Ağrılarınız duygularınızın yansıması olabilir: İçinizde ağlayan kim?

Somatoform bozukluklar temelde tıbbi bir hastalığın varlığını düşündürebilecek fiziksel yakınmaların ön planda olduğu, ancak yapılan muayene, tetkik ve araştırmalarda bu tür bedensel yakınmaları açıklayacak nitelikte herhangi bir fiziksel ya da tıbbi bir hastalığın söz konusu olmadığının belirlendiği bir grup psikiyatrik bozukluktur. Yakınmalar çeşitli bedensel bölgelerle ilintili olduğundan ve kişi organik bir hastalığı olduğunu düşündüğünden, yakınmalarıyla ilgili olduğunu düşündüğü branşlarla ilgili hekimlere başvururlar (Tunçer, Ö. 2005). Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel Kılavuzu IV’de (DSM) “Somatoform Bozukluklar” başlığı altında yedi başlık tanımlanmıştır. Bunlar; Somatizasyon Bozukluğu, Farklılaşmamış Somatoform Bozukluk, Konversiyon Bozukluğu, Hipokondriyazis, Beden Dismorfik Bozukluğu, Somatoform Ağrı Bozukluğu ve Başka Türlü Adlandırılamayan Somatoform Bozukluktur. Tüm bu bozuklukların nedenleri arasında bastırılmış, rahatça ifade edilmemiş duygular yer alabilir. Örneğin konversiyon bozukluğu ele alalım. Konversiyon bozukluğu korku, endişe, öfke gibi çeşitli psikolojik sıkıntıların, bedensel sorunlara (felç, konuşamama, bayılma, duyu kaybı vb) dönüşmesi anlamına gelir.

Ağrılarınız duygularınızın yansıması olabilir: İçinizde ağlayan kim?

Psikodinamik hipoteze göre, bastırılmış istek ve gereksinimlerin ve bilinçdışı çözümlenmemiş iç çatışmaların bilinç düzeyine gelme eğilimi söz konusu olduğunda yaşanan yoğun anksiyete, konversiyon (çevirme-dönüştürme) mekanizmasının kullanılmasıyla bir organ belirtisine dönüşerek bağlı hale gelmektedir (Tunçer, Ö. 2005).

Evet tabii ki tüm bu bahsettiğim rahatsızlıklar önce iyi bir tıbbi muayeneden geçilip ortada fiziksel bir hastalık olup olmadığının belirlenmesi gereken, eğer fiziksel bir hastalık yoksa da daha sonra psikiyatristlere ve/veya psikologlara danışılması gereken ciddi rahatsızlıklar. Araştırmalara göre Somatoform bozuklukların ortaya çıkmasının genetik yatkınlık, travmatik bir çocukluk geçirmek gibi farklı nedenleri olabilir. Duyguların bastırılması da bu nedenlerden biri. Eminim ifade edemediği duygular, stres, ve öfke yüzünden bedensel ağrılar çeken insanlar tanıyorsunuzdur. Hatta belki de siz böyle bir insansınızdır. Belki sinirlendiğiniz zaman migren ağrısı çekiyorsunuz ya da kendinizi stres altında hissettiğinizde mideniz ağrımaya başlıyor. Tüm bu ağrıların hangi dile getirilmeyen duygularınız yüzünden bedeninizde ortaya çıktığını  hiç düşündünüz mü?

Araştırmalar psikosomatik rahatsızlıklarda çocukluk çağındaki gelişim bozukluklarının etkisi olduğunu öne sürmektedir. Eğer travmatik bir çocukluk yaşadıysanız ve o zamana ait duygularınızı ifade etmek yerine bastırmışsanız çektiğiniz ağrıların nedeni bu bastırılmış duygularınız olabilir. Bastırdığımız, sağlıklı şekillerde ifade etmediğimiz duyguların bize mide ağrısı, migren, boyun ağrısı, sırt ağrısı gibi ağrılarla ya da panik atak gibi bozukluklarla geri dönme olasılığı var. Uzan zamandır doktor doktor gezmenize rağmen nedeni bulunmamış, gizemli bedensel bir rahatsızlığınız varsa, bu rahatsızlığınızın psikolojik kökenli olabilme ihtimalini bir düşünün derim. Bir rahatsızlığın psikolojik kökenli olması öyle bir rahatsızlık yok, siz onu hayal ediyorsunuz demek değil. Bu duygusal sorunlarınız yüzünden hissettiğiniz stresin vücudunuza yansıması demek. Ruh ve beden bir bütündür. Ve tabii ki ruhumuz bedenimizi etkiler.

Ağrılarınız duygularınızın yansıması olabilir: İçinizde ağlayan kim?

İçinizde farklı farklı senler var. İşte on yaşınızdaki haliniz de içinizde, yirmi yaşındaki haliniz de. Keza geçen haftaki haliniz de sizin içinizde. 

İçinizde ağlayan kim? Hangi duygunuza ilgi göstermediğiniz, onu bastırdığınız için o size kendini bedeninizde bir hastalık olarak gösteriyor?

Bastırdığınız tüm duyguların tek tek farkına varıp onları gün yüzüne çıkardığınızda içinizde bir güneş doğacak. İçiniz aydınlanacak, ferahlayacak. İçinizde ağlayan “senlerle” iletişime girin artık. Onları dinleyin, ne istediklerine kulak verin. Zihninizin çatı katını havalandırın, bırakın içeri güneş girsin. Benim fikrimi soracak olursanız bastırdığınız duygularınızla iletişime girmenin en emniyetli yolu bir psikolog ya da psikiyatristten destek almaktır. Artık yirmi birinci yüzyıldayız ve somatoform bozukluk tedavisinde kullanılan birçok terapi metodu var. Örneğin bilimsel araştırmalar, psikoterapinin somatoform bozukluklarda etkili olduğunu gösteriyor. Bu terapi destekleriyle stresle başa çıkabilme becerinizi güçlendirebilir ve daha sağlıklı bir hayat yaşayabilirsiniz. İhtiyacınız olan desteği almaktan çekinmeyin. Artık her yönden şifaya kavuşma zamanınız gelmedi mi sizce? İçinizde ağlayan yönlerinize kulak vermeniz ve duygularınızı her daim sağlıklı bir şekilde ifade edebilmeniz dileklerimle.

Sorularınız için bana [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz. Stres yönetimiyle ilgili psikoloji egzersizlerini Instagram hesabımda paylaşıyorum. 

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:

  • Tunçer, Ö. 2005.
  • Stres, Psikosomatik ve Somatoform Bozukluklar. İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri.  Medikal Açıdan Stres ve Çareleri Sempozyum Dizisi No: 47 • s.153-162

Psikolog Rana Kutvan Psikolog
İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir ... Devam