X

Ağırlama kültürünün yarattığı ‘ağırlık’

Son birkaç yıldır restorancılık, turizm ve hizmet sektörü çok fazla değişime uğradı. Kültürümüzün misafirperverlik ile anıldığı anlayışlar, yerini içimize dönmeye çevirdi. Ekonomik şartları ve ödenen acayip hesapları burada konuşmak oldukça yerinde olacaktır.

Türk misafirperverliği birçok ülke tarafından bilinen ve kendi içimizde de övündüğümüz, soframıza sahip çıkmak istediğimiz bir tarafta duruyor. Güncel koşullar değiştikçe bu kültür de diğer birçok şey gibi kabuk değiştiriyor.

Bu konuyu birçok yerden ele alabiliriz. Yıllarca işletmecilik yapmış biri olarak bu denklemlerin iyi hizmet vermek adına işletmeler içinde oldukça yük konusu olduğunu söylemeden edemem. Bu hizmetleri satın alan konuklar açısından bakınca da ortada ilginç bir tablo var. Sizin reklamınızı yapacağım diyerek bunu işe dönüştürmüş elini cebine atmayan ünlücükler, eğlenmek ile ilgili maddi olanaksızlıklar dolayısıyla bir fikir geliştiremeyen yeni jenerasyonlar, git gide azalan çocukların tatil anıları, evlerimizde bile ağırlanacak misafirlerin hesabının tutulabildiği bir hal var. Burada her şey anlaşılır. İki arkadaş dışarıda buluşup bir kahve içmenin bile bir ücreti var, hatta evden dışarıya adım atmanın bile.

Ne olacak peki , nereye gidiyor?

Bunlar düşünülünce kentten göç ilk sıraları alıyor. Yaşamı imkan verdiğince küçültmek, nefes alabileceğimiz alanları geniş tutmak. Ekonomik koşullar bizim yönetebileceğimizin çok ötesine geçince belki de bunu avantaja çevirebileceğimiz tek yer. Bu ana kadar göze alamadığımız konfor alanını terk etme meselesi konuşulabilir. Belki de şartlar tam olarak şu soruyu sormak için doğru zamanı işaret ediyor olabilir: “BENİM KONFORUM HERKES TARAFINDAN TANIMLANAN İLE AYNI MI?”

‘Yaşasın mahallecilik’

Birçok kişiden hizmet sektörü ile şu karşılaştırmaları duyuyorum. Bir kıyafet alıyorum şu paraya, bir yemek yeniyor şu paraya diye. Biri uzun vadede kullanabileceğimiz bir ürün iken, bir diğeri birkaç saatlik bir yemek ücreti bakıldığında. Fakat perde arkası çok karışık. Bir işletmeci şef olarak hizmet sektörünün ayakta kalma çabasını yok sayamam. Tedarikçiler, servis elemanları, mutfak ekipleri, dükkan kiraları hepsi bu sohbetin içini doldurabilir. Diğer yandan bildiğimiz birçok yöntemin yetmediği ekonomik koşullar. Zaman ilerlerken birçok şey değişiyor. Hepimiz maalesef bu değişimde kabuk değiştirmek zorunda kalıyoruz. Belki de şimdilik sürdürülebilir olan tek şey müdavimi olduğumuz yerlerden ibaret olabilir ve haddini aştığını düşündüğümüz işletmeler için ise mesafemizi korumak. Şikayet ederek yapmaya devam ettiğimiz her şey aslında hiçbir şeye hizmet etmiyor. Bu cebimizdeki altın not.

Mahallemiz içinde nefes alanları olabilecek küçük işletmeleri desteklemek sohbetleri derinleştirebilir, daha topraklanmış hissedebiliriz bağ kurarak, göçemeyenler için en iyi alternatif belki de budur. Yaşasın mahallecilik demek herkese iyi gelecek bir ton. Diğer yandan sürdürülebilirliğin bu sıklıkta konuşulduğu ortamda parklar, yeşil alanlar ve sahillerde yanımızda termos ve kaplarımız ile kendi kafelerimizi oluşturmak da öyle.

Peki ben de iyi, şık bir yemeği hak etmiyor muyum diyenleri duyar gibiyim. Orada düşünmemiz gereken ise öz değerimizin kendimize ayıracağımız kaliteli zamanlar, kendimiz için şık giyinmek ve kendi özenimizde hazırladığımız bir tat ile de olabileceğini hatırlatmak.

Bu yazının tavsiyesi; puantiyeli elbiseniz ile piknik yapmak, sadece nostaljik bir dergi fotoğrafı değil, kendinize ayırdığınız keyifli bir zamandır. Bence o yemek fotoğrafı, çekilmeyi ve ilham olmak adına paylaşılmayı hak eden bir yemek fotoğrafı olacaktır. Keyifli piknikler.

İlginizi çekebilir: “Elimde süpürge çevreye hizmet ediyorum”

Tuba Gürcan: 1983/Manisa. Kocaeli Üniversitesi’nde başladığım eğitim hayatına, Ege Üniversitesi’nde devam ettim. Moda Tasarımı ve Çalışma Ekonomisi eğitimleri aldım. İlk olarak Organizasyon Yönetimi ile ilgili çalışmalar yaptım, daha sonra Alsancak/İzmir'de Moda Tasarımı ve El Sanatları Atölyesi kurdum. Bu süreçte "Mutfak Sanatları ve Aşçılık "ile ilgili eğitimler almaya başlamıştım. 55 yıllık baba mesleği olan “Aktarlık ve Şifalı Bitkiler Uzmanlığına” olan ilgimi mutfak sanatları ve beslenme ile birleştirmek üzere bir yolculuğa başlamaya karar verdim. Ve Moda sektöründeki işlerimi bırakıp kendimi mutfakta buldum. Bir süre otel ve kurumsal restoran mutfağı çalıştıktan sonra “Holistik Mutfak” yaratmak üzere 2012 yılında Ege ve Güney hattında ki köyleri gezerek bir yolculuğa başladım. Yöresel beslenmeler ve ürünler, permakültür, organik beslenme modelleri, kompost, hayvancılık ve tarım üzerine deneyimler kazandım ve çalışmalar yaptım. Kafkas ve Kırgız beslenme modelleri, şamanik ritüeller ve yaşam biçimleri, Yörük yaşam tarzı üzerine araştırmalar yaptım. Yolculuk esnasında çeşitli permakültür ve kamp alanlarında gönüllü yardımcı aşçı ve aşçı olarak çalıştım. Bu süreci yoga kampları, inzivalar ve meditasyon gruplarına aşçılık takip etti. Aynı zamanda şeker ve karaciğer hastaları ile çalışarak onlara menüler hazırlayıp, sağlıklı pişirme yöntemleri üzerine çalışmalar yaptım. Birçok beslenme modeli üzerine uzmanlaştım ve gerekli eğitimlerimi tamamladım. Daha sonra Gümüşlük/Bodrum’a yerleşerek Limon Restaurant için Candan Aslanbay ile çalışmaya başladım. Candan Hanım’ın tecrübesi ile yola çıkılarak sağlıklı restoran mutfağı ile ilgili çalışmalar yaptık. Mine Onay ve Süleyman Sazak eşliğinde Pitahaya Home için Organik Kahvaltı üzerine çalışmalar yaptım. Melania Dil de Sagredo,Feride Gürsoy ve Alp Ekşioğlu’nun projesi Karakaya Retreat Center’da Mutfak kordinatörlüğü ve aşçılık yaptım. 2015 yılında İnsana Güven Akademisi'nde Metin Hara ve Murat Mete Gedikoğlu ile Vogan Cafe projesini hayata geçirdik. "Holistik beslenme” kavramı üzerine birçok makaleler yazdım ve Holistik Beslenme üzerine eğitimler verdim. Daha sonra Tayland yolculuğuna başladım. Koh Phangan Adası'nda bulunan Samma Karuna Yoga Academy için Yoga Programı Beslenme Danışmanlığı ve Aşçılığı yaptım. Malezya Spice Garden’da taze baharat yetiştiriciliği, baharat ve bitkiler ile tedavi mutfakları workshoplarına katıldım. Ayrıca Lacto-basil bakteriler, Candida ve bağışıklık sistemi güçlendirme menüleri, fermente gıdalar, holistik beslenme, hasta mutfakları ve doğru gluten ve doğru gıda alışverişleri, yeni yemek reçeteleri üzerine çalışmalar yaptım. Blended Store Maçka için mutfak koordinatörlüğü ve şeflik yaptım. 2020 yılında Kırklareli’ne bağlı İğneada beldesinde eşim Ömer Sinir ve ortağımız Evrim Bulutoğlu ile birlikte ÖTE Çiftliği hayata geçirdik. Permakültür ilkeleri üzerine kurulmuş çiftliğimizde ilaçsız tarım, hayvancılık, arıcılık, gastronomi temel konuları üzerine çalışmaktayız. Çiftliğimiz sistemden bağımsız bir işleyişe sahiptir. 2022 yılında Dr. Murat Öğüt ile Uluslararası Permakültür Tasarımcılığı diplomasını aldım. Şu an çiftlikte Sürdürülebilirlik, Endemik bitkiler ve Tarla eğitimleri vermekteyim. Longosphere Glamping Atıksız Turizm Projemiz için danışmanlık ve ürün geliştirme hizmeti vermekteyim.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale