“Acının ilacı yine acının içinde saklıdır”
Mevlana Celaleddin Rumi
Yaşadığınız her şey, içine girdiğiniz her zorlayıcı durum ve belleğinize kazınan tüm travmalar aynı zamanda bedeninizin sahip olduğu fiziksel hafızaya da tutunurlar. Yani doktorların daima söyledikleri “Vücut asla unutmaz” sözü son derece doğrudur.
Eğer ideal bir dünya düzeninin içinde yaşasaydık, geçirdiğimiz travmaları atlatır atlatmaz etkilerinden kurtularak yepyeni bir algıyla hayata devam edebilirdik. Ancak günümüzde, yaşanan travmaları takip eden stres bozukluklarını atlatmak ve izlerini silebilmek için ciddi bir zamana ihtiyaç duyuyoruz.
Kedileri ve köpekleri düşünün. Bir şeyden korktuklarında, sıkıldıklarında ya da hoşlanmadıklarında hemen silkelenirler. Bu onların vücutlarında biriken elektrik yükünden kurtularak, kendilerini sakinleştirme biçimleridir. İnsanlardaysa durum oldukça farklıdır. İnsanlar “silkinip kendilerine gelmek” yerine, stres ve endişe halini üzerlerinde taşımaya devam ederler.
Örneğin şeker bağımlılığından muzdaripseniz ve kendinizi her yalnız, üzgün ya da endişeli hissettiğinizde çareyi pastalara / çikolatalara sarılmakta buluyorsanız bir süre sonra, bunun vücudunuzda bıraktığı hasarları fark etmeye başlarsınız. Şekeri hayatınızdan tamamen çıkarsanız ve bedeninizi fizyolojik olarak temizleseniz de, şeker bağımlılığına sebep olan travmanızı dışarı atmazsanız asla tam olarak temizlenmiş sayılmazsınız.
İşte bedeninizde biriken travma ve kötü anıları dışarı salarak, ruhen ve bedenen arınmayı sağlayan 5 anahtar davranış:
Yargılamayı bir kenara bırakmak
Travmalar ve bu travmaların sizde bıraktığı izler yüzünden kendinizi yargılamayı ve suçlamayı bırakın. Hepimiz insanız ve travmalar insanlar içindir! Eğer bu gerçeği ne kadar çabuk kabul ederseniz, yola devam etmeniz de o kadar kolay olacaktır.
Kendinize izin vermek
Herkesin içinde sakladığı kötü duyguları ve inciten anıları unutmak için yürüyeceği yol farklıdır. Örneğin bir arkadaşınız ayrılık acısını sadece 2 haftada atlattı diye, sizin de aynısını yapabiliyor olmanız gerekmez. Kendinize izin verin ve bedeninizin iyileşmek için seçeceği “o” ana güvenin.
Salıvermek
Kendinizi bırakın! Bunu isterseniz bir kedi gibi silkelenerek, isterseniz bağıra çağıra şarkılar söyleyerek ya da aynanın karşısında ağlayarak; nasıl yaparsanız yapın ama yapın! Kendini ruhen özgür bırakmanın en iyi yollarından biri de yazmaktır. Belki de içinizden geçen her şeyi hiç sansürlemeden kağıda dökmenin vakti çoktan gelmiştir?
Affetmek
Affetmeyen insan asla özgürleşemez! Affetmeye önce kendinizden başlayın. Kendinizi affedip tamamen arınmış hissettikten sonra geçmişteki acı deneyimlerinizin içinde rolü olan insanları affedin ve evrene salın. Hem zihnen hem bedenen kuş gibi hafiflediğinizi hissedeceksiniz!
Zamana bırakmak
Zamanın iyileştirici gücünü asla hafife almayın ve “Zaman en iyi ilaçtır” cümlesini asla bir klişe olarak değerlendirmeyin. Çünkü geçen her saniye, sizi yaşam yolculuğunuzda başka biri yapar ve düşünceleriniz daima yenilenir.
Kaynak:
Tinybuddha.com