X

adidas energy boost ile bir koşu deneyimi: Yeni ilişkide ilk gün

Bir koşu deneyimi

Geçtiğimiz Cumartesi niyetim Belgrad Ormanı’nda koşmaktı ama yataktan kalkıp da perdeyi açınca değiştiriverdim kararımı. Hava çok güzeldi; deniz görmeli, yosun kokusunu içime çekmeliydim. Kısacası, Anadolu Yakası’nın nimetlerinden faydalanmak için ideal bir gündü.

Hafif bir kahvaltının ardından ayağıma geçirdim adidas energy boost’u ve atıverdim kendimi sahile. Gideceğim mesafeyi kestiremiyordum, çünkü ayağımdaki ayakkabı ile ilk kez koşacaktık birlikte. Belki de 2 km bile kat edemeyecek, arabaya geri dönüp, yedekte tuttuğum diğer ayakkabımı giyecektim. Koşanlar bilir, böyle şeyler yaşanıyor zaman zaman. Mağazada denediğimizde pek rahat ediyoruz da koşmaya başlayınca neden o modeli tercih ettiğimizi sorgulamaya başlıyoruz. Bu ayakkabının iyi ya da kötü olmasıyla değil, ayak yapımıza uygun olmamasıyla alakalı bir durum. Her ayakkabı herkese iyi gelmiyor. Kiminin “Ayakkabıyı hiç hissetmedim bile.” dediği modelde başka birinin hissettikleri bini aşabiliyor 🙂

Teknolojisi, malzemesi bir yana adidas energy boost’ta beni ilk cezbeden rengi oldu. Ayağımdaki o renk, ekstra bir enerjiyi simgeliyordu sanki. Evet, seviyorum maviyi.

Süreyya Plajı’ndan hareket ettim ve dediğim gibi nerede duracağımı bilmiyordum. Yanımda biricik koşu arkadaşımla ilerlemeye başladık. İlginçmiş bu BOOST teknolojisi; dışarıdan bakıldığında sanki ayakkabının tabanı straforla kaplıymış gibi gözüküyor; yani yumuşak olduğu varsayımına kapılmanız olası. Ayağınıza geçirdiğinizde de o yumuşaklığı hissediyorsunuz ama dayanıklılığı hakkında en ufak bir kuşku bile olmuyor kafanızda.

Asfaltta başlayan adımlar betondan, çimenden, tartandan geçerek devam etti yoluna. Özellikle farklı zeminleri denedim ayakkabının uyumunu tam olarak deneyimleyebilmek için ve hiçbirinde de rahatsızlık hissetmedim. Caddebostan’ı geçtik, ilerlemeye devam ettik. Sabah şöyle bir araştırmıştım ; ‘neymiş bu teknoloji’ diye. BOOST’taki yastıklama sistemi, harcanan enerjiyi geri dönüştürerek performansınızı artıracak şekilde tekrar size kazandırıyormuş anladığım kadarıyla.  Bu aslında çok da tarif edilebilecek bir şey değil, deneyince fark ediyorsunuz.

Bir de ayağın üstünü saran Techfit teknolojisinden bahsediliyordu okuduğum yazıda ve ayağım ayakkabıya girer girmez anladım ne demek istediklerini. Bağcığın olduğu kısım sımsıkı bir şekilde sardı ayağımı ve bir süre sonra ayakkabının sadece tabanını hissettiğimi fark ettim.

Ben tüm bunları düşünürken Kadıköy’e varmıştık bile. Arada deniz olmasa karşıya da geçer, Boğaz kıyısında ilerlerdik muhtemelen ama geri döndük mecburen. O gün bir yarı maratonu tamamlamış, hatta biraz geçmiştik.

Sonuç olarak; ayakkabımdan memnun kaldım, daha çok koşarız biz. Ne de olsa yeni başlıyoruz ilişkiye, biraz daha vakit geçirelim, alışalım bakalım birbirimize; bir sonraki buluşmalarda daha da kaynaşacağımızdan eminim.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale