dummy

Adada Bozcaada Caz Festivali rüzgarı esti: Seneye kaldığımız yerden devam etmek üzere!

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) katkılarıyla, 3dots ve fermente tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen Bozcaada Caz Festivali, dün sona erdi. Paribu ana sponsorluğunda ve Kendine Has, Volkswagen, Jack Lives Here, CarrefourSA, The ORGANICS by Red Bull, Tchibo, Kale Grubu ve Hep Yeni Kal’ın katkılarıyla düzenlenen festival, bu yıl adanın en güzel dönemi olan bağ bozumuyla kesişiyordu. Katılımcılar, adada bağ bozumu mevsiminde her sokakta hissedilen tatlı telaş ile festivalden yükselen caz ritimleriyle, üç gün boyunca bambaşka bir Bozcaada deneyimi yaşadı.

dummydummy

Festivalden yükselen melodiler adanın kendine has ruhuyla buluştu

Bozcaada Caz Festivali dünyanın farklı köşelerinden, farklı kültürlerden müzisyenler, üç gün boyunca unutulmaz bir deneyim yaşattı dinleyicilere… Kürtçe Anadolu halk ve dağ türkülerini katıksız bir blues ruhuyla sahneye taşıyan Meral Polat Trio’nun içten, hüzünlü ve her şeye rağmen umutlu müziğiyle uzak diyarlara gittik. Türkiye’de caz davulunun öncülerinden Ferit Odman’ın “Autumn In New York” ve “Nommo” albümlerindeki quintet aranjmanlarına yer verdiği konserle, hard-bop dünyasının derinlerine indik. “Var olmayan bir adanın hikâyelerinden” beslendiğini söyleyerek yola çıkan Islandman’in psikedelik gitar ve sonsuzluk hissiyatlı ritimleriyle tüm dünyayla bağ kurduk. Nubya Garcia’nın zamansız melodileri ise Bozcaada’nın rüzgârına karışıp ruhumuzu okşadı.

Dock in Absolute’un progresif caz ve neo cazı piyano, elektrik bas ve davulla benzersiz bir şekilde harmanlamasına yakından tanık olurken, Volkan Öktem’in #7’siyle, sanatçının 30 yıllık müzik hayatı süresince deneyimlediği farklı müzikal tarzların izdüşümlerine kulak verdik. Komfortrauschen ile katıksız bir tekno enerjiyle buluştuk, Güney Fransa’nın sakin ve güneşli ruhunu elektronik müzikle kusursuz bir şekilde buluşturan Kazy Lambist ile dans dolu bir gece geçirdik. Hissikablelvuku ile rock, caz, etnocaz, elektronik, tekno, afrobeat, noise gibi türler eşliğinde sahnede o an cereyan eden bir icraya tanık olduk. Derya Yıldırım, Elif Dikeç, Itamar Borochov ve İsmail Altunbaş’ın bir araya getiren Bozcaada Ensemble ise Bozcaada Caz Festivali’ne özel bir performansla Anadolu müziğine kendi dokunuşunu katarak büyüledi bizi. Sevilen trompetçi Avishai Cohen’in grubu Big Vicious’ın elektronika, ambient ve psikedelik beat’lerle harmanladığı özgün sound’unu dinledik. Progresif teknodan elektronikaya, tribal ritimlerden acid house esintilere uzanan eklektik setleriyle tanınan yapımcı ve DJ Claptrap, namıdiğer Gaurav Narula, ile Berlin ruhunu Bozcaada’da yaşadık. 

BCF Keşif etkinlikleriyle her gün “oyun” oynadık

Her yıl farklı bir tema etrafında geliştirilen disiplinlerarası etkinliklerden oluşan BCF Keşif programı, bu yıl “oyun”un tüm insanlık tarafından paylaşılan özünü keşfetmeye çağırdı katılımcıları. Hollandalı tarihçi ve oyun kuramının yaratıcısı Johan Huizinga’nın Homo Ludens’i, yani Oyuncu İnsan’ına selam duran festival, son yıllarda hepimizi farklı şekillerde zorlayan koşulların karşısında “oyun” oynamanın yaratıcı gücünü açığa çıkarmak amacıyla herkesi kapsayan oyuncu bir ruhla üç gün boyunca 40’ı aşkın etkinlik gerçekleştirdi.

Müzik ve oyunun kesişim noktalarında keşfe çıktık

Toplumsal cinsiyet eşitliği, ekolojik dönüşüm ve erişilebilirlik başlıklarındaki savunuculuk alanları üzerinde duran Bozcaada Caz Festivali’nin BCF Keşif programında müziğin genişçe bir yere sahip olması çok da şaşırtıcı değil… Program kapsamında oyun ile müziği buluşturan pek çok etkinlik yer aldı. Üç gün boyunca Emre Erbirer‘in kürasyonunda gerçekleşen Güncel Meseleler, Yeni Olasılıklar vasıtasıyla müzik yazarı ve programcısı Murat Meriç, Socrates Dergi’den Caner Eler, Sportif Lezbon’dan Selin Yıldız, Toyi’den Elif Atmaca, Boğaziçi Üniversitesi’nden Gaye Defne Ceyhan, Şehir Dedektifi’nden Gizem Kıygı, Otsimo’dan Zafer Elcik’in katılımıyla oyunun hayatımızdaki farklı işlevlerine bazen müzikle bazen sohbetle farklı kapılar araladık. Yaratıcılığı ve hayal gücünü desteklemeyi amaçlayan oyun deneyimleri tasarlayan Toyi ise bizi kendi müzik aletimizi tasarlamaya davet etti. Adanın farklı noktalarında gerçekleşen pop-up konserlerde Teis Semey, Paribu Pop-up Konserleri’nde Ceren Gündoğdu, DJ Eray Düzgünsoy, Volkan Önol, DJ Can Çakmakçı ve Kendine Has desteğiyle Samet Çiçek dinleyicilerle buluştu. Music with Plants Pop-up Performans etkinliğinde ise bitki yaprakları ve ağaç gövdelerinden topladığı farklı frekansları ses dosyalarına çeviren Selim Siyami Sümer ile CarrefourSA sponsorluğunda doğanın sesine kulak verdik.

Ürettik, dans ettik, yeni lezzetler tattık 

Bozcaada Caz Festivali demek yalnızca müzik değil, aynı zamanda bir aradalık ruhu demek. Hep birlikte üretmenin hepimize iyi geleceğine duyduğumuz inançla, BCF Keşif programında da kolektif üretim alanları açan çevre dostu pek çok etkinlik yer aldı. Onaranlar Kulübü’nün düzenlediği Atıklardan İleri Dönüşüm atölyesinde, atık malzemelerin çöpe gitmek yerine nasıl yaratıcı ve işlevsel ürünlere dönüşebileceğini hep birlikte keşfederken, festivalin “oyun” teması çerçevesinde işbirliği yaptığı sanatçı Ece Ağırtmış’ın gerçekleştirdiği Atık Ahşap Malzemelerle Afiş Tasarımı Atölyesi’nde atık ahşap malzemelerle çevre dostu kompozisyonlar tasarladık. Tchibo Coffee Passion atölyesinde kahvenin tarihçesinden yetiştirme süreçlerine dek pek çok teorik bilginin yanı sıra kahve demlemenin aritmetiğine de girerek, baristalığa ufak bir adım attık. Bira tadım atölyesinde, Kendine Has desteğiyle, bira gurmesi Erdinç Çatak ve Özge Kayaalp ile hem halihazırda çok sevdiğimiz biraları, hem de Yenilik Atölyesi’nden mezun yepyeni kraft biraları tattık, dahası bu lezzetlerin ardındaki hikayeleri dinledik. For the Journey X Apéro: Kırdan Bardağa Bozcaada etkinliğinde Bozcaada’nın bitki örtüsünü ve gastronomik değerlerini tanımak üzere adanın el değmemiş doğal güzellikleri arasında yaptığımız keşif yürüyüşünün ardından, bitkilerle leziz kokteyller hazırladık. Hep Yeni Kal ile Ada Lezzetleri Buluşması’nda ise Bozcaada’nın eşsiz doğası ve kültürüyle ortaya çıkan yerel lezzetler, bu toprakların içeceğiyle buluşurken bizler de bir sofra etrafında buluştuk.

Adanın bugününde, geçmişin izinde yürüdük

Festivalin yuvası olan Bozcaada ise tarihi, kültürü ve gastronomik zenginlikleriyle BCF Keşif programında baş köşede yer alıyor. Türkler ve Rumların yakın döneme kadar birlikte yaşadığı, bugün Rum nüfusunun sayıca 100’ü bulmadığı Bozcaada’da, bu iki kültürün, yemek, mimari, eğlence, zanaat gibi alanlarda birbiriyle girdiği etkileşimin pek çok izi var. Bozcaada Keşif Haritası Pusula ile kültür sanat ve kent yayını Lavarla’nın festival için geliştirdiği Ada Müşterek rotasında bu izlerin peşinden yürüdük, hafıza mekânlarında müşterekleri aradık. Jack Lives Here Oyun Atölyesi’nde ise Sunay Akın ve Işıl Ece Erdoğmuş Becer ile bulunduğumuz coğrafyada geçmişten günümüze oynanan oyunlar ve adada olduğu gibi iç içe geçen kültürlerin birbirlerine katkılarının oyunlara yansıması hakkında bir yolculuğa çıktık.

Laf lafı açtı

Bir araya geldiğimizde sohbet etmeyi, birbirimizin fikirlerinden beslenmeyi çok sevdiğimiz için bol bol konuştuk. Onarım Atölyesi’nin düzenlediği “Nasıl oyuncu bir ekonomi tasarlayabiliriz?” adlı panelde Onarım Atölyesi’nin kurucusu etki tasarımcısı Ekin Al’ın kolaylaştırıcılığında ve Doughnut Economics Action Lab işbirliği ile “Oyuncu bir ekonominin dinamikleri neler olabilir?”, “Bir ekonomiyi nasıl daha oyuncu hale getirebiliriz?” sorularını merkeze aldığımız ufuk açıcı bir tartışma yürüttük… Esmiyor’un düzenlediği “İklim krizi sizi de darlıyor mu?” adlı sohbette ise hepimizin zihninde genişçe bir yer kaplayan iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı, plastik kirliliği gibi konulara farklı bir bakış açısıyla yaklaşmayı denedik.

“Oyun”un farklı alanlardaki izdüşümlerini takip ederken iş yaşamına da uğradık elbette. Program kapsamında gerçekleşen sohbet ve panellerde iş dünyasında oyuncu bir yaklaşımın rolünü ve etkilerini keşfetmek üzere bol bol fikir alışverişinde bulunduk. Sınırları Aşarak Oynamak: Girişimcilerin Londra’daki Yolculukları başlıklı panelde girişimciler, Türkiye’de başlayan girişim yolculuklarının yurt dışında nasıl devam ettiğini, oyun alanı değişikliğinin sürprizlerini ve zorluklarını, iş yaşamında oyunbaz bir yaklaşımın faydalarını tartıştılar. Değişim yaratan insanların ve kurumların toplumsal, ekolojik ve kültürel meselelere çözüm üretmek üzere buluştuğu ve birlikte çalıştığı bir sosyal inovasyon platformu olan imece’nin düzenlediği, sosyal sorunlara oyunla yanıt arayan Çark-ı Mesele’de imece ekibinden Zeynep Erdoğan’ın moderasyonunda, kolaylaştırıcılığı ekipten Selin Taşdelen ve Hazal Kartalkanat üstlendi; sonra hep birlikte çarkları çevirdik ve oyunun yaratıcı gücüyle sosyal meselelere çözümler ürettik. imece ve Youth for Good’un interaktif ve oyuncu bir diyalog alanı yarattığı Eski Köye Yeni Oyun: Biz Kuşağı etkinliğinde, Youth for Good’dan Kaya Aytuğ Demiral moderasyonu üstlenirken, Genwise’dan Tuğrul Ağırbaş, Katalist’ten Jülide Erdoğan ve imece’den Hazal Kartalkanat da konuşmacıydı. Hem hep beraber sohbet ettik hem de nesiller arası görünmeyen bağları güçlendirmenin yollarını aradık…

Dayanışma için bir araya geldik

6 Şubat depreminin yarattığı yıkım hepimizin hafızasında ve kalbinde hâlâ çok tazeyken dayanışmanın hepimize iyi geleceğini düşündük. Bu fikirle yola çıkarak depremden sonra Hatay’da üretime devam etmek isteyen zanaatkarları desteklemek amacıyla kurulan Craft Antakya ve Kale Grubu’nun desteklediği Nevruz Köyü kadınları ile birlikte bohça çantalar tasarladık. Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED) ise bu sene 10’uncu yılına girerken özel bir film gösterimi ve söyleşiyle festivalde yer aldı. BIFED ile güçlerimizi birleştirdiğimiz bu etkinlik kapsamında Mare Nostrum (Bizim Deniz) belgeselini izledik ve ardından da yönetmeni Ethem Özgüven ile bir söyleşi gerçekleştirdik…

İki projemizin ilk adımını attık

Bozcaada Caz Festivali’nin kurucu ekipleri 3dots ve fermente’nin ortak değerlere sahip kurum ve toplulukları bir araya getirmek amacıyla kurduğu yaratıcı girişimi KEŞİF için çok önemli iki projenin de ilk adımını attık. 2014 yılında Jazz Danmark ve Kopenhag Caz Festivali tarafından başlatılan, sonrasında İngiltere ve Kuzey Avrupa ülkelerine yayılan “Kızlar için Caz Kampı” da festivalin çok önemsediği bir konuya odaklanıyor. Türkiye ayağındaki koordinasyonunu KEŞİF’in sağladığı ve Kasım ayında gerçekleşecek “Kızlar için Caz Kampı” adlı uluslararası proje kapsamında, Nordisk Kulturfond destekleriyle Kasım ayında gerçekleşecek projenin haberini verirken, kız çocuklarının gelişimine katkıda bulunmak amacıyla öncü kadın müzisyenlerden İngiliz caz müzisyeni, saksafoncu ve besteci Nubya Garcia, British Council’ın ‘Yaratıcı İşbirlikleri’ hibe fonu desteğiyle festivalde keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.

KEŞİF’in Ekim ayında gerçekleştireceği ve U.S. Mission to Türkiye Hibe Programı kapsamında desteklenen, caz aracılığıyla ifade özgürlüğünü ve kültürel diyaloğu sağlamlaştırmayı, genç sanatçıların ve öğrencilerin bir araya geldiği bir caz topluluğu oluşturmayı ve Türkiye ile ABD arasındaki kültürel diplomasi tarihini caz müziği bağlamında inceleyerek iki ülke arasındaki tarihsel ilişkiye farklı bir gözle bakmayı amaçlayan “Caz ile Köprü Kur” projesi BCF’nin ve aynı zamanda kültür, teknoloji ve etki yaratma alanlarında fikir geliştiren oluşum 3dots‘un da kurucu ortağı olan Çağıl Özdemir‘in moderatörlüğünde gerçekleşen bir etkinlikle duyuruldu. Etkinlikte ayrıca ABD İstanbul Başkonsolosluğu’nda Kamu Diplomasisi Müsteşarı Marvin E. Alfaro ve besteci, müzisyen ve akademisyen Selen Gülün de konuşmacı olarak yer aldı.

Bozcaada Caz Festivali’nin yedinci edisyonunda yanımızda olan destekçilere teşekkürler!

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) katkılarıyla, 3dots ve fermente tarafından gerçekleşen 7. Bozcaada Caz Festivali’nde bize desteğini sunan Hollanda Başkonsolosluğu, İsrail Başkonsolosluğu, Institut français Türkiye İzmir, Goethe-Institut Istanbul, Kultur | lx ve British Council ‘Yaratıcı İşbirlikleri’ hibe programının yanı sıra medya sponsorları Aposto, Argonotlar, artful living, calling, Dadanizm, Dergy, Kafa, Lavarla, Oggusto, Socrates Dergi, T24, The Magger ve Uplifers’a teşekkür ederiz…

Bozcaada Caz Festivali’nde seneye görüşmek üzere!

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp