X

Ağır çantalar, yorgun omuzlar

Benim çantalarım ilkokul 1’den beri hep en büyük boy ve ağır oldu. İçinde ihtiyaç anında kullanılabilecek her şey, her an vardır. Görünmez bir  “İhtiyaç anında fermuarı açınız.” yazısı üzerlerinde. Hatta okul yıllarında bu durum, arkadaşlarım arasında bir dalga konusuydu: “Ecehan’ın kendinden büyük kocaman çantaları” 🙂

O günden bugüne çok fazla şey değişmedi benim hayatımda. Hatta çantalar gitgide büyüdü sanırım. Oldum olası küçük çantalara sığamadım ben ama hep özendim o mini mini çantalara sığabilen kadınlara. Tabii ki benim dolabımda da bu çantalardan var ama itiraf ediyorum kullanmam gerektiği zaman oldukça zorlanıyorum.

Peki neydi benim bu çantalarla derdim? Neyi sığdıramıyorum o küçük çantalara ya da ağzına kadar neyle dolu benim bu çantalar? Dedim ya herhangi bir acil durumda kullanılabilecek her şeyi bir kit halinde hazır bulundurmam gerektiğine inandım hep. Islak mendil, kağıt mendil, diş fırçası-macunu (minik boylardan), ayna, sakız, minik bir iğne-iplik ( gülmeyin dünyanın bin türlü hali var ama değil mi 🙂 ) olmazsa olmazım eyelinerım, göz altı kapatıcım, rujum, kitabım, küçük bir not defterim, renkli bir kalem, kulaklığım… Galiba daha fazla sayamayacağım. İşin daha komik tarafı, bu benimle dalga geçen yakın arkadaşlarım yıllar içinde bu listedeki ürünlerle en az birkaç kere muhatap olmuştur. 

Çantalarımın büyüklüğünden ve ağırlığından olsa gerek yıllar içerisinde sağ omzumun da bundan nasibini aldığını düşünüyorum. Çünkü sırt çantası olmadığı sürece ben çantaları sağ omzumda taşırım. Ah o sağ omzumun dili olsa da konuşsa…

Peki ne olurdu bunların bazıları çantamda olmasa? En kötü başkasından isterdim ihtiyaç duyarsam. Ya da çoğu markete girip alabileceğim şeyler. Ama yok. Ben her zaman her duruma karşı hazırlıklı olmalıydım. 10 adım sonrasını hesaplayıp, kontrolüm dışında kalabilecek konuları minimize etmeliydim. Varsın olsun çantalar büyüsün, ağırlaşsın, omuzlar yavaş yavaş çöksün. Aman ben kontrolü elden bırakmak gibi bir hataya düşmeyeyim. 

Hayatımızda birçok konu var, aynı boyutu küçülmeyen ve bize yük olan çantalarımız gibi. Her ihtimali düşünerek attığımız kontrolcü adımlar, kimi zaman atamadığımız adımlar, başkalarının yerine yüklendiğimiz sorumluluklar, kafamızda her ihtimale karşı beklettiğimiz düşünce ve duygular. 

Çıktığımız yolda her ihtimale karşı hazırlıklı olmasak en kötü ne olur? Biraz kontrolü elden bırakmayı denesek? Yardım isteyebiliriz mesela en basitinden. Ya da deneyimlerimizle bizim için en çok ihtiyacımız olanları öğrenmiş olur, diğerlerini yavaşça olduğu yere bırakırız. Geri kalanlarla yolumuza devam ederiz.

Benim son aylarda kendimle ilgili en çok çalıştığım alanlardan biri burası oldu diyebilirim. Çünkü fark ettim ki haddinden fazla düşünce ve görev yüklüyorum bu şekilde kendime, sırf kontrolü elden bırakmamak için. Kendimi aşıp başkalarının yerine aldığım sorumluluklar, sırf bir şeyler yanlış gitmesin diye kafamda kurduğum bin bir çeşit senaryo için çözüm bulma çabalarım… Hangi önlemi almaya çalışırsam çalışayım birçok şeyin benim kontrolüm dışında geliştiğini anlamam ve kapanış 🙂 Ve sonuç omzuma yük olan büyük çantalarım ve kafama sığdıramadığım binlerce düşünce. Artık ne zaman ki bana yük olan bir şeyi fark ediyorum, kafamda görünmez bir süzgeçten geçirip öyle devam ediyorum yoluma. Zorlanıyor muyum? Fazlasıyla. Ama biliyorum bunu yaparken zorlanmazsam, daha sonra boşuna belki yıllarca taşıdığım yüklerle daha fazla yorulacağım. 

Gelin, bir daha gözden geçirelim çantalarımızı. Silkeleyelim şöyle bir güzelce, dökülsün içinde ne var ne yok. Gereksiz her şeyi bir kenara koyalım, yolumuza sadece gerçekten ihtiyacımız olanlarla devam edelim. Yok yere yük etmeyelim biricik omuzlarımıza.

Sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: Akışta kalmak, lafta kalmasın

Ecehan Kaylan: 1990 Aralık ayında, İzmir’de başladı benim serüvenim. 10 senedir kurumsal hayatta özel şirketlerde çalışan, 33 yaşında beyaz yakalı endüstri mühendisiyim. 30 yaşımla beraber hayatın bana getirdiği değişimlerin, tecrübelerin ve terapi sürecimin de etkisiyle kendimi tanıma yolculuğum başladı. Evet, kendini tanımak konusunda biraz geç kalmış gibiydim ama belki de tam zamanıydı. Görünen toplumsal kimliğimin yanında özellikle son birkaç yıldır gördüm ki ben kendimi en iyi yazarak ve yazdıklarımı paylaşarak ifade edebiliyorum. Bu şekilde ayrı yollarda aynı duygularla yürüyenlerle bağ kurmaktan da çok keyif alıyorum. Kendinize her gün biraz daha yaklaştığınız yolcuklarınızın olması dileğiyle!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale