X

Acısız bir dünyada acı çekmeyi dilemek: CIP

İnsan yaşadığını hissetmek için pek çok şeye ihtiyaç duyar. Sevmeye, sevilmeye, güvende hissetmeye, mutlu olmaya; ve bazen de acı çekmeye… Oysa canımızın yanmadığı bir hayatın hayaliyle yaşar, acı çekmekten korkarız. Peki ya hayatta kalmak, içgüdülerinizi kontrol edebilmek için acı çekmeye ihtiyacınız olduğunu bilseydiniz? Bunu hissedebilmeyi dilemek zorunda kalsaydınız? Hiç düşündünüz mü?

Tam da bu konuya ilişkin, İtalyan Marsili Ailesi’nin çok az rastlanır bir özelliği var: Hayatları boyunca fiziksel olarak hiç acı çekmemişler. Hatta çok ciddi yanma ve kemik kırılmalarında dahi hiçbir acı belirtisi göstermemişler. Kayak yaparken omzunu kıran 53 yaşındaki Letizia, gün boyunca kayak yapmaya devam etmiş ve eve arabasını sürerek gitmiş. Kırılan omzunu ise, ancak ertesi gün oluşan morluk ve şişlikler sonucu fark edebilmiş. Letizia’nın 25 yaşındaki oğlu Ludovico ise futbol oynarken hiç farkına varmadığı birçok sakatlık yaşamış. Röntgen sonuçları, Ludovico’nun vücudunda çok sayıda küçük kırık ve çatlak olduğunu gösteriyor. Benzer şekilde, Letizia’nin 73 yaşındaki annesinde de yanlış şekilde kaynamış kemik kırıkları ve yamulmalar göze çarpıyor.

Peki ama bu nasıl mümkün olabiliyor?

Yıllarca Marsili Ailesi üzerinde araştırmalar yapan bilim insanları, yaptıkları DNA analizi sonucunda ZFHX2 geninde çok az rastlanır bir mutasyona rastladılar. Diğer bir deyişle, aile bireylerinin ZFHX2 genleri, acıyı hissedebilen, sağlıklı insanlarınkinden çok farklı. Mutasyonlu gen nesilden nesle aktarıldığı için de, ailenin tüm bireylerinde aynı acı duyarsızlığı görülüyor.

Bu gen mutasyonunun acı hissetme mekanizması üzerine olan etkilerini analiz etmek isteyen araştırmacılar, aynı mutasyonu farelere de uyguladılar. Deney sonucunda, ZFHX2 mutasyonlu farelerde de aynı şekilde acıya duyarsızlık geliştiğini gördüler. Mekanizması henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş olmakla birlikte; mevcut genel kanı, bu gen mutasyonunun acı algısında rol oynayan 16 farklı gen aktivitesini etkilediği yönünde.

Ağrı duyarsızlığı sendromu: CIP

CIP (Congenital insensitivity to pain/Konjenital ağrı duyarsızlığı) sendromu olarak da adlandırılan bu tablo, fiziksel olarak ağrının algılanamaması olarak tanımlanıyor. Sendrom mağdurları, doğumdan itibaren vücutlarının hiçbir yerinde fiziksel ağrı ya da acı hissetmiyorlar. İlginç bir şekilde sıcak veya soğuk, sivri ya da yassı gibi farklı etkenleri hissedip ayırt edebilirken, bu koşulların vücutlarına verebileceği zararları anlayamıyorlar. Dolayısıyla bu durum, CIP hastalarının vücutlarında yaraların, çürüklerin, kırık kemiklerin ve algılanamayan diğer sağlık sorunlarının birikmesine yol açıyor.

CIP sendromu, ilk olarak 1932 yılında New York’ta Dr. George Dearborn tarafından teşhis edildi. Teşhisi gerçekleştirdiği hastası ise, baltayla ayağından yaralanmasına rağmen hiç acı hissetmediğini söyleyerek evine yürüye yürüye dönen 54 yaşındaki bir bilet satıcısıydı.

CIP, dünya üzerinde son derece nadir karşılaşılan bir hastalık. Sendromun tanımlandığı tarihten beri tıp literatürüne geçen yalnızca 20 CIP hastası bulunuyor. Bilim insanları, evrimsel olarak bu sendromun çok nadir görülmesini, hastaların ancak çok küçük bir kısmının erişkinlik çağına ulaşabilmesine bağlıyor. Vücudun doğal uyarı mekanizmasına sahip olmayan bu hastalar, çoğunlukla çocukluk ve ergenlik döneminde geçirdikleri yaralanmalar sonucu hayata veda ediyorlar.

Duyusal deneyim olarak acı

Acı çekmekten, yakınlarımızın, sevdiklerimizin acı duymasından korkuyoruz. Oysa acı, tehdit oluşturabilecek koşullar karşısında dokularımızın uyarılması sonucu hissettiğimiz duyusal bir “deneyim”. Acı duymak, bedenimize zarar vermeden fiziksel aktivitelerimizi nasıl yöneteceğimizi ve ne kadar risk almamız gerektiğini belirlemede rehberlik ediyor. Bu durum özellikle çocukluktan genç yetişkinliğe kadar olan gelişimsel süreç üzerinden değerlendirildiğinde, aslında acının yaşamsal becerileri deneyimleme ve öğrenme sürecinde de ne denli hayati bir önem taşıdığını ortaya koyuyor.

Marsili Ailesi ise tüm bunlara rağmen kendilerini diğer insanlara göre çok daha şanslı görüyor. Tüm aile bireyleri acı çekmedikleri için çok mutlular. Tedavi edilmek istiyor musunuz sorusuna verdikleri yanıt ise çok net: “Kesinlikle hayır!

Ne kadar zor olursa olsun, siz yine de acı çekebildiğiniz ve bu hayati hissi deneyimleyebildiğiniz için mutlu olun.

Merak etmeye devam edin ve bilimle kalın.

 

İlginizi çekebilir: Arınma yöntemi: Ruhumuzun yağmurları gözyaşları

İpek Even: Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi’nde moleküler biyoloji ve genetik alanında lisans eğitimi aldı. Aynı alanda, Boğaziçi Üniversitesi ve Belçika’daki Leuven Üniversitesi’nde yüksek lisans çalışmalarını tamamladı. Ardından, Almanya’da Heidelberg Üniversitesi ve Alman Kanser Araştırma Merkezi’nde kanserin moleküler biyolojisi üzerine doktora yaptı. Hayatı her zaman keşfederek anlamlandırmaya çalışan, bilimin gücüne, sanatın ruhuna tutkun, araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya son derece meraklı biri. Şimdi ise aklı, yüreği ve kelimeleri yettiğince Uplifers’ta!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale