Bazen “büyük sözü dinlemek” gerekir. 80 yaşındaki büyüklerinizden öğrenebileceğiniz hayat dersleri, belki de günlük yaşamda deneyimlediğiniz sıkıntıların üstesinden gelmenize yardımcı olabilir. Bu hayat derslerine geçmeden önce sıradan bir günümüze şöyle bir bakalım mı?
Her sabah uyanıp önce “ne giyeceğim” krizini atlatıyoruz, gazetelerdeki korkunç haberleri okuyoruz, trafikle mücadele edip iş yerine ulaşıyoruz. Tüm gün yoğun bir iş programının ardından akşam yemeği sorununa çözüm buluyoruz.
Günler böyle birbirini kovalarken, biraz daha rahatlamak umuduyla hafta sonunu beklemeye başlıyoruz. Ama o da ne? Hafta sonu için plan yapmak gerekiyor! Bir plan yapmazsanız zaman akıp gider ve hayatta var olduğunuzu kanıtlayacak bir şey bulamazsınız.
Günlük hayatımız böyle bir kaos içinde geçerken dedelerimizin, ninelerimizin yaşına kadar
nasıl yaşayacağız?
Kendinizi böyle çıkmazda hissettiğinizde büyüklerinizi arayıp belki de biraz “büyük sözü dinlemek” iyi gelebilir. Onlar gerçek anlamda kaosun, savaşın ve barışın ne olduğunu yaşamış insanlar oldukları için günümüzde biz gençlerin yaşadıkları sorunları çözebilme gücüne sahipler.
Sizden büyüklerle bir süre konuştuğunuzda, aslında kendi kendinizi nasıl strese soktuğunuzu hemen fark edebilirsiniz. Peki, 80’lerinde birisi nasıl oluyor da kendini sizden çok daha hayat dolu ve enerjik hissedebiliyor?
İşte 1920’lerde doğanlardan öğrenebilecekleriniz…
1. Her gün kendinize vakit ayırın
Ne kadar yoğun olduğunuz veya aynı anda ne kadar çok sorunu bir arada düşündüğünüz önemli değil. Biraz ara verin. Yaşadığınız güne sadece bir kez sahip olabilirsiniz, bu yüzden onu kaçırmayın. 15 dakikalık bir kahve molası verip kendinizle baş başa kalmak bile yeterli olabilir.
İlginizi çekebilir: Kendine zaman ayırmak lüks değil, bir ihtiyaçtır
2. Kendinize dengeli davranın
Sağlığınıza ve bedeninize tabii ki özen göstermelisiniz ancak bunu abartmayın. Her gün salata yemek veya tüm hayatınızı kalori hesabı yaparak geçirmek bir çözüm değil. Bazen bir parça kek yemek, spa masajı kadar iyi gelebilir. Suçluluk hissetmeden hayatın tadını çıkarın ve yasaklara çok fazla takılmayın.
3. Yürüyüşe çıkın
Bazen birçok şey üst üste geldiğinde, yapabileceğiniz en iyi şey yürüyüşe çıkmaktır. Her şeyi arkada bırakın ve bulunduğunuz semtin, şehrin tadını çıkarın, yağmurun kokusunu hissedin, mağazaların vitrinlerine bakın, yeni insanlarla tanışın ve yaşadığınız anın keyfini sürün. Bu, her zaman zihninizi ve bedeninizi dinlendirir.
İlginizi çekebilir: Yaratıcılığı ve üretkenliği arttırmak için “yürüyüş”
4. Her gün düşüncelerinizi yazın
Günün yoğunluğu başınızı döndürmüş olabilir ancak her zaman hedeflerinizi ve düşüncelerinizi bir kenarda tutmalısınız. Her gün öğrendiklerinizi yazın. Farkında olmadan o gün içinde ne kadar çok şey öğrendiğinizi göreceksiniz.
5. Merak edin
Yaşınızın veya ilgi alanlarınızın bir önemi yok; önemli olan öğrendiğiniz yeni şeylerle kendinizi yenileyebilmek. Zihniniz aslında her zaman öğrenmeye açık. Siz sadece merakınızın peşinden gidin.
6. Görünüşünüze önem verin
Her yeni başlayan günün aslında bir parti olduğunu ve ona göre giyinmeniz gerektiğini düşünün. Topuklu ayakkabılar, ışıltılı elbiseler, takım elbiseler giymek zorunda değilsiniz, ancak ufak bir dokunuşla görünüşünüzü tümden değiştirebilirsiniz. Her zaman karşınıza çıkabilecek önemli şeylere hazırlıklı olun çünkü hayat beklemez.
7. Kahkahalarla gülün
Atabildiğiniz kadar yüksek sesle kahkaha atın çünkü hayattaki en güzel ve en eğlenceli şey bu. Hayattan keyif alan, gülümseyen ve yaşadıklarından mutlu olmayı bilen insanları etrafınızda tutmaya çalışın. Geçirdiğiniz her güne biraz daha enerji katın.
Kaynak
Elite Daily
İlginizi çekebilir: Hayatınızı değiştirmenin 3 temel anahtarı