Günümüzde hakkını hukuki yollar aracılığıyla arayan, bu yollara zamanında ve doğru bir şekilde başvuran vatandaş sayımız oldukça fazladır. Özellikle boşanma davalarının arttığı bu çağda genellikle maddi geliri olmayan, imkanları kısıtlı olan bazı kadınlar avukat tutamadığından bazı süreleri kaçırmakta, hatta bazı haklarından yoksun kalmaktadır. Hatta bazen koruma kararı, uzaklaştırma kararı gibi aslında çok kolay bir şekilde erişebilecekleri hukuki haklarını çok sonradan öğrenmektedir.
Oldukça sık bir şeklide karşılaştığımız durum; evine gelen tebligatla kendine boşanma davası açıldığını öğrenen kadının cevap süresi içinde kendi çabası ve çevresinin yönlendirmesiyle alelacele bir dilekçe ile mahkeme kalemlerinin yolunu tuttuğudur. Bunun sonucu olarak da kadınların süresinde talep edilmesi gereken nafaka, tazminat gibi haklarını göz ardı ederek verdikleri dilekçeden sonra tekrar bu haklar için talepte bulunamayıp mağdur olduğunu görmekteyiz. Sadece boşanma davaları için değil tüm davalar için ve sadece kadınlar değil, aynı şekilde mağdur olan ve maddi gücünün yetersizliğini belirli belgelerle ispatlayan erkek vatandaşlarımız için de çok önemli bir konumdadır: Adli Yardım.
Kısaca adli yardım; adil yargılanma ilkesinin bir gereği olarak mali gücü yetersiz olanların dava açma hakkından yoksun kalmaması için getirilmiş bir ilkedir. Adli yardım, bireylerin hak arama özgürlüklerinin önündeki engelleri aşmak ve bu özgürlüğün kullanımındaki eşitliği sağlamak üzere, avukatlık ücretlerini ve diğer yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayanların davanın gerektirdiği yargılama giderlerinden geçici olarak zorunlu tutulmamalarının yanı sıra, ücretsiz avukatlık hizmetlerinden yararlandırılmasıdır.
Adli yardım avukatı ücretsiz çalışmamaktadır. Asgari ücret tarifesine göre belirlenen ücret baro tarafından sizin adınıza ilgili avukata ödenir. Bu ücret piyasa koşullarına göre belirlenen ücretten düşüktür; ancak adli yardım servislerinde çalışan avukatlar bu durumu kabul ederek gönüllü olmuşlardır. Baro Adli Yardım Kurulları görevlendirdikleri avukatları takip ederler. Adli yardım kararından dolayı ertelenen tüm yargılama giderleri ile devletçe ödenen avanslar dava veya takip sonunda haksız çıkan kişiden tahsil olunur. Dava ya da takipte haksız çıkmanız hâlinde ödemenize karar verilir.
Adli yardım için dava açılmadan önce yargılamanın yapılacağı mahkemeye, dava açıldıktan sonra ise yargılamayı yapan mahkemeye, icra ve iflas takiplerinde takibin yapılacağı yerdeki icra mahkemesine, kanun yollarına başvuru sırasında bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a başvurulması gerekmektedir. Mahkeme adli yardımın koşullarının oluşup oluşmadığını değerlendirerek talebin kısmen veya tamamen kabulüne ya da reddine ilişkin karar vermektedir.
Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam edecektir. Mahkemelerce adli yardım talebi konusunda verilen kararlar kesindir. Ancak adli yardım talebi reddedilen kimse, sonradan gerçekleşen bir sebebe dayanarak yeniden adli yardım talebinde bulunabilir. Adli yardım talebinizin mahkemece kabulü halinde yargılama harç, avans ve giderlerini de adli yardım kararı devam ettiği müddetçe kısmen veya tamamen ödemeyebilirsiniz. Avukatlık hizmetine ilişkin adli yardım talebi, hizmetin görüleceği yer adli yardım bürosuna ve temsilciliklerine yapılır. İstek sahibi, isteminde haklı olduğunu gösterdiği delillerle kanıtlamak zorundadır.
İlginizi çekebilir: Çalışan annelerin çocuk büyütmekle imtihanı: Kreş hakkı