X

A+ enerji sarfiyatı: Enerjinizi daha verimli harcamaya başlamak ister misiniz?

Yeni yıl ritüellerini bilmem sever misiniz? Her yılın son günü, her yeni yılın ilk saatlerine hazırlık. Önceki yıllarda gerçekleşmemiş, yapmak için fırsat bulunamamış her ne varsa onlar için koyulan umut dolu niyetler.

En çok da özen gösterilen yeni yıla nasıl girdiğimizdir, çünkü yeni yıla nasıl girersek önümüzdeki tüm yıl öyle geçecektir. Bu yüzden neşeli, mutlu, keyifli olmak bu saatlerde her zamankinden daha bir önemlidir. Aslında daha önemli olmasa da daha çok önemsenir.

Birazdan enerji ve frekanslar seviyesinde analitik detayına girecek olduğum bu iyi niyetler bana cidden “Eskilerin bir bildiği varmış” dedirtiyor. Elbette nezle olan birinin tüm yılı nezle, evinden uzak kalmak zorunda kalan birinin tüm yılı evinden uzak geçirmesi gibi şeyleri kastetmiyorum.

Başka bir açıdan bakalım. Mesela başından sonuna kadar “Bu kadar da olmaz” dedirten kötü bir gün. İnsanın bir işi de yolunda gitmez mi? Bir kişi de hayrına güzel bir tepki vermez mi? “Böyle başladı, böyle gidiyor, düzelmez, bitsin artık” dedirten günler… Algımızın bozulduğu, önümüze en güzeli, en iyisi çıksa bile tanıyamayacak kadar bunaldığımız zamanlar.

Öncelikle söylemek istediğim farkında olsak da, olmasak da bedenimizdeki her bir hücre yaşam enerjisi taşıyor ve bu enerji mevcut yaşam koşullarının frekansı ile uyumlanma, aynı frekansta titreşme eğiliminde. Tüm duygu ve düşüncelerimizin birer enerji olduğu evrensel bir kabul artık. Her birinin kendilerine ait titreşim frekansları var. Dikkatli bakar, bir duygu ve düşüncede sabit kalmadığımızı göz önüne alırsak duygu ve düşüncelerimizin hareketli ve değişken olduklarını kolaylıkla söyleyebiliriz.

Özellikle endişeli zamanlarda düşünceler arasındaki seyahat trafiği daha da yoğunlaşıyor. Hatırı sayılır sayıda çoğunluğumuz bir anda kendimizi tekrarlayan düşünce kalıpları içinde “Şu an yaptığım şeyi bırakıp aslında bunu yapmalıyım ve sonra bunu ve sonra bunu, zaten şunu da yapmamıştım” derken bulmuştur. Üstelik bunların hepsini birden nasıl yapacağımız hakkında hiçbir fikrimiz yokken.

Tüm bu hisler aslında fizikken de tıkanık hissettiriyor değil mi? Rahat akmayan nefes, sıkışmış kramplı bir mide, gergin omuzlar her yerde katılık, sıkışıklık. Hücrelerin duygu ve düşüncelerimizin frekansları ile uyumlandıkları, aynı aralıkta titreştikleri hakkında sohbet etmiştik az önce. Titreşim ne kadar büyük olursa o kadar büyük bir alan kadar açıklık, dolayısıyla o kadar büyük bir yaşam gücü enerjisi, ne kadar düşükse o kadar daralma, kasılma, o kadar düşük yaşam gücü enerjisine sebep olur. Bilim insanlarının tespitlerine göre yaklaşık 30 trilyon hücre barındıran bedenlerimizde, hücre bazında ilerleyen bu sürecin yaşamlarımızdaki tezahürü belki şimdi biraz daha anlamlı gelmiş olabilir.

Ortasından sıkılmış bir bahçe hortumunu istediğiniz kadar tazyikli musluğa bağlayın, sonunda olacak olan hortumun düğüm noktasından önde bir yerde yırtılması, patlaması, onca suyun ziyan olmasıdır. Asla düğümden ileri akmayacak, gereği kadar miktarda ulaşması gereken yere ulaşmayacaktır.

Enerji de böyledir. Şifalanma diye tanımladığımız, aslında tıkanıklıkların yaşandığı alanlarda enerjinin yeniden doğal olarak akmaya başlamasıdır. Ekonomik olmanın önemli olduğu bir çağda yaşıyoruz. Her ne kadar insanlık olarak doğal kaynaklarımızı verimli ve tasarruflu korumak konusunda pek başarılı olmasak da tüm teknolojik aletler ve enerji ile çalışan her şey için olması gereken, olanı korumak, asgari düzeyde sarfiyattır.

Beynimiz tam da bu yüzden enerjiyi korumak, ekonomik davranmak adına düşünce değişikliklerine gitmekten çok hoşlanmaz. Eğer bir süredir makalelerimi takip ediyorsanız, benim de sıklıkla tekrar ettiğim veya eminim başka kaynaklarda da bolca gördüğünüz ve kendi zihninizde de deneyimlediğiniz üzere, istemsizce sürekli tekrar eden düşüncelerin kaynağı budur. Beyin düşük veya yüksek fark etmeksizin, mevcut frekansı korumaya çalışacaktır. Eğer ki enerji seviyemiz düşük titreşimlerdeyse, farkındalığımız aktif değilse, yaşantımızda seçimlerimizi biz değil, bilinçaltımızın frekansı yapacaktır ki, o da kendisi gibi düşük titreşim alanlarını seçerek.

Gelin bu noktada duygu ve düşünceleri biraz daha yakından mercek altına alalım. Örneğin huzur 600Hz, Neşe 540Hz ile titreşirken Öfke 150Hz, Korku 100Hz, Suçluluk 30Hz, Utanç 20Hz gibi değerlerde titreşiyor. Hayatlarımız sürüp giderken bir duygudan, bir düşünceden bir diğerine kontrolsüzce geçerken bu frekanslar aralığında dalgalanıyoruz. Hiçbir duygumuz veya düşüncemiz sürekli değil.

Dolayısıyla artık daha açık bir şekilde söyleyebiliriz ki bizler düşüncelerimiz değiliz.

Farkındalık alanında önemli çalışmalar yapmış olan psikolog Ryan M. Niemic, farkındalığın özümüzde kim olduğumuza, karakterimizin gücüne doğru bir kapı açtığını söylemiş ve eklemiş: Karakterimizin gücü, özümüzde kim olduğumuzdur. Tüm bu bilgiler ışığında kaygı, korku ve endişenin enerji alanında bir çeşit arıza olduğunu görmek ve mevcut düşünce tarzınızı değiştirmek, zihninizi, hücrelerinizi, seçimlerinizi, tüm yaşantınızın akışını değiştirebilir.

Farkındalıkla görmek yaşantımın her alanında en büyük destekçim. Ben dikkat vermeyi seçtikçe, keyifle sürekli devam edeceği kesin bir yolculuk. Amacı ne zihni boşaltmak, ne de düşünce üretmek. Tam farkındalık, eylem ya da düşünce yoluyla şimdiki zamandan kaçınmak ya da onu değişikliğe uğratmaya çalışmayı dilemeden yaşama halidir. Bu yaklaşım dünyayla ilişkinizi kökünden değiştirebilir. Bu sayede size acı veren şeylerin etkisini azaltıp sevinçlerinizi, neşenizi yükseltebilirsiniz.

Eğer kendinizi düşük frekanslar titreşiyor, yorgun, yaşam hevesi kırılmış, öfkeli, tükenmiş hissediyorsanız… Odaklanma ve zaman yaratmak sizin için sorunsa… Sizi rahatsız eden acı ve günlük olaylarla başa çıkmak zorlaştıysa… Zihninizin içi sürekli düşüncelerle kalabalıksa… Sakinleşip hoşça vakit geçirmeye, yaşadığınız anın tadını çıkarmaya, enerji seviyenizi yükseltmeye ihtiyacınız varsa…

Heyecanla vermek istediğim haber şu ki; pozitif bir yaşam deneyimi yaşamak ve bunu korumak isteyenlere destek olmak için 3 Ekim, Cumartesi günü saat 11:00’de başlayacak ve takip eden 10-17-24-31 Ekim ve 7 Kasım tarihleri boyunca, aynı gün ve saatte 6 hafta boyunca sürecek olan, “Hazineni Fark Et” isimli online bir program hazırladım. Hazineni Fark Et, kadim yoga yaşam felsefesi başta olmak üzere, bakmak yerine görmek halini yaşatacak içeriği, tüm dünyada bilinen, uygulanan ve pozitif sonuçları ile binlerce insanı peşinden sürükleyen bilgilerin özenli bir harmanı.

Günlük yaşantınıza kolaylıkla katabileceğiniz meditasyon teknikleri, nefes egzersizleri, bakmak ve görmek arasındaki farklı deneyime kapı açan görsel içeriği ile bu eğitim;

  • Stres, acı ve günlük yaşamın zorluklarıyla daha rahat baş etmenize,
  • Rahatsız edici olaylarla zarafet ve sakinlikle başa çıkmanıza,
  • Bu anda tam olarak mevcut ve canlı olmanıza,
  • Terapötik etkileri ile stresin beden duyumlarınızdaki huzursuzluk veren etkilerini azaltmanıza katkı olmak amacıyla tasarlandı.

Program içeriği hakkında detaylı bilgi sahibi olmak, kaydolmak veya tanışmak isterseniz bircesin@gmail.com adresimden bana ulaşabilir, hakkımda biraz daha bilgi sahibi olmak isterseniz @birceileyoga Instagram hesabımdan beni takip edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Meditasyona neden ihtiyacınız olduğunu biliyor musunuz?

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale