X

Ahenkli bir gelişimin peşindeyseniz: Yeşil ifadelerle yolunuzu keşfedin

Ortak bir iletişim geliştirmek için ses çıkarmanın yetmediği bir aşamada Homo Sapiens ne yapmaya başlamıştır acaba? Modern insanın görünür teknolojiyi geliştirmesi ve daha fazla iletişim kuruyor olmamız gerçek iletişim ihtiyacımızı da engellemiş olabilir mi? Dünyadaki dörtlü ve beşli sistem üzerine biraz yeşil enerji yakalım mı hep beraber?

Organik işlerde iyiyiz. Buradaki harfleri değiştirip başka bir şeyler daha ekleyebiliriz. İlksel bilim kurguların kafa açtığı dönemlerde yerli kurgular da bizim için iyiydi. Buna Bir Demet Tiyatro’yu örnek verebiliriz. Birçok karakter başkalarına rol model oldu, konuşmalarına, örneklerine, bedensel ifadelerine yerleşti. Ne vardı orada? Yeşil enerjinin yaratıcılığı vardı, yeni bir şeydi.

Organik maddeler yanar. İNK bize madde evreninden bahseder. Duygular, düşünceler her şey maddedir. Kabadan inceye doğru diyor. Kaba/ince ayrımına yukarısı aşağısı diyebiliriz miyiz? Bu hesabın yapıldığı ortak bir ifade terimi var: “Hidrojen”. İnsan için besin seviyesinden (mineralden başlar ancak insana besin kısmından alıyorum) yukarıya doğru çıkan bir silsile. Entelektüel gibi gözüken bu bilgi bizim ne işimize yarayacak?

Cevap akış içinden gelir. İNK’dan alıntı yapalım. “Bu bilgilerden anlaşılacağı gibi, insanların madde diye gördüğü, madde diye anladığı, kıymetlendirdiği, nitelendirdiği şeyler; amorf ya da asli maddenin bizzat kendisi olmayıp, onun dışarıdan gelen tesirlerle ilk harekete geçtiği andan itibaren almış olduğu çeşitli şekil ve durumlardaki halleridir. İnsanların madde diye gördükleri, nitelendirdikleri şeyler; dış tesirlerin madde bünyesindeki hareket imkânlarıyla meydana getirdikleri çeşitli hareketlerin tezahürleridir; diğer deyişle bu hareketlerin hidrojen alemindeki tezahürleri olan cisimler, oluşlar ve realitelerden ibarettir.” Sy 15, 8, 260

Madde bilgisi şuur alanlarımıza inerken, ahenge geri dönelim. Ahenkli olacağın şey ne? Güzel soru. Bunu soralım çünkü cevabı bilmiyoruz. Boşluk açalım bu cevaba. Bazı otomatik cevaplar gelebilir zihnimize, sistem ile, kozmos ile, bla bla ile, akışlar ile, gelişler ile, an ile, şimdi ile ahenkli olacağız gibi… Peki bunlar ne?

Kişi etrafındaki şeylerle kurduğu bağlarda nasıl ahenkli olacak? Yukarıyla tek bir çizgide olmak için yukarıyı, yukarının işlerini, yani ince maddelerin işlerini bilmek gerekir. Bu işler dinlerde Eril ilke ve kırmızı, sembolik ve şablon olarak anlatılır. Her şey yerli yerindedir ve entelektüel halde gelir, gider, oktavlar. Tamam, yukarının bilgisiyle ahenkli olmak birinci adım o zaman. Yukarının bilgisi nerede ve ben bunu nasıl öğrenebilirim? Bu da güzel bir soru.

Önce kendine sorup, hayatına bu bilgilerin gelmesini istemelisin. Çok istemelisin. “Varlık hayatı cezbeder.” Şimdi hayat dediğimiz ihtimaller çorbası bir kaos, sen de ahenk ve düzen istiyorsun. Peki dostum, cezbet o zaman bu kaosu. Kaos sana cezbolsun. İsteyin olur ya da rezons kanunları gibi yöntemlerle olaya yaklaşmak size iyi geliyorsa devam. Ancak kadim bilgi örtülüdür. İsis’in Peçesinin altındadır. Emek ve istek yasasını kullanmayı gerektirir. Sabır denilen ve zaman ile yakından çalışan ilkeyi anlamayı gerektirir.

Yolu anlatan, kaçış biletini saklamış üstatlar İstanbul’da, buralarda dolaşmış, bu konuda şanlıyız. Örnek vermek gerekirse Gurfjieff ve Bedri Ruhselman’ı sayabiliriz. Bu iki üstat yukarı denilen sistem ile ilgili bize güçlü fikirler verebilir. Metonya, fikirler. İşin başı. Şahane eğitimim sistemimiz Lethe ırmağı gibi çalıştığı için, modern insanın ulaşması gereken manevi seviyeye pek yardımı dokunmuyor. Yüksek fikirler, metonyayı ve buna bağlı olarak da her şeyi değiştirirler. Auranız değişir, renginiz değişir, etrafa verdiğiniz duygu, his, tesir değişir. Bu değişiklik temiz bir hal alırsa, diğer temiz varlıkların tesirlerini almaya başlarsınız çünkü temiz kalmaya ve insanlara yardım etmeye çalışıyorsunuzdur.

Kişinin kendi kabından dışarı çıkması çok zor süreç. Sembolik olarak Mısır’dan çıkış denilen kavram. Mısır ego demektir, Mısır’dan kim çıkıyor? Yahudiler. Yani, Yaradana’ doğru olanlar, yaşar-el, sen, ben, tanrıyı arayan herkes. Okey, çıkınca ne oluyor? 40 yıl çölde kalıyorsun. Çöl ne demek dostum? İçsel çölü deneyimledik mi? Hiç fikrimiz yok değil mi? Ancak o zaman Tora’yı alıyorsun. Tora nedir? Tora, ışıktır, ıslah demektir. Yüksek fikirlerdir. Dönüştürecek olan bilgilerin örtülü aldığı hal. Hemen teolojiden çıkalım ki özdeşleşme olsun istemem.

Yazıyı kısaca özetleyelim. Hap bilgileri severiz, aramızdan birisinin Morfeus olması iyi olurdu değil mi? Ama siyah dostumuzun yanında üçleme yani Trinity de olmalı. Hem dişil ilke, hem de eril ilke. Konu ikinci çakra seviyesinde değil her ne kadar çağrışımlar güçlü olsa da. Yeşil renk yaratıcı fikirleri, yeniliği ifade eder. Ahenkli olacağımız şey üst realite, ince madde ve onun tesirleri ki gelişim dediğimiz kavram inşa olsun kabımızda. Bir sonraki an’a.

İlginizi çekebilir: Yarım kalmış doğa ve özlerle yaşamak üzerine

Avni Onur Sevinç: Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale