X

Aile ile geçirilen zamanın çocuklar üzerindeki etkisi

Her ebeveyn çocuğunun mutlu, sağlıklı, başarı dolu bir ortamda büyümesini ister. Beslenmesinden eğitimine, sosyal aktivitelerinden iletişim becerilerine yaşama ait tüm alanlarda çocuklarının kendine yetebilen bireyler olmasını temenni eder. Ebeveyn-çocuk iletişimi genellikle “ne yedi, ne kadar uyudu, hangi dersten eksiği kaldı…” gibi kaygılarla şekillense de aslında çok önemli olan bir konu daha var: Çocuklarla kaliteli zaman geçirmek. Son yıllarda oldukça popüler kavramlardan biri olan ve çocuk gelişiminde sıkça bahsi geçen “kaliteli zaman geçirmek” konusunun neden bu kadar önemli olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Bu soruya verilebilecek en açıklayıcı cevap ise kısaca şu şekilde: Ailecek geçirilen kaliteli zamanlar çocukların zihinsel ve duygusal gelişimine katkı sağlamakta ve onların geleceğini şekillendirmekte.

Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirmeniz çocuğunuz için hangi çikolata markasını tercih ettiğiniz, hangi özel öğretmenden ders aldırdığınız, ya da ayağına hangi markanın ayakkabısını geçirdiğinizden çok daha önemli. UC Irvine School of Medicine’da çocuk psikiyatristi olan Doç.Dr. Gail Fernandez: “Çocuklar doğumdan yetişkinliğe kadar ailelerinin ilgisine ve zamanına ihtiyaç duyarlar.” diyerek aslında iyi bildiğimiz, ama kimi zaman ihmal ettiğimiz bu değişmez gerçeğe dikkat çekmekte.

Gelin, çocuklarla kaliteli zaman geçirmek tanımına, ailecek geçirilen zamanların çocuklar üzerindeki etkisine ve ailecek yapılabilecek aktivitelere daha yakından bakalım.

Çocuklarla kaliteli zaman geçirmek ne anlama geliyor?

Hayatın özellikle ebeveynler için çok yoğun olduğu su götürmez bir gerçek. Günler geçtikçe yapılacaklar listesi dolduğundan, diğer işler kaliteli aile zamanına göre öncelikli hale gelebilmekte. Ev işleri, toplantılar, çocukların dersleri, okul etkinlikleri derken kaliteli zaman geçirmeye ekstra ayıracak vakit kalmıyor olabilir. Ancak, çocukların gelişimi için kaliteli zamanın kritik bir öneme sahip olduğunu bilmek, gündelik işlerden bazılarına yetişmeye çalışmak yerine kaliteli zaman geçirmeye odaklanmaya yardımcı olabilir.

Kaliteli zaman, çocuklarınızla zaman geçirmek ve onlara tüm dikkatinizi vererek iletişim kurmak anlamına gelmekte. Siz, bir yandan başka işlerle uğraşırken çocuğunuzla birlikte olmaya çalışmanız, aslında kaliteli zaman geçirmeye bir örnek değil. Tüm ilginiz, dikkatiniz çocuğunuzun üzerinde olduğunda, onun sevdiği ya da birlikte yapmaktan keyif aldığınız etkinliklere zaman ayırdığınızda gelişimi desteklemek için çok önemli bir noktayı hayatınıza dahil edebilirsiniz. Kaliteli zaman geçirirken dikkat etmeniz gereken en önemli kavram ise “interaktif”, yani aktif katılımcı olmak. İnteraktif zaman kavramı, çocuğun ve ebeveynin birlikte bir şeyler yapmasını ve iki tarafın da gerçekleştirilen aktiviteye bütünüyle dâhil olmasını esas alır. İnteraktif anlarda çocuk da ebeveyn de aktif katılımcıdır. Bu zaman, sadece çocuğunuzun okuluyla ve dersleriyle ilgilenmek ya da ödevlerine yardım etmekle sınırlı değil. Belki birlikte puzzle yapmak, resim boyamak, kek pişirmek, açık havada sohbet ederek yürüyüş yapmak; telefon, tablet, televizyon vb. uyaranlar olmadan yaptığınız ve karşılıklı keyif aldığınız her şey kaliteli ve aktif katılarak zaman geçirmeye örnek olabilir.

Ebeveyn ve çocuğun beraber zaman geçirmesi neden önemli?

Birlikte kaliteli zaman geçirmenin esas amacı; çocuğunuzla aranızdaki bağı güçlendirmek, iletişiminizi geliştirmek, birbirinizi daha iyi tanımak için uygun ortamı yaratmaktır. Birlikte zaman geçirdikçe çocuğunuz kendisini önemli hisseder ve sevildiğini fark eder. Ayrıca, anne-babasını izleme ve anne-babasından gördüğü olumlu davranışları modelleyebilme fırsatı olur. Bununla birlikte siz de çocuğunuzun karakterinin güçlü ve zayıf yönlerini daha iyi gözlemleyebilme ve çocuğunuza daha iyi rehberlik edebilme şansı elde edersiniz. Çocuklar, teşvik edici bir ortamda düşüncelerini ve hislerini dile getirme fırsatı bulurlar; kendilerine olan güvenleri gelişir ve bu sayede, ebeveyn-çocuk arasındaki ilişki güçlenir.

Ebeveyn ile çocuk arasındaki ilişki zayıf ve sağlıksız olursa ne olur?

Birçok bilimsel araştırma, çocukların ebeveynleri tarafından yeterli ilgi ve sevgiyi görmediklerinde gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen durumların oluşabileceğine dikkat çekmekte. Jones’a (2017) göre, ebeveynleriyle kaliteli zaman geçiren çocukların evde veya okulda davranış sorunları yaşama olasılıkları ve uyuşturucu, alkol kullanımı gibi riskli davranışlar sergileme olasılıkları çok daha düşük. Diğer yandan, benzer bir başka çalışma da aileleriyle daha kaliteli zaman geçiren çocukların fiziksel olarak sağlıklı olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermekte. Ayrıca, Brown Üniversitesi’nde toplumbilimci Gregory Elliott tarafından Journal of Family Issues’ta yayınlanan bir araştırma, ergenlik çağındaki gençlerin kendilerini aile içinde önemli hissettikleri takdirde ailelerine karşı daha az saldırgan davranış ve şiddet eğilimi gösterdiklerini de ortaya çıkardı. Araştırmaların sonuçları göz önünde bulundurulduğunda sağlıklı iletişim kurmayı ve kaliteli zaman geçirmeyi başarabilen ebeveynlerin çocuklarının daha uyumlu, duygusal yönden güçlü, sağlıklı olduğunu söylemek mümkün.

Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirmenize yardımcı ipuçları

Çocuklarınızla sağlıklı iletişim kurmak, aranızdaki bağı güçlendirmek için odaklanacağınız kaliteli zamanlarda işinize yarayacak ipuçları:

  • Çocuğunuzla günlük olarak bağlantı kurun.
  • Çocuğunuza her gün onu sevdiğinizi söyleyin.
  • Yatmadan önce kısa bir kitap seçip okumak gibi keyifli rutinler oluşturun.
  • Olumlu davranışları takdirinizle pekiştirin.
  • Çocuğunuzla bir aktivite yapmak için ortak zamanlarınızı planlayın.
  • Çocuğunuzla her gün birkaç dakikalığına da olsa oynayın.
  • En az yarım saat teknolojiden uzaklaşın ve karşılıklı dinlemeye odaklanın.

Çocuklarınızla anlamlı, güçlü, sevgi dolu ve sağlıklı bir bağ kurmak için her gün yeterince zaman ayırmayı ihmal etmemeli, özel rutinler oluşturmalı, günlük planlarınıza kaliteli zaman geçirmeyi dahil etmelisiniz.

Ailecek yapılacak aktivite önerileri

Mutlu ve sağlıklı çocuklar için birlikte yapılabilecek aktiviteler aslında sınırsız. Üstelik bunların karmaşık ya da pahalı etkinlikler olmasına gerek yok. Önemli olan, çocuğa bütün dikkatinizi ve ilginizi verebilmeniz; çocuğun da aynı şekilde aktif katılımını sağlayabilmeniz. Başlamak için birkaç temel öneri;

Aile yemek saatleri: Birlikte yemeği hazırlamak, sofrayı kurmak, servisi yapmak, hep beraber yemek ve yine hep birlikte sofrayı kaldırmak vb. eylemler hem aranızdaki bağı kuvvetlendirmenize hem de sorumlulukları paylaşmanıza imkan sağlayabilir.

Ev ödevleri: Eğer ebeveynler çatışmadan çocuklarıyla ödev yaparken, ders çalışırken pozitif zaman geçirebiliyorsa, okul çalışmaları iletişimin güçlendiği anlara güzel bir vesile olabilir.

Hobiler: Resim çizme, boyama, koleksiyonculuk gibi sanatsal yaratıcılık üzerine hobiler harika sohbetler başlatabilir.

Oyunlar: Kutu veya kart oyunları ailenin hep birlikte keyif aldığı ve rahatladığı zamanlar yaratabilir.

Kültür-sanat etkinlikleri: Birlikte bir konsere, tiyatroya, sinemaya, ya da gösteriye katılmak çocukların keyif alacağı, öğreneceği, hem de sanatsal ve kültürel yönlerinin gelişebileceği bir fırsat yaratırken, sizin de çocuğunuzun karakterini daha yakından tanımanızı sağlar.

Açık hava aktiviteleri: Doğa yürüyüşleri, bisiklet turları, piknikler ya da kamplar gibi keyifli organizasyonlar, ilişkilerinizi tahmin edemeyeceğiniz kadar güçlendirebilir.

Kitap okumak: Henüz okuma yazması olmayan küçük çocukları olanlar çocuklarına kitap okuyabilir. Ergenlik çağında çocukları olanlarsa, çocuklarıyla okudukları kitap hakkında sohbet edebilir; hatta çocuklarının okuduğu kitabı okuyarak daha derin tartışmalar yapabilir.

Özet olarak, ailece geçirilen zaman ne olursa olsun eğlenceli, rahatlatıcı ve neşelendirici olmalıdır. Ailece geçirilen kaliteli zamanlar arttıkça çocuk, seven ve sevildiğini hisseden bir birey olur. Kendisini önemli hisseder ve küçük yaşlarda gelişen bu hissiyat, çocuğun ileriki hayatında yaptığı seçimlerde ve olaylara yaklaşımında kendini gösterir.

İlginizi çekebilir: Ebeveynlerin akademik başarı baskısı çocukları nasıl etkiliyor?

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale