Ortak bir iletişim geliştirmek için ses çıkarmanın yetmediği bir aşamada Homo Sapiens ne yapmaya başlamıştır acaba? Modern insanın görünür teknolojiyi geliştirmesi ve daha fazla iletişim kuruyor olmamız gerçek iletişim ihtiyacımızı da engellemiş olabilir mi? Dünyadaki dörtlü ve beşli sistem üzerine biraz yeşil enerji yakalım mı hep beraber?
Organik işlerde iyiyiz. Buradaki harfleri değiştirip başka bir şeyler daha ekleyebiliriz. İlksel bilim kurguların kafa açtığı dönemlerde yerli kurgular da bizim için iyiydi. Buna Bir Demet Tiyatro’yu örnek verebiliriz. Birçok karakter başkalarına rol model oldu, konuşmalarına, örneklerine, bedensel ifadelerine yerleşti. Ne vardı orada? Yeşil enerjinin yaratıcılığı vardı, yeni bir şeydi.
Organik maddeler yanar. İNK bize madde evreninden bahseder. Duygular, düşünceler her şey maddedir. Kabadan inceye doğru diyor. Kaba/ince ayrımına yukarısı aşağısı diyebiliriz miyiz? Bu hesabın yapıldığı ortak bir ifade terimi var: “Hidrojen”. İnsan için besin seviyesinden (mineralden başlar ancak insana besin kısmından alıyorum) yukarıya doğru çıkan bir silsile. Entelektüel gibi gözüken bu bilgi bizim ne işimize yarayacak?
Cevap akış içinden gelir. İNK’dan alıntı yapalım. “Bu bilgilerden anlaşılacağı gibi, insanların madde diye gördüğü, madde diye anladığı, kıymetlendirdiği, nitelendirdiği şeyler; amorf ya da asli maddenin bizzat kendisi olmayıp, onun dışarıdan gelen tesirlerle ilk harekete geçtiği andan itibaren almış olduğu çeşitli şekil ve durumlardaki halleridir. İnsanların madde diye gördükleri, nitelendirdikleri şeyler; dış tesirlerin madde bünyesindeki hareket imkânlarıyla meydana getirdikleri çeşitli hareketlerin tezahürleridir; diğer deyişle bu hareketlerin hidrojen alemindeki tezahürleri olan cisimler, oluşlar ve realitelerden ibarettir.” Sy 15, 8, 260
Madde bilgisi şuur alanlarımıza inerken, ahenge geri dönelim. Ahenkli olacağın şey ne? Güzel soru. Bunu soralım çünkü cevabı bilmiyoruz. Boşluk açalım bu cevaba. Bazı otomatik cevaplar gelebilir zihnimize, sistem ile, kozmos ile, bla bla ile, akışlar ile, gelişler ile, an ile, şimdi ile ahenkli olacağız gibi… Peki bunlar ne?
Kişi etrafındaki şeylerle kurduğu bağlarda nasıl ahenkli olacak? Yukarıyla tek bir çizgide olmak için yukarıyı, yukarının işlerini, yani ince maddelerin işlerini bilmek gerekir. Bu işler dinlerde Eril ilke ve kırmızı, sembolik ve şablon olarak anlatılır. Her şey yerli yerindedir ve entelektüel halde gelir, gider, oktavlar. Tamam, yukarının bilgisiyle ahenkli olmak birinci adım o zaman. Yukarının bilgisi nerede ve ben bunu nasıl öğrenebilirim? Bu da güzel bir soru.
Önce kendine sorup, hayatına bu bilgilerin gelmesini istemelisin. Çok istemelisin. “Varlık hayatı cezbeder.” Şimdi hayat dediğimiz ihtimaller çorbası bir kaos, sen de ahenk ve düzen istiyorsun. Peki dostum, cezbet o zaman bu kaosu. Kaos sana cezbolsun. İsteyin olur ya da rezons kanunları gibi yöntemlerle olaya yaklaşmak size iyi geliyorsa devam. Ancak kadim bilgi örtülüdür. İsis’in Peçesinin altındadır. Emek ve istek yasasını kullanmayı gerektirir. Sabır denilen ve zaman ile yakından çalışan ilkeyi anlamayı gerektirir.
Yolu anlatan, kaçış biletini saklamış üstatlar İstanbul’da, buralarda dolaşmış, bu konuda şanlıyız. Örnek vermek gerekirse Gurfjieff ve Bedri Ruhselman’ı sayabiliriz. Bu iki üstat yukarı denilen sistem ile ilgili bize güçlü fikirler verebilir. Metonya, fikirler. İşin başı. Şahane eğitimim sistemimiz Lethe ırmağı gibi çalıştığı için, modern insanın ulaşması gereken manevi seviyeye pek yardımı dokunmuyor. Yüksek fikirler, metonyayı ve buna bağlı olarak da her şeyi değiştirirler. Auranız değişir, renginiz değişir, etrafa verdiğiniz duygu, his, tesir değişir. Bu değişiklik temiz bir hal alırsa, diğer temiz varlıkların tesirlerini almaya başlarsınız çünkü temiz kalmaya ve insanlara yardım etmeye çalışıyorsunuzdur.
Kişinin kendi kabından dışarı çıkması çok zor süreç. Sembolik olarak Mısır’dan çıkış denilen kavram. Mısır ego demektir, Mısır’dan kim çıkıyor? Yahudiler. Yani, Yaradana’ doğru olanlar, yaşar-el, sen, ben, tanrıyı arayan herkes. Okey, çıkınca ne oluyor? 40 yıl çölde kalıyorsun. Çöl ne demek dostum? İçsel çölü deneyimledik mi? Hiç fikrimiz yok değil mi? Ancak o zaman Tora’yı alıyorsun. Tora nedir? Tora, ışıktır, ıslah demektir. Yüksek fikirlerdir. Dönüştürecek olan bilgilerin örtülü aldığı hal. Hemen teolojiden çıkalım ki özdeşleşme olsun istemem.
Yazıyı kısaca özetleyelim. Hap bilgileri severiz, aramızdan birisinin Morfeus olması iyi olurdu değil mi? Ama siyah dostumuzun yanında üçleme yani Trinity de olmalı. Hem dişil ilke, hem de eril ilke. Konu ikinci çakra seviyesinde değil her ne kadar çağrışımlar güçlü olsa da. Yeşil renk yaratıcı fikirleri, yeniliği ifade eder. Ahenkli olacağımız şey üst realite, ince madde ve onun tesirleri ki gelişim dediğimiz kavram inşa olsun kabımızda. Bir sonraki an’a.
İlginizi çekebilir: Yarım kalmış doğa ve özlerle yaşamak üzerine