X

Adım adım; Yılmadan!

Hayatımızda ne kadar aceleci olduğumuzu hiç düşündünüz mü? Sürekli hemen yapayım, bir an önce yetişeyim derdindeyiz. Bunu fark etmem için şehir değiştirmem gerekiyormuş.

İş dolayısıyla İstanbul’dan Antalya’ya taşındım. Bana bazı arkadaşlarım; ‘Filmlerde gördüğümüz New York’tan Los Angeles’a taşınan tipler gibi olacaksın, insanlar sana fazla rahat ve yavaş gelecek.’ demişlerdi. Bir haftadır buradayım ve ilk başta gerçekten dedikleri gibi olduğunu düşünüyor, sürekli olarak arkadaşlarım ile mesajlaşıyor ve burada yaşayanların ne kadar ağır kanlı olduğundan yakınıyordum. Bu düşüncem bu sabah Adım Adım Antalya grubu ile antrenmana gidince değişti. Güver Uçurumu parkurunda resmen aydınlanma yaşadım. Yeri gelmişken parkur çok güzel ve kesinlikle koşmayanlar gidip koşmalılar.

İlgili yazı: Adım Adım oluşumu ve koşunun iyileştirici gücü

Çaylak programı antrenörlüğü

Orta- uzun mesafe koşmaya başladığımdan bu yana dört yıldır Adım Adım Yardımseverlik Platformu ile iyilik peşinde koşmaya çalışıyorum. Yaklaşık 1 yıldır da çaylak programı antrenörlerinden birisiyim. Antalya’ya taşınınca burada bulunan çaylaklara da antrenörlük yapmaya başladım. Çaylak programında bizler hayatında hiç koşmamış bir insana 9-12 hafta gibi bir sürede 10K mesafeyi hiç durmadan koşacak seviyeye getiriyoruz. Bir çaylak koşucumuz bugün ilk koşusunda ısrarla daha hızlı ve daha uzun mesafe koşmaya çalışıyordu. Programa katılmadan önce yaklaşık bir buçuk aydır koştuğunu ve bunu yapabileceğini dile getirdi. Kendisine doğru teknikleri öğrenmeden koşarsa sakatlanabileceğini, hız faktörünün yavaş yavaş gelişeceğini, mesafelerin üzerine koyarak çoğalacağını anlatmaya çalıştım. Türlü türlü çeşitlerde örnekler vermeye başladım. Bir yandan da geçenlerde sevgili İpek Onaran sayesinde tanıma fırsatı bulduğum Volkan İleri’yi düşünüyordum.

Volkan, St. Petersburg’da antrenmanlarını donmuş bir buz gölü üzerinde yapmak zorunda kalıyor. Çünkü çevresinde antrenman yapabileceği bizler gibi parklar, bahçeler, ormanlık alanlar bulunmuyor. Fakat yılmadan antrenmanlarını yapmaya devam ediyor. Her seferinde üzerine koya koya kendisini ilerletiyordu. Bizler ise bulunduğumuz çevre koşulları neredeyse mükemmele yakınken hep acele etmeye, şartları ve koşulları eleştirmeye devam ediyoruz. Bunu koşarken bile yapıyor, belki de koşarken eğlenmeyi unutuyoruz. Tüm bu düşünceler akıp geçerken bir anda aydınlandım. Aslında buradaki insanlar yavaş ya da ağırkanlı değildi. Ben ve benim gibiler çok aceleciydik. Sonuçta Antalya’da da tüm işler zamanında bitiyor.

Hani derler ya iyi yemek kısık ateşte uzun sürede pişer diye. İşte bu düsturu oturtmak lazım belki de…

Kathrine V. Switzer

Hayata karşı dik duran bir kadın: Kathrine V. Switzer

Ben bu satırları yazarken İpek Onaran Mallorca’da 261 Women’s Marathon’ u koşuyor. Bu maratonun özelliği ve isminin 261 olmasının bir sebebi var. Koşu ile ilgilenenler bileceklerdir. 1967 Boston Maratonunda koşarken tartaklanan Kathrine V. Switzer’ ın, tartaklanma anına ait fotoğraflar var. Kathrine’in göğüs numarası 261! Maraton Kathrine V. Switzer’in temsil ettiği değerleri onore etmesi bakımından bu ismi taşıyor. İpek Onaran’da bu koşusunu sosyal medya hesabından “hayata karşı dik duran” kadınlara armağan etti. Ben de buradan Uplifers okuyucularına bu armağanı iletmiş olayım. Kadın koşucularımıza da yarışmaya katılmalarını tavsiye ederim. Hem Palma de Mallorca’yı gezmiş, hem de değerlerinizi tüm çevreye duyurarak farkındalık yaratmış olursunuz.

Hayata bakış açımız da bu şekilde olmalı diye düşünüyorum. Volkan İleri gibi, İpek Onaran gibi, hatta yeri geldiğinde Kathrine V. Switzer gibi tüm otoritelere karşı çıkarcasına insani değerler uğruna adım adım ve yılmadan ilerlemeliyiz. Üşenmeden, vazgeçmeden, ertelemeden…

Hayatta insani değerler uğruna, yeri geldiğinde tüm otoritelere karşı yılmadan, usanmadan ve üşenmeden mücadele etmeliyiz.

Bunu en iyi yapma yollarından birisi de orta ve uzun mesafe koşu. Hazır sezon da açılıyorken kendinize mesafesi ne olursa olsun bir hedef yarış seçip programlı bir şekilde adım adım ve yılmadan ilerlemeye başlayabilirsiniz. Yarışmak istemiyorsanız da şehrinizdeki koşu gruplarından birisine katılabilir ve grup halinde düzenli antrenmanlar yapabilirsiniz. Sonunda bu işleyiş hayat tarzınız olduğunda inanın daha mutlu olacaksınız. İyi yaşayıp, iyi hissedeceksiniz. Nereden mi biliyorum? Kendimden ve çevremden…

Soru, görüş ve önerileriniz için Twitter ve Instagram hesaplarımdan bana ulaşabilirsiniz.

 

İrfan Ozan Ongun: 1982 yılında İstanbul’da doğdum. Emekli gazeteci anne ve babanın iki çocuğundan birisiyim. İlk maket uçağımı dört yaşımda babamla birlikte yaptım. 1999 yılından 2009 yılına kadar THK bünyesinde planör ve yamaç paraşütü uçuşları gerçekleştirdim. Benim için model uçak, planör ve yamaç paraşütü ile devam eden havacılığı artık hobiden öte meslek olarak yapmaya karar vererek hava yolları taşımacılığı pilot lisansımı da aldım. Tüm bu uçuş hayatım boyunca havacılık öğretisi olarak isimlendirdiğim yolda “olmak” için uğraştım. Hala da bu tekamül sürecinde “olmak” için uğraşıyorum. Bu öğretinin gereksinimi olan iyi hissetmek ve iyi yaşamak için kış sporları haricinde ağırlıklı doğa sporları çerçevesinde aklınıza gelebilecek her türlü sporla ilgilendim. Koşarken Adım Adım ile tanıştım. İki yıldır Adım Adım bünyesinde iyilik peşinde koşarken çevreme de örnek olmaya çalışıyorum. Bu zamana kadar edindiğim deneyimlerimi yazarak anlatmak için blog kurduğum sıralarda sektörün önde gelen havacılık portallarından birisinde köşe yazarlığı yapmaya başladım. Sizler ile de kendi deneyimlerimi, düşüncelerimi paylaşmak için karşınızdayım. Yaşam felsefemiz: Üşenme, erteleme, vazgeçme!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale