Affetmek için beklemeyin: Nefret bizden neler götürür?
Muhteşem bir hava gökyüzünü kaplamış ve siz en sevdiğiniz yerde, en sevdiğiniz ne varsa onunla meşgulsünüz. Keyifli ve huzurlu bir gün geçiriyorsunuz. Fakat bir anda kapkara bulutlar beliriyor gökyüzünde ve şiddetli bir sağanak yağış başlıyor. Haliyle bu sizin gününüz için pek tatlı olmuyor. Peki nasıl hissederdiniz? Üzgün, kızgın, iyimser, endişeli?
Bunu sizlere niçin anlattım? Çünkü nefret duygusu da, tıpkı yukarıdaki örnekteki kara bir bulut gibi içimizdeki ışığı gölgeler. Aslında TDK’ya göre nefret; bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu olarak tanımlansa da ben bu tanımı biraz sığ buluyorum. Nefret benim gözümde sevgiyle bağlantılı ciddi hayal kırıklıklarını temsil ediyor. Bu duygunun içerisinde gizli bir sevgi ve hüzün olduğu inkar edilemez. Peki nefretin en çok bu duyguyu taşıyan kişiye zararı olduğunu söylesem şaşırır mıydınız?
Uzun süreli nefret duygusu kişiden neler götürüyor bir bakalım;
- Zihin körelmesi (tek bir duygu ve konuya odaklanmaktan dolayı)
- İşlev kaybı (Günlük hayata katılım için gerekli motivasyon ve enerjiyi tüketmek)
- Yalnızlık (Kimse uzun süreli bir olumsuzluğa maruz kalmak istemez)
- Öz ihmal (Yeteneklerine, hayallerine, iyi olma haline zaman ayıramama)
- Geçmişe bağımlılık (Geleceği planlayamama, zaman kaybı, pesimist bir bakış açısı edinme)
İşte bu yüzden affetmeyi öneriyoruz. Siz de tam bugün geçmişinizle barışın ve şu anınıza odaklanın. Söylendiği kadar kolay olmasa da kendi kendinize verebileceğiniz en kıymetli hediyelerden biri bu. Başkalarının kötülüğüne değil, kendiniz için iyi olana sarılın.
Sevgiler…
İlginizi çekebilir: Öz saygınızı korumak için duygularınızı fark edin