Kadınlar Günü’nün tarihçesi, 1957’de daha iyi çalışma koşulları için yola çıkan işçi kadınların direnişinin ve grev esnasında yangında ölenlerin, 1910 yılında Dünya Emekçi Kadınlar Günü adı altında anılmaya başlanmasına dayanıyor. 1977’de Birleşmiş Milletler tarafından da tanınan Dünya Kadınlar Günü; temelinde kadınların sosyal ve siyasi bilincinin geliştirilmesi, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının öne çıkarılması amacını taşıyor.
O günden bugüne kadınlar, sosyal ve ekonomik hayatta kendilerine yer açmaya ve seslerini duyurmaya başladılar. İçinde bulunduğumuz Girişimcilik Haftası dolayısıyla; Uplifers olarak Dünya Kadınlar Günü‘nü farklı bir şekilde ele alıp, yayın hayatına bu sene başlamış üç farklı girişimi tanıtalım istedik.
MakaSSende, GastroClub ve Shopthedesign, kadın girişimciler tarafından kurulmuş ve online olarak faaliyet gösteren üç web sitesi. Bu üç projenin girişimcilerine, önce kendilerini ve girişimlerini, daha sonra Kadınlar Günü ile ilgili sorularımızı sorduk.
Işıl Büyükkal – MakaSSende.com
Işıl Büyükkal kimdir?
Ben MakaSSende’nin kurucu ortaklarından biri ve genel müdürüyüm. Genç bir girişimciyim. İstanbul Erkek Lisesi’nin ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde eğitimimi tamamladım. Üniversite sırasında da hep aktif çalışma hayatındaydım. Sanırım iş hayatına erken adım atmak da, girişimcilik konusunda beni en çok cesaretlendiren faktör oldu. Üniversite biter bitmez MakaSSende projesi için çalışmaya başladım. Şu anda da şirketimizin yöneticilerinden biriyim.
Bize biraz MakaSSende projenizden bahsedebilir misiniz?
MakaSSende, Türkiye’de ilk kez hayata geçen farklı bir proje. Aslına bakarsanız hayata geçirmiş olduğumuz modelin dünyada da MakaSSende kadar kapsamlı bir örneği yok. Projemiz e-ticaret ve moda sektörüne farklı bir soluk getirmek üzere tasarlandı. Kitlelerden ayrılmak isteyen bireyler için “kişiye özel üretim”i teknolojiyle buluşturduk. Klasik kişiye özel üretim genç kuşakların çok da aşina oldukları bir yöntem değil. Ancak giyim konusunda kişiye özel üretim kadar da mutlu edebilecek bir yöntem yok. Dolayısıyla biz kişiye özel üretimi çok daha pratik, çok daha ulaşılabilir bir hale getirdik. MakaSSende’de kullanıcılarımız elbiselerini, eteklerini, bluzlarını ve gömleklerini kendileri tasarlayabiliyor. Kumaştan yakaya, kollardan etek boyuna, iPhone cebinden saate göre özel boyutlandırılmış manşete kadar her şeye kullanıcılarımız kendileri karar verebiliyorlar. Sonrasında da bizim videolarla ve fotoğraflarla desteklediğimiz ölçü alma bölümü ile ölçülerini bizimle paylaşıyorlar. Bizimki özellikle kadınlar için hayata geçirilen bir proje. Ancak erkeklerin de sitemizde en temel ihtiyaçlarından biri olan gömleklerini tasarlamaları mümkün.
Gizem Oral – GastroClub.com
Gizem Oral kimdir?
2007 Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ilişkiler bölümü mezunuyum.
Üniversite eğitimim boyunca çok sayıda uluslararası şirkette pazarlama – ürün yönetimi departmanında çalıştım, staj yaptım. Bunların sonunda pazarlamacı olmak istediğime, marka yönetmek istediğime karar verdim. Mezun olduktan sonra Pepsico’da Doritos markasının asistan marka müdürü olarak çalışmaya başladım. 3,5 sene boyunca Pepsico Türkiye’de çalıştıktan sonra, Pepsico Ingiltere’ye transfer oldum. Girişimimin iş fikrini de Londra’da yaşadığım dönemde öğrendim ve sonrasında Türkiye’ye dönerek GastroClub’ı kurdum.
Bize biraz GastroClub’dan bahsedebilir misiniz?
Restoran avantajlarının yanı sıra, kulübümüz çatısı altında, ağzının tadını bilen üyelerimizin konforu için bir kaç yan hizmetimiz daha var. İndirimli özel şoför hizmeti, anlaşmalı yemek okulu ve şarküteriler bunlardan bazıları.
Melodi Türkili – Shopthedesign.com
Melodi Türkili kimdir?
1989’da Ankara’da doğdum. Gazi Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra bir senemi Norveç’te bir değişim programıyla geçirdim. Geçtiğimiz yaz Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliğinden mezun oldum. Üniversite hayatım kulüpler, stajlarla ve kayak kaymaya gittiğimi beklediğim günlerle dolu geçti. Şu anda da hayatımın önemli bir kısmını Shopthedesign, Milliyet Pazar ekinde yazdığım yazılar ve yeni fırsatlar peşinde koşmak alıyor.
Bize biraz Shopthedesign projenizden bahsedebilir misiniz?
Shopthedesign, Türkiye’deki en heyecan verici tasarımları bir araya getiriyor. Bunu yaparken müşteriler için özel ve sınırlı sayıda tasarımları keşfediyor ve müşterilerin onlara ulaşmalarını sağlıyor. Kendime ve Evime Aksesuar olmak üzere iki ana kategoride toplanan ürünler, Nişantaşı’nın en seçkin takı tasarımcılarından Ayvalık’ın keşfedilmemiş ahşap tasarımcılarına, Mardin‘in workshop seçkisi tasarımlarından Beyoğlu‘nun ara sokaklarındaki tasarımlara kadar geniş bir yelpazede sunuluyor.
Girişimci olmanın, sıfırdan bir iş kurmanın zorlukları neler ve sektörde kadın olmak nasıl? Biraz detaylandırabilir misiniz?
Işıl Büyükkal: Ben tekstil ya da moda alanında eğitim almış bir yönetici değilim, dolayısıyla tam da kelime anlamıyla “girişimciyim”. MakaSSende projesi hem tekstil, hem e-ticaret, hem de moda alanında faaliyet gösteriyor. Yola çıktığımda tüm bu konulardaki profesyonel ve doğru isimlere ulaşabilmek hiç kolay olmadı. Projemiz pek çok kişinin hayatlarında ilk kez karşılaştıkları bir sistemdi. Hem yazılım hem de uygulama anlamında benzeri olmadığı için, doğru isimlere ulaşmak bence bu projenin en sancılı bölümüydü. Sanırım girişimciliği değerli kılan da bu sancılara dayanabilmek aslında. Herkesin çok güzel çok değerli fikirleri var. Ama sabır da girişimciliğin olmazsa olmazı. Benim en büyük şansım ortaklarımın da en az benim kadar özverili ve sabırlı olmalarıydı. İyi bir ekip çok kıymetli benim için. Sıfırdan bir iş kurmak günümüzde hiç kolay değil. Maddi manevi pek çok baskı altındasınız. Sektörde kendinize yer edinebilmek eskisinden çok daha zor. Bu yüzden farklılığıyla öne çıkan bir proje yaratmak istedik biz.
Sektörde kadın olmaya gelecek olursak. Zorluklarıyla elbette herkes kadar ben de karşılaştım. Bir de hem kadın hem genç olunca katmerleniyor bu zorluklar. Tabii girdiğiniz ortamdan ortama çok değişen bir algı bu bir yandan da… Ne yazık ki toplumsal olarak halen “yönetici kadın algısı” plazalarda geliştiği kadar gelişmiş değil sokaklarda 🙂
Gizem Oral: Girişimci olmak başlı başına çok zor ama girişim dünyasında kadın olmanın ekstra bir zorluk getirdiğini düşünmüyorum. Girişim dünyasının benim geçmiş tecrübelerime, yani kurumsal hayata kıyasla çok daha erkek egemen bir dünya olduğunu düşünüyorum ve gözlemliyorum. Ama bu durum şu ana kadar benim için herhangi bir engel yaratmadı. Kadın hedef kitleye seslenen çok sayıda girişim, erkekler tarafından kurulup yönetiliyor. Birçok yeniliği deneyimlemek konusunda öncü olan bizler, bunları kurmak ve geliştirmek için de öncü olabiliriz. Bu vesileyle tüm cesaretli hemcinslerimi bu alanda da dengeyi kurmaya davet diyorum 🙂
Melodi Türkili: Bana sorarsanız girişimci olmanın en zorlayıcı yan;ı en basit işten en zor işe kadar her şeyi baştan ve tek başınıza öğrenmeniz gerekmesi. Bu yüzden gün içerisinde onlarca farklı kimliğe bürünebiliyorsunuz. Yeri geldiğinde bir davette şirket sahibi olarak bulunmanız gerekiyor, yeri geldiğinde ise kurumsal hayatta dair yapmayacağınız basit işleri yapmanız gerekiyor. Ama belki de işin en keyifli yanı bu.
Sektörde kadın olmak oldukça heyecanlı. Çünkü genç, kadın ve girişimciyseniz önemli bir azınlık içindesiniz ve size yardımcı olmaya çalışan, yeni fırsatlar yaratan bir çok insan oluyor.
Bu işe başlamadan önce, çevrenizdekilerden “sektörde kadın olmak”la ilgili ne gibi uyarı ve öneriler aldınız?
Işıl Büyükkal: Sanırım etrafımdakiler bana biraz fazla güveniyordu, ben pek fazla uyarılmadım. Zaten bu girişimden önce de genç yaşıma rağmen aktif çalışma hayatında olduğum için ben biraz çevreme kendimi kanıtlamıştım. İş hayatı yabancı olduğum bir alan değildi. Üniversitedeyken okuldan çok işte zaman geçiren bir gençtim çünkü. Çalıştığım insanlar da her zaman kişisel gelişimime çok büyük katkılar sağlayan kişiler oldular. Yanlarında çok şey öğrendim. Dolayısıyla kadın olmanın handikabıyla baş edebilecek kadar uzun süredir iş hayatındaydım ben.
Gizem Oral: Aslında pek uyarı aldığımı söyleyemem, zaten bu işe başlamadan önce çevremde girişimci sayısı oldukça azdı ve bunların arasında hiç kadın yoktu. Dolayısıyla bu konuda beni uyarıp, deneyimlerini paylaşacak birisi de olmadı ne yazık ki.
Melodi Türkili: Tek başına zor olduğunu söyleyenler oldu ama açıkçası özel olarak kadın olmak ve yaşanabilecek zorluklarla ile ilgili bir uyarı almadım 🙂
Kadınların iş hayatında daha çok öne çıkabilmesi için değişmesi gereken şeyler sizce neler? Bu konuyla ilgili neler yapılabilir?
Işıl Büyükkal: Türkiye ne yazık ki bugün hala çok erkek egemen bir toplum. Her gün televizyonlar gazeteler kadına uygulanan şiddet haberleriyle dolu. Bu kadar karamsar bir tabloya bakarken, yani kadının hayatta dahi öne çıkamadığını izlerken iş hayatında öne çıkabilmesi için nelerin değişebileceğini sorgulamakta biraz zorlanıyorum. Klişe bir söylem belki ama eğitimle başlıyor değişim. Özellikle de kadınların eğitimi tabii ki. Toplumsal boyuttan çıkıp iş dünyasına odaklanmaya çalışırsak, pozitif ayrımcılığın devlet tarafından desteklenmesi, en büyük etken kadının iş hayatında öne çıkması konusunda. Son zamanlarda bu konuda atılan adımlara tanık oluyoruz. Ancak yetiyor mu? Soru işareti. Eşit işin eşit ücretlendirilmediğine dahi tanık oluyoruz biz hala ne yazık ki.
Gizem Oral: Bence değişmesi gereken temel konu “değerler”. Birçok şirketin değerleri “performans” veya “tüketici odağı” gibi esaslara dayanıyor. Oysa “çeşitlilik” bence her şirket için bu temel değerlerin yanında yerini almalı. Sadece kadın olmanın değil, her türlü farklılığın işimize farklı bakış açıları kazandıracağı ve ancak çeşitliliğin olduğu ortamda yeni fikirlerin ve uygulamaların çıkacağını değer olarak kabul etmeli ve profesyonel hayatımıza da bu bakış açısını içselleştiriyor olmalıyız.
Melodi Türkili: Yaratılan fırsatlar eşit olduğu sürece kadınların ve erkeklerin iş hayatında aynı ölçüde öne çıkabildiğine inanıyorum. Bu noktada odaklanılması gereken, yeterli fırsatlara sahip olmayan kadınlara fırsat yaratabilmek. Bu noktada Türkiye’den en başarılı bulduğun projelerden bir tanesi ARGANDE. Ünlü Türk tasarımcılarının GAP bölgesindeki kadınlara workshoplar vererek beraber yarattıkları bir moda markası. Shopthedesign da bu projenin yakında gönüllü satış kanalı olacak. Bu tarz projelere verdiğimiz destekleri arttırmalıyız.
İş hayatı bir yana, kadın olmanın zorlukları sizce neler?
Işıl Büyükkal: Kadın olmak hem fizyolojik hem de toplumsal olarak çok kolay değil. Sarai Sierra’nın üzücü ölümü bence sosyolojik olarak pek çok şey anlattı Türkiye’deki kadın algısıyla ilgili. Hikâyesinin ne olduğunu dahi bilmediğimiz bir kadını “Çocuklarından uzakta ne işi varmış”, “Tek başına oradan buralara neden gelmiş” gibi cümlelerle yargıladılar. Nüfusu arttırma politikalarının sonucu olarak kız çocuklarına biçilen rol, evlerinde çocuklarının annesi olmalarıydı cumhuriyetin kuruluşunun ardından. Böyle de devam ediyor. Ediyor etmesine ama her türlü fedakârlığı yaparak evlerinde çocuklarının annesi rolünü üstlenmiş kadınların ne kadar büyük bir oranının fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kaldığını da unutmamak lazım. Biçilen rolü de oynasanız kadın olmak zor yani.
Melodi Türkili: Bir gerçek ki kadınlar erkeklere göre daha kompleks. Çoğu zaman onlar kadar basit düşünemiyoruz. Bu da hayattaki karar alma süreçlerini zorlaştırabiliyor.
Güçlü kadın tanımına sizin için neler giriyor?
Işıl Büyükkal: Konuştuklarımızın da etkisiyle tabiî ki ilk önce kadının ekonomik olarak güçlü olması bu tanımın olmazsa olmazı. Ekonomik olarak güçlü olduğunuzda daha özgürsünüz, hayallerinize daha yakınsınız. Toplumun neresinde, nasıl bir eğitim aldığına dahi bakmadan bunu söyleyebilirim. Tabii ki ekonomik güç bireyden bireye çok farklı. Ben biraz daha toplumsal olarak düşünüp bir erkeğe bağımlı kalmadan hayatını sürdürebilecek ekonomik koşullara sahip kadını güçlü buluyorum. Bu bir şirkette üst düzey yönetici de olabilir temizlik işçisi de. Önemli olan kendini bağımsız kılacak ekonomik güce sahip olması.
Elbette aslında farklı bir portre çizmek isterdim; iyi eğitim almış, özgüveni tam, hayalindeki işi yapan, hem işinde hem evinde çok mutlu… Ama bazen kendi ayaklarının üzerinde durabilmek bile kocaman bir gücü temsil ediyor bence.
Gizem Oral: Benim için kendi ayakları üzerinde duran her kadın güçlü kadın. Bir de gurur duyduğum kadınlar var: eğitimi, aile desteği veya maddi kaynağı olmayan bu kadınlar, kendi ayakları üzerinde duruyor, hatta bununla da yetinmeyerek kendisi gibi başka kadınlara da iş imkanı sağlıyorlar. İşte bu kadınların azmi ve aklıyla gerçekten gurur duyuyorum.
Melodi Türkili: Kendine güvenen ve çevresindekileri besleyebilen kadın.
Size ilham veren kadınlar kimler?
Işıl Büyükkal: Ben çok idolleri olan biri değilim. Ama bu soruyu görünce aklıma gelen ilk isim Şafak Pavey oldu… Erkek egemen meclisimizdeki güçlü kadın duruşuyla değil tabii ki sadece… Engeline rağmen verdiği güçlü mücadelesi de değil tek başına… Kendisi için verdiği mücadeleyi diğerleri için de sürdürdüğü için en çok. Şiddet gören kadınlar, engelliler, azınlıklar ve hakları çiğnenen mağdurların yanındaki güçlü duruşu benim için hayranlık uyandırıcı.
Ben her türlü zorluğa rağmen mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmeyen savaşçı kadınlara çok büyük saygı duyuyorum… Hayattaki rolleri de ne olursa olsun…
Gizem Oral: Yukarıda bahsettiğim isimsiz kahramanlar benim için gerçek ilham.
Melodi Türkili: Coco Chanel şimdiye kadar karşılaştığım en etkileyici kadın. Sımsıkı daracık elbiselerden sonra kadınlara pantolon giydirebilmek ciddi bir güvenin, zekanın ve inancın göstergesi. Bunun dışında yaşadığı hayat ve kendi ayaklarının üzerinde durma isteği inanılmaz. Leyla Alaton da benim için önemli bir enerji kaynağı. TurkishWIN’den tanıyorum kendisini. Enerjisi, zekası ve detaylara hakimiyeti her an gözlerinden okunuyor. Anneannemi ve babaannemi de atlamamak gerek.
8 Mart sizin için ne ifade ediyor?
Işıl Büyükkal: Kadınlar Günü’nün tarihsel olarak ortaya çıkışı bence çok anlamlı. Daha insanca, daha eşitlikçi, barışçıl ve huzurlu bir dünyaya davet ediyor insanları. Sembolik bir anlam taşıyor. Ama günümüzdeki kutlanış şekli ne kadar bu amaca hizmet ediyor? Kadınlara birer çiçeğin verildiği bir gün olmamalı Kadınlar Günü. Anlamı daha iyi anlatılmalı. Ben fikirsel boyutunun ortaya çıkarılmasını dilerdim daha çok.
Gizem Oral: 8 Mart benim için kadın dayanışmasını, birliğini ve nispeten şanslı kadınların kendileri kadar eşit olmayan hemcinslerine desteğini ifade ediyor.
Melodi Türkili: Hatırlanması gereken onlarca kadını.
8 Mart mesajınız nedir?
Işıl Büyükkal: Her şeyden önce kadınların insanca yaşama haklarının sağlandığı, sokaklarında huzur içinde dolaşabildiğimiz bir toplum dilerim… Ancak bunlardan sonra kadının toplumda güçlendiği, hayallerinin peşinden koşabildiği günler gelecektir…
Gizem Oral: Birbirimizi düşünelim, destek olalım.
Melodi Türkili: Kadın erkek eşitsizliğini kimsenin aklına getirmeyecek bir dünya.