X

Affetmek üzerine: Her şey insanları olduğu gibi kabullenmekle başlar

Niye benim gibi olamıyorsun? Niye benim gibi düşünüp, benim gibi davranamıyorsun? Niye?

Sinirlenmek üzerine

Cansızlara sinirlenmeyiz, bitkilere de. Hayvanlara sinirlensek bile kabullenir geçeriz. Çünkü onlar hayvandırlar kabulleniriz. Ancaaak: İnsanları kabullenemeyiz, onlara sinirleniriz. 

Kaynağı ne olursa olsun sinirimizin merkezinde bir soru vardır: “Niye benim gibi olamıyorsun?

Benim gibi olsan, benim gibi düşünüp, benim gibi hareket etsen bütün bunlar olmaz, ben de sinirlenmezdim.

Durun… Okumayın daha fazla, birkaç saniye düşünün, doğru mu söylüyorum?

Herkes bizim gibi olsa, düşünse, davransa kimseye sinirlenmeyiz değil mi? Ne mutlu bir dünya… Bir düşünün herkes sizin gibi. Trafikte, işte, evde herkes sizin gibi düşünüp davranıyor. Bu şekilde kimseye sinirlenmek yok. Herkes aynı. Yoo, hayır, bu güzel bir dünya değil, çeşitsiz bir dünya, renksiz bir dünya. Çevremizde değişik tipler görmek hoşumuza gider. Sosyalleşme diye buna diyoruz: Başkaları. “Başka”ları. İyi de bu başkaları bizim gibi davranmayınca da çekememezlik çelişki olmuyor mu? Madem başkalarının başka olmalarını isteyeceğiz, onları da oldukları gibi “kabul” etmeyi oğrenmeliyiz. İşimize geldiği zaman değil, işimize gelmediği zaman da… 

Alınmak üzerine

Herkes hakkımda başka bir düşünceye sahip olabilir. İnsanların düşünceleri kendilerine aittir. Kendi değerlerinin sonucudur. Beni ilgilendirmez. Onların hepsinin teker teker benim hakkımda ne düşündüğünü anlayıp, bunu istediğim yere çekmeye çalışmak, uğraşılacak şey değil. Onların benim hakkımda düşündükleri, onların düşünceleridir. Ben kendi hakkımda ne düşünüyorsam öyleyim. Gerisi bana ne. 

Herkes sizin hakkınızda bir yoruma sahip olabilir. Bu yorum onlara aittir. Onların yaradılışlarına, onların yargı mekanizmalarına, eğitim ve kültürlerine aittir. Size ait değildir, üstünüze alınmayın sakın. En basitinden yemekten sonra geğirmek Çin’de normal. Hadi gidin de yargılayın adamları, kızın, sinirlenin…

Kısacası kişilerin sizin hakkınızda düşündükleri sizi ilgilendirmiyor. Bu yüzden de alınmak diye bir şey yok.

Kabullenmek üzerine

Kabullenmek, kişileri oldukları gibi kabul etmek bir olgunluktur, erdemliktir. Bu erdemliğe erişmek için Hindistan’a gitmeye gerek yok. Mevlana bile “Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün” derken kendini kabullenmekten bahsediyor.

Yürürken önünüzde giden bir çocuk yere çöp atarsa, “Anne babası ona doğru terbiyeyi vermemiş” dersiniz. Yani çocuğu değil, onu o hale getireni yargılarsınız. Suç çocukta değil, onu yaratandadır.

Aynı şekilde insanların da bir yaratanı var: Tanrı.

Bir insanı yargıladığımızda aslen onu yaratanı yargılıyoruz. 

Allahım bu ne yaa, böyle adam yaratılır mı? Sen ne iş yaptın? Oldu mu bu yani?” diyoruz. Komik değil mi? Evet, komiğiz işte. İnsanları yargıladığımızda bu kadar komiğiz. Tanrıyı yargılamak da ne oluyormuş, kimin haddine düşmüş.

Demek ki insanları yargılamak yok, onları kabullenmek var. Onları oldukları gibi, bizden farklılıklarını anlayıp kabul etmek var. İşte huzur içinde, ahenk içinde yaşamanın formülü bu.

Affetmek üzerine

Her posterde “affet” yazıyor, herkes affet diyor. Affet ve rahat et!

İyi de, anladık da, nasıl? 

Affettim deyince oluyor mu?  Yüz yüze gelip “Seni affediyorum” mu demek gerek? 

Hayır. Kesinlike yüz yüze gelmemek gerek.

Affetmek tamamıyla içsel bir olay. Karşınızdakinin bunu bilmesi gerekmiyor, hatta haberi bile olmamalı. Yüzüne söylemek sadece anlamsız ve sonuçsuz bir ego yarışı başlatır. 

Kişiyi olduğu gibi kabullenmek onu affetmektir. “Seni olduğun gibi kabul ediyorum, seni veya yaratanını yargılaMAmayı seçiyorum. Sen benden farklısın ve farklı düşünüp davranabilirsin, işime gelmiyor ama kabullenmeyi seçiyorum.”  

Yukarıda sinirlenmek, alınmak, kabullenmek gibi hislerin tanımlarını kendimce yapmaya çalıştım.  Çünkü affetmek için bunları kavramak gerek, üstüne, şahsına alınMAmak, sinirlenMEmek ve kabullenmek gerek.

Ve bakın hayat ne güzelmiş.

Son bir söz daha: Affetmek bir kişinin olgunluğunu, barışmak ise her iki tarafın olgunluğunu gerektirir. 

Sabredin biraz…

 

İlginizi çekebilir: Geçmiş hikayelerden ders çıkarmak: Finansal başarı üzerine

Metin Levi: Metin Levi, University of Michigan'da Endüstri Mühendisliğini bitirdikten sonra aile şirketinde çalışmaya başladı. Yenilik ve yaratıcılık prensibini göz önünde bulundurarak birçok yeni işe girişti. Hindistan, Mevlana derken farkında yaşamın açtığı pencereden gördüklerini paylaşmaktan aldığı zevk her şeyi geçti. Outdoor sporları ve özellikle su sporlarına meraklı.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale