X

Ağız ve diş bakımı konusunda en sık yapılan 7 hata

Ağız ve diş sağlığını korumak yalnızca çürüklerin engellenmesinde değil, genel sağlığın korunmasında da büyük bir öneme sahip. Bu nedenle ağız sağlığı uzmanları dişlerin her gün en az 2 kere fırçalanmasını, diş ipi kullanılmasını ve yiyecek seçiminde özellikle dikkatli olunması gerektiğini vurguluyorlar. Ancak dişlerinize ne kadar iyi baktığınızı düşünürseniz düşünün, en basit uygulamalarda bile yapacağınız hatalı bir uygulama, ağız ve diş sağlığınız konusunda geri dönüşü olmayan problemlere neden olabilir. Diş ipini dişleri fırçalamadan önce mi yoksa fırçaladıktan sonra mı kullanmalı? Diş fırçaladıktan sonra diş macununu durulamak doğru mu? Yemek yedikten ne kadar sonra dişler fırçalanmalı?

Sizler için ağız ve diş bakımı konusunda en sık yapılan hataları ve doğru uygulamalarını derledik.

Yemek yedikten hemen sonra dişleri fırçalamak

Yemek yedikten sonra dişlerde kalan yiyecek artıkları, özellikle asitli ve şekerli gıdalar yenmişse bakteri ve plak oluşumunun, dolayısıyla diş çürümesinin en önemli sebeplerinden. Diş hekimlerinin hemen hemen hepsi günde 2 kez diş fırçalamanın tam anlamıyla ağız ve diş sağlığı konusunda yeterli olmadığı konusunda hemfikir. Bu nedenle diş hekiminiz size gün içinde herhangi bir şey yedikten sonra, özellikle ana öğünlerden sonra mutlaka dişlerinizi fırçalamanız gerektiğini söylemiş olabilir. Ancak, “yemeklerden sonra” sözünün genelde “yemeklerden hemen sonra” olarak algılanması son derece yanlış. Yemek sonrasında dişler hem çiğneme nedeniyle diş yüzeyine basınç uygulanması hem de yiyeceklerdeki asit oranı nedeniyle hassaslaşır. Zaten hassas ve savunmasız olan diş yüzeyine bir de kimyasal içerikli diş macunu ve diş fırçası ile baskı yaptığınızda, dişlerde aşınmaya sebebiyet verebilir ve dişlerinizin daha hızlı çürümesine neden olabilirsiniz. Bu nedenle yapılması gereken, yemeklerden hemen sonra ağzı bol suyla çalkalayarak yemek artıklarını mümkün olabildiğince ağızdan uzaklaştırmak ve yemek yedikten yaklaşık yarım saat sonra, dişin hassasiyeti azaldığında dişleri fırçalamak.

Yalnızca diş fırçalayarak tam anlamıyla hijyenik bir ağıza ve sağlıklı dişlere sahip olmayı beklemek

Yalnızca dişleri fırçalamak ağzınızın tam anlamıyla temizlendiği anlamına gelmez. Ağzı bir bütün olarak göz önüne getirdiğimizde, dişlerin küçük bir alan kapladığını söyleyebiliriz. Ağızda bakterilerin asıl yerleştiği bölgeler olan diş araları, dil yüzeyi gibi alanlar özel bakım ve temizlik gerektirir. Bu nedenle diş fırçalamaya ek olarak, diş fırçasının erişemediği bölgelere ulaşmak için mutlaka diş ipi, dil fırçası, ağız bakım suyu gibi ekstra bakım ürünlerinden de yardım alınmalı, gerektiğinde rutin olarak diş doktoruna gidilerek diş taşı gibi kendi yöntemlerinizle temizleyemeyeceğiniz ve bakterilerin üremesine müsait olan bölgeler temizletilmelidir.

Dişleri fırçaladıktan sonra diş ipi ve ağız bakım suyu kullanmak

Diş ipi ve ağız bakım suyu, evde diş bakımınızda en az diş fırçası ve diş macunu kadar kullanmanız gereken ve ağız hijyenini korumanızda önemli yeri olan kişisel bakım ürünleri. Ancak tıpkı diş fırçalama tekniğinde olduğu gibi, bu ürünlerin yanlış uygulanması ağız ve diş sağlığınız konusunda size bir katkı sağlamaz, hatta zarar bile verebilir. Diş ipi, dişlerin arasında kalan ve diş fırçasının ulaşamayacağı bölgelerdeki yiyecek artıklarını temizlediği için, dişleri fırçaladıktan sonra değil önce kullanılmalıdır. Böylelikle dişlerinizin arasındaki yiyecek artıkları sebebiyle temizlenemeyen, tıkalı olan bölgelere de diş macunu ulaştırabilir ve dişlerinizin daha temiz olmasını sağlayabilirsiniz.

Ağız çalkalama suyu, diş ipinin ve diş fırçasının ulaşamadığı yerleri de temizleyebilmek için en pratik kişisel bakım ürünlerinden biri. Ancak diş fırçaladıktan hemen sonra kullanılması, dişlere ciddi zararlar verebilir. Diş macunu, dişler için çok önemli olan florür maddesini içerir. Diş fırçaladıktan hemen sonra ağız çalkalama suyu kullanmak, diş macunuyla alınan ve emilmeyi bekleyen florürü ağızdan temizler. Bu nedenle dişler fırçalandıktan sonra sonra yaklaşık yarım saat dişin florürü emmesi beklenmeli ve sonra ağız çalkalama suyu kullanılmalıdır.

Daha iyi temizlenir düşüncesiyle dişleri bastırarak fırçalamak

Ağız ve diş sağlığı konusunda kontrol edilemeyen en yaygın uygulamalardan biri de dişleri fırçalarken diş yüzeyine gerekenden fazla baskı uygulamak. Diş minesi sanıldığının aksine oldukça hassas ve aşınmaya müsait yapıdadır. Dişleri bastırarak fırçalamak, fırçanız ne kadar yumuşak olursa olsun bastırarak fırçalamak diş yüzeyinde aşınmalara sebebiyet verir. Diş yüzeyinde boşluklar oluşması yiyecek artıklarının buraya tutunmasına ve bunun doğal sonucu olarak dişlerde bakteri üremesine, diş lekelerine ve çürüklere neden olur. Bu nedenle dişlerinizi temizlerken diş fırçasını diş yüzeyine bastırmaktan kaçınmalısınız. Dişinize yaptığınız bası miktarını ayarlamakta zorluk çekiyorsanız, şarjlı diş fırçası kullanabilirsiniz. Günümüzde kullanılan şarjlı diş fırçalarının hemen hemen tümünde basınç kontrol sistemi mevcut.

Diş fırçalarken dili es geçmek

Dil pürüzlü ve gözenekli yapısı nedeniyle yediğiniz her şeyin üzerinde biriktiği ve ağızda bakteri oluşumuna en yatkın bölgelerden biri. Ancak çoğu zaman bu gerçeği bilmiyor ya da göz ardı ediyor, dişleri fırçalarken dili es geçebiliyoruz. Diş fırçalama sırasında mutlaka dil yüzeyi de bazı diş fırçalarının arkasında bulunan ya da tek olarak ayrıca satılan dil temizleme aparatlarıyla uygun şekilde temizlenmeli. Diş fırçalama işleminiz bittikten sonra, diş fırçanızla da dilinizi temizleyebilirsiniz ancak işlem bittikten sonra diş fırçanızı iyice dezenfekte ettiğinizden emin olmalısınız. Yine, ağız çalkalama suları da, dilde biriken ve diş fırçasının temizleyemediği alanları temizleme konusunda size yardımcı olacaktır.

Yalnızca problem yaşandığında diş doktoruna gitmek

Dişlerinizle ve diş etlerinizle ilgili problem yaşadığınızda zaman geçirmeden diş hekiminize başvurmanız gerekiyor. Ancak dikkat etmeniz gereken nokta yalnızca problem yaşadığınızda değil, ağız ve diş sağlığınızla ilgili herhangi bir problem yaşamasanız da mutlaka rutin olarak diş kontrolüne gitmeniz gerektiği. Diş yüzeyinde yaşanan problemler her zaman ağrı ya da sızı şeklinde ortaya çıkmaz. Örneğin, dişin hassasiyet kazanması ve çürümeye başlaması her zaman farkedilebileceğiniz bir problem değildir. Diş çürüğü, ancak diş köküne kadar ulaştığında ağrı ya da sızlama olarak kendini belli eder ve bu aşamada yapılabilecek tek şey dişin büyük bölümünün alınarak kaybedilmesidir. Düzenli olarak diş doktoruna gitmek, diş yüzeyindeki çürüklere erken müdahale edilerek çürük oluşumunun durdurulmasına, gözle görülemeyen diş ve diş eti hastalıklarının engellenmesine yardımcı olacaktır.

Dişleri fırçaladıktan sonra diş macununu durulamamak

Diş macununun durulanıp durulanmaması gerektiği hala tartışma konusu olarak gündemdeki yerini korusa da, bir çok uzman 2 dakikalık diş fırçalama süresinin diş macununun sağladığı kalsiyum ve fosfor gibi maddelerin alınması için yeterli olduğunu ve diş macununun diş yüzeyinde daha fazla durmasının herhangi bir koruyuculuğu olmadığını söylüyor. Diş macunu kimyasal içeriği ve vücut için zararlı olabilecek maddeler içerdiği için dişlerinizi fırçalarken fındık büyüklüğünde diş macunundan daha fazlasını kullanmamaya, diş macununu kesinlikle yutmamaya ve dişlerinizi fırçaladıktan sonra diş macununu tamamen durulamaya özen göstermelisiniz.

 

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale