X

Ağızdan nefes almak zararlı mı? Sağlığımız için hangisi daha iyi?

Ağızdan nefes almak zararlı mı? Bu, çoğumuzun merak ettiği bir soru.

Sürekli ağızdan nefes almak ağız kokusu, boğaz ağrısı ve solunum problemleri gibi istenmeyen durumlara neden olabilir. Uzmanlar, genel olarak burundan nefes almanın sağlık açısından daha iyi olduğunu söylüyorlar. Ağızdan nefes almak başlangıçta büyük bir sorun gibi görünmeyebilir ama aslında bazı kronik sağlık sorunlarına yol açabilir. “Sürekli ağızdan nefes alıyorum” diyorsanız siz de horlama, ağız kokusu, kısık ses, boğaz ağrısı, öksürük gibi sorunlar yaşayabilirsiniz. Neyse ki daha iyi nefes almanıza yardımcı olacak bazı ipuçları var. Ama bundan önce, ağızdan nefes alma konusuna daha yakından bakalım.

Ağızdan nefes alma nedir?

Çoğu insan hem burnundan hem de ağzından nefes alır. Burun tıkanıklığı ağızdan nefes alma nedenleri arasında yer alır. Böyle bir durumda veya egzersiz yapmaktan yorulduğunuzda, doğal olarak ağzınızdan nefes alırsınız. Yani, bu oldukça normaldir.

Ancak, sürekli veya yalnızca ağzınızdan nefes alıyorsanız işte bu “ağızdan nefes alma”dır. Ağızdan nefes alma alışkanlığı, özellikle çocuklarda ve gençlerde tıbbi sorunlara neden olabilir.

Ağızdan nefes almak zararlı mı?

Peki, sürekli ağızdan nefes alınırsa ne olur? Ağızdan nefes almak dişlerinizi, diş etlerinizi ve boğazınızı çok miktarda kuru ve potansiyel olarak kirli havaya maruz bırakır. Sürekli ağızdan nefes alanlar, diğerlerine göre daha sık kuru, yanmış bir boğaza veya boğuk bir sese sahip olabilir. Bu şekilde hava almak diş ve diş eti hastalıkları riskini de artırır.

Burundan yeterince nefes alamamak, egzersiz yapamayacağınız veya üst solunum yolunuzu geremeyeceğiniz anlamına gelir. Belki de bu nedenle uyku apnesi gibi durumlar, ağız solunumu ile yakından ilişkilidir. En azından, ağızdan nefes alanlar diğerlerinden daha fazla horlama eğilimi gösterir.

Ağızdan nefes almak yüz şekli değişikliğine neden olur mu?

Ağızdan nefes almak zararlı mı sorusu çerçevesindeki merak konularını açıklamaya devam edelim. İşte şaşırtıcı bir gerçek daha! Kişi ağızdan nefes almaya ne kadar genç başlarsa, durum o kadar ciddileşebilir. Ağızlarından nefes alan çocuklarda sıklıkla hava yolu stenozu gelişir. Bu, üst solunum yolunun tam olarak gelişmediği, nefes alma ve konuşma ile ilgili sorunlara yol açan bir durumdur. Çocukluk döneminde ağızdan nefes almak, çocuğun yüzünün kemik yapısının bile farklı gelişmesine neden olabilir. Sonuç, genellikle belirgin şekilde geride duran bir çene ve çene çizgisine sahip daha uzun ve dar bir yüzdür. Bazen dişlerin üst ve alt sıraları da birbiriyle düzgün şekilde hizalanmaz.

Ayrıca, kötü nefes alma alışkanlıklarının neden olduğu düşük kaliteli uyku da genç bir kişinin ruh sağlığını etkileyebilir. Ağızdan nefes alma semptomları genellikle, yanlış bir şekilde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olarak teşhis edilir. Bir çocuğun düzgün uyuduğunu ve iyi nefes alıp almadığını kontrol etmek, yanlış teşhis ve gereksiz ilaç kullanımını önleyebilir.

Doğrusu hangisi? Burundan nefes alıp ağızdan vermek mi?

Genel olarak ağızdan nefes almak vücudunuzun daha fazla havayı, daha hızlı bir şekilde almasına neden olur. Burundan nefes almak ise vücudunuzun emmesi için daha iyi kalitede havayla sonuçlanabilir.

Burun solunum sistemi içerisinde hafife alınan ancak çok önemli bir işlev görür. Burunda yer alan küçük tüyler, ciğerlere giren havayı ısıtmak, filtrelemek ve nemlendirmek için çalışır. Bu arada, mukus da bakterileri yakalamakta harika bir iş çıkarır. Yine burunda üretilen nitrik oksit, kan damarlarının genişlemesine ve solunduğunda oksijenin vücutta hareket etmesine yardımcı olur. Burundan nefes almak aynı zamanda hava akımına direnç kazandırır, ciğerleri daha çok çalıştırarak güçlendirir. Kısacası burundan nefes almak, solunan havayı daha temiz, daha az kuru, vücut için emmesi daha kolay, vücut sıcaklığına daha yakın kılar.

Ağızdan nefes almak ise bu avantajların hiçbirini sağlamaz. Sadece çok daha kısa sürede, çok daha büyük miktarda hava almanıza izin verir. Egzersiz yaparken, burundaki hava akımı direnci arttığı için kendinizi genellikle ağızdan nefes almaya başlarken bulursunuz. Ancak bunun nedeni biraz daha karmaşıktır.

Yakın tarihli bazı araştırmalar, vücudun burundan veya ağızdan nefes almaya bakılmaksızın aynı miktarda oksijeni emebileceğini düşündürmektedir. Öte yandan, ortaya çıkan araştırmalar, egzersiz sırasında burundan nefes almayı artan kardiyovasküler strese bağlamaktadır.

Sonuç olarak burundan nefes almak daha mı iyi? Muhtemelen evet, yine de bu her zaman duruma bağlı. Araştırmalar genel olarak burnun nefes almak için özelleşmiş bir organ olduğunu gösterse de nezleyken kendinizi burundan nefes almaya zorlamayın. Ağızdan nefes alma, genellikle sadece kronik olduğunda bir problemdir. Bilinçli çabaya rağmen ağızdan nefes alma alışkanlığından kurtulamıyorsanız, tıbbi yardım almayı düşünün.

Ağzımdan nefes alıp almadığımı nasıl anlarım?

Uyanıkken genellikle nefes alma şeklinizi düzeltebilir ve burnunuzu kullanmak için kendinizi eğitebilirsiniz. Ama uyurken ağızdan nefes almak kolay anlaşılamayabilir. Yine de aşağıdaki belirtiler, uyurken ağzınızdan nefes aldığınızı gösteriyor olabilir:

  • Horlama
  • Ağız kokusu
  • Göz altı torbalası
  • Konsantrasyon zorluğu
  • Ağız ve boğaz kuruluğu
  • Yorgunluk ve sinirlilik
  • Gece boyunca susuzluk
  • Özellikle sabahları kısık ses

Ağız solunumu neden olur?

Ağızdan nefes almak zararlı mı, cevapladık. Peki ağız solumu neden olur? Bir dizi günlük faktör, sürekli ağızdan nefes alma gibi kötü bir alışkanlık geliştirmenize neden olabilir. Bu faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Astım
  • Nazal septumda hasar
  • Büyümüş bademcikler ve adenoidler
  • Sık alerjik reaksiyonlar
  • Uzun süreli soğuk algınlığı veya grip
  • Tekrarlayan sinüs enfeksiyonları
  • Sinüs polipleri
  • Parmakları veya baş parmakları emmek

Ayrıca uzun süreli stres ve kaygı deneyimleri de risk faktörleridir. Stres altındayken, sempatik sinir sistemimiz devreye girer. Nefes alıp vermemiz hızlanır ve sığlaşır, bu genellikle burnun rahatça kaldıramayacağı kadar hızlıdır. İşi ağızdan nefes alma devralır ve zamanla bir norm haline gelir. Bazı doğum anormallikleri de kişinin özellikle çocukken ağızdan nefes alma olasılığını artırabilir:

  • Ankyloglossia (dil bağı)
  • Koanal atrezi
  • Yarık dudak
  • Pierre Robin sendromu

Ağızdan nefes alma alışkanlığı nasıl geçer?

Eğer sürekli ağızdan nefes alıyorum diyorsanız bazı önlemlerle olası sorunların önüne geçebilirsiniz. Ağızdan nefes almayı önlemek için aşağıdaki adımları düşünün:

  • Isıtma ve klima için HCAV hava filtreleri kullanın.
  • Evinizi alerjensiz tutmak için daha düzenli temizlik yapın.
  • Uzun mesafeli seyahat sırasında tuzlu burun spreyleri kullanın.
  • Başınızı bir yastıkla destekleyerek sırt üstü uyuyun.
  • Burundan nefes almaya odaklanan yoga derslerinden yararlanın.

Tüm bunların yanı sıra, bilinçli olarak burundan daha sık nefes almak için uygulayabileceğiniz çeşitli alışkanlık oluşturma teknikleri de vardır. Beş dakikalık derin, düzenli burun nefesi için günde üç kez alarm kurmak sağlıklı bir alışkanlık oluşturabilir.

Sonuç olarak; havayı soluma şeklimiz, tamamen bilinçsizce meydana gelen bir şey ve sağlığımız üzerinde bu kadar büyük bir etkisi olması gerçekten şaşırtıcı. Düzgün gelişmiş solunum yolları büyümeye, duruşaa ve zihinsel sağlığa yardımcı olur. Çoğu insan, özellikle de gençler için ağızdan nefes almanın sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin farkında bile değil. Oysa her zaman olduğu gibi, sağlığımızın ince ayrıntılarına proaktif bir şekilde bakmak bazı şaşırtıcı bilgileri ortaya çıkarabilir.

Bu nedenle eğer ağızdan nefes almaya bağlı belirtiler yaşadığınızı ve bu belirtilerin yaşam kalitenizi düşürdüğünü hissediyorsanız mutlaka bir uzmana başvurun. Doktorunuzun durumun nedenini tespit ederek en sizin için doğru tedaviyi önerecektir.

Kaynak: greatist, healthline

İlginizi çekebilir: Ekran apnesi nedir: “Eyvah, bilgisayar nefesimi çaldı!”

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale