Niyetim, çok tartışılan bir kavram hakkında farkındalık yaratmak, başka bir açıdan bakabilmenizi sağlamak ve elbette ihtiyacı olana bu yazımın şifa olması…
Sebebi her ne olursa olsun kürtajla yaşamına son verilen canların anne, baba ve yaşayan kardeşleriyle enerjisel olarak bağı var.
“Hepimiz biriz ve birbirimize bağlıyız” penceresinden baktığımızda bir ağacın kökleri gibi yaşamda ayakta kalabilmek, varlığımızı sürdürebilmek için en yakınımızda olan, yaşayan ya da yaşamayan canlarla bağlarımızın sağlıklı olması önemli… Buraya farkındalıkla, yeni bir bilinçle bakabiliriz.
Çok küçük yaşta; anne, baba olanların bebeklerine, toplumun, ailelerin dayatması nedeniyle evlilik dışı olan bebeklere, bakılamayacağı düşünülerek, biraz da korkudan vazgeçilen bebeklere, biten ilişkilerin, evliliklerin bebeklerine ve daha nicesine uygulanan kürtajın bir bedeli var.
Amacım, size “Kürtaj olun ya da olmayın” mesajını vermek asla değil. Böyle bir şeyi söylemek haddim değil. Sadece yaşadıklarınızın duygusal tarafına bakabilmeniz için farkındalık yaratmak!
Ana rahimine gelmiş, ancak bir şekilde, bir sebeple yaşama, dünyaya gözlerini açamamış bebeklerin, yaşamına geldiği kadına, erkeğe ve onların yaşayan diğer çocuklarına enerjisel olarak bir etkisi var. Bunun farkında mısınız? Yoksa bu derin acıyı, kendinizi hissizleştirerek bastırıp yok mu saydınız? Yasınızı yaşadınız mı?
Anneler kadar babaların da sorumluluğunda olan, kadınlar kadar erkekleri de etkileyen (hatta bazen daha fazla etkilenen erkek oluyor) kürtajın, üzerinizde yarattığı enerjiyi fark ederseniz, bu enerjinin şifalanması için daha bilinçli olabilirsiniz.
Tüm çocuklarınızı onurlandırın, yaşamayanları da
Yaşadıklarımızı unutmak, duygularımızı yok saymak, dondurmak, katılaştırmak, hissizleşmek çok kolayca yaptığımız bir şey. Zannediyoruz ki böyle yaptığımızda, konu halloldu. Ancak, gerçek bu değil. Yok sayılan, görülmeyen her insan nasıl bu duruma üzülür, öfkelenir, incinir ise… Aynı onlar gibi, yaşama gelmeyen her canlının, özellikle bağlı olduğu aileye, yok sayıldığı, görmezden gelindiği için enerjisel yükü var. Annenin ve babanın; yaşama gelmemiş bebeği için üzerini örttüğü derin acısı bir boyutta var ve canlı…
Mesela; kadın ve erkeğe sorulur ‘”Çocuğun var mı?” diye. Yaşayan çocuğu, çocukları varsa, kişi onları söyler. Halbuki hayata gelmeyenler de farklı eşlerden, partnerlerden olsa dahi söylenmelidir, sayılmalıdır, anılmalıdır. Yok sayılmamalıdır!
Kürtaj bebeği ya da bebekleri olan kişi; yaşayan çocuğu yoksa, çocuğum yok der. Halbuki vardır, bir boyutta enerjisel olarak bir can var olmuştur. Ancak yok sayılır!
Kürtaj, düşük ve erken ölenlerle birlikte toplam çocuk sayısı söylenmelidir. Bu dile gelmese de o ailede yaşayan kişi, yaşamayan kardeşlerinin ya da ağabey, ablasının, kardeşinin enerjisini hisseder. Bir boyutta, bir manada birbirleriyle bağlantıları vardır.
Vefat eden yakınlarımızı türlü şekillerde anarız, yolculuklarına uğurlarız. Cenaze töreni yapılır, dualar edilir, farklı inançlara göre ritüeller yapılır; ruhun başka bir boyuta geçişi onurlandırılır.
Kürtaj, düşük, erken ölüm bebeklerin de anılması, onurlandırılması, tüm aileye, eşlere, partnerlere şifa olur. Bu vesileyle tüm kardeşlerimi sevgiyle anıyorum ve onurlandırıyorum.
Bu yazım sizde bir rezonans yarattıysa, bu konuya dair farkındalık çalışması ve regresyon yapmak isteyenlerle 8 Aralık Cumartesi günü yeni ayın destekleyici enerjisinde buluşuyoruz. Katılım için bana akinhande@gmail.com adresinden yazabilirsiniz.
Sevgilerimle…
İlginizi çekebilir: Gidenin ardından, geride kalan: Geçmişi onurlandırarak vedalaşmak