da birtakım kopukluklara, ilişkilerin zedelenmesine ve aile içi bağların zayıflamasına neden olabilir. Dolayısıyla bir aile üyesini etkileyen stres faktörleri hakkında bilgilenmek zorlaşabilir ve bu da sonrasında tüm aileyi etkisi altına alacak daha ciddi ve geniş çaplı bir stresin oluşmasına zemin hazırlayabilir.

Bu durumun önüne geçmek ve/veya var olan bir stres faktörünün etkisini azaltmak için neler yapabileceğinizi ailecek konuşmak için aile içi toplantılar yapmanızda fayda var. İster hafta 1, ister ayda 2-3 kez tüm aile üyelerinin dikkat dağıtıcılar olmadan, evet yani telefon, tablet, bilgisayar, ardı arkası kesilmeyen bildirimler olmadan, bir araya gelmesini sağlayın ve paylaşımlarınız konusunda birbirinizi destekleyin.

İlginizi çekebilir: Ebeveyn-çocuk iletişimi, çocuklar büyüdükçe neden değişir?

Zen köşesi oluşturun

Kabul etmek gerek ki günümüz dünyasında stres, her yaştan birey için kaçınılmaz bir hal almış durumda. Dolayısıyla hayatın koşturmasından uzaklaştığımız yaşam alanlarımızın anti-stres etkide olması çok önemli. Evde zihinsel sağlık kültürü oluşturmak için bir Zen köşesi oluşturmak, tüm aile üyelerinin orada zaman geçirirken dinlenebileceği, stres uzaklaşabileceği bir alan yaratmak aile stresi ile başa çıkmada etkili olabilir. “Evinizde rahatlatıcı bir Zen köşesi hazırlamanıza yardımcı olacak ipuçları” yazımızdan ilham alabilirsiniz.

Kendinize iyi bakın

Ailecek ‘iyi’ olabilmek için her aile üyesinin iyi olması gerektiğini unutmayın. İster eşinize ister çocuklarınıza destek olabilmek, verici olabilmek için kendinizin de iyi olması gerektiğini hatırlayın. Stres yönetimi, iyi yaşam pratikleri, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz gibi alışkanlıkları benimseyin ve kendinize iyi bakın. Diğer aile üyelerinin de kendilerine iyi bakmaları için teşvik edici olun.

İlginizi çekebilir: Kendimizi iyileştirerek dünyayı iyileştirebilir miyiz?

Destek alın

Ne olursa olsun yalnız olmadığınızı hatırlayın ve ihtiyaç duyduğunuzda yardım istemekten çekinmeyin. Geniş ailenizden destek isteyebilir veya profesyonel yardım alabilirsiniz. Çocuk bakımında, stres yönetiminde ya da ilişkilerin güçlendirilmesi konusunda kendinizi yalnızlığa sürüklemeyin. Eşinizden, kendi anne-babanızdan ya da aile terapistinden destek alın.

Bonus: Aile olmanın gücünü unutmayın

Nasıl ki aile üyelerinden birinin yaşadığı stres, diğerlerini de etkileyebiliyorsa aynı durum olumlu duygular için de geçerli. Evet, üzüntülerinizi ailecek paylaşıyorsunuz ama aynı zamanda mutluluklarınızı da… Ve birbirinize destek olarak ne olursa olsun üstesinden gelebiliyorsunuz… Ne demişler bir elin nesi var, iki elin sesi var. Aile olmanın gücünü hafife almayın ve “birlikten güç doğar”ı mottonuz haline getirin.

İlginizi çekebilir: Sadece profesyonelleri değil toplumu da etkileyebilen şefkat yorgunluğu nedir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale