X

700 yılı aşan bilgelik: Yunus Emre’den zamansız öğütler

Gönül dili Türkçenin ölümsüz ismi Yunus Emre asırlar öncesinden yansıttığı bilgeliğiyle bizlere ışık tutmaya devam ediyor. Arı, duru diliyle gönüller yapmaya gelmiş, gerçeğe aşık Anadolu erenlerinden, evrensel bir değerimiz bizim Yunus. Şiirleri dönem dönem yasaklanmış, dönem dönem de reform hareketlerine ilham olmuş bir ulu çınarımız. 2021 yılının UNESCO tarafından Yunus Emre’nin 700. anma yıldönümü olarak ilan edilmesiyle uluslararası etkinliklerle de anılıyor Yunus.

Risâletü’n-Nushiyye, yani Nasihatler Kitabı adlı eserindenRisâletü’ öğütler paylaşacağız bu yazımızda. Eserin günümüz Türkçesine uyarlanmış haline bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Yunus öğütlerine insanın yaradılışını ve doğasından gelen özelliklerini betimleyerek başlar. Onun deyimiyle Padişah’ın, yani başlangıçsız, sonsuz, sınırsız, bir ve tek olanın bilgeliği ve yaratım gücüyle insanın ateş, su, toprak ve rüzgardan nasıl oluştuğunu açıklar. Padişah önce toprakla sudan adem isimli bir cisim yaratır. Rüzgar kurutur, ateş ısıtır onu ve ısınınca:

Can girdi bedeni aydınlattı,
Ten de canın canına neşe kattı.

Yunus devamında insanı oluşturan dört ana unsur ve canla gelen özellikleri sıralar:

Toprakla gelen nitelikler sabır, hoş huy, güven (tevekkül) ve yüceliktir.
Suyla gelen haller temizlik, cömertlik, incelik (lütuf) ve kavuşmadır (visal).
Rüzgarla gelen hevesler yalan, ikiyüzlülük (riya), sabırsızlık ve nefestir.
Ateşle gelen felaketler şehvet, büyüklenme (kibir), açgözlülük ve kıskançlıktır (haset).
Canla gelen özellikler ise utanma, ahlak, üstünlük ve birliktir.

Aklın ve imanın türlerine değinerek devam eder öğütlerine. Aklın somut, soyut ve kolektif türleri olduğu gibi imanın da bilme, görme ve olma düzeylerinde türleri vardır. Ona göre cennet Padişah’ın yücelik (kerem) ışığından, cehennem ise adalet ışığındandır. Toprak, padişahın nurunun; su, hayatının; rüzgâr, heybetinin; ateş de öfkesinin ışığındandır. Toprakla suyun yeri cennet, ateşle rüzgârın yeri cehennemdir.

Kitabında soyut kavramları eşsiz benzetmelerle anlatmıştır Yunus. Ateş ve rüzgarla gelen 9 binbaşı ve 9.000 erden oluşan Sultan Nefs’in ordusunun amacı beden ülkesini ele geçirerek esir ettikleri kişileri geldikleri yer olan cehenneme götürmektir. Su ve toprakla gelen 13 binbaşı ve 13.000 erlik Sultan Ruh’un ordusu ise kurtardıkları kişileri cennete götürmektedir. Akıl adaletli ve başı belada olanlara yol gösteren ulu bir sultandır.

Can’la gelen 4 kişi ve 4.000 erin amacı ise “cennet cennet dedikleri / birkaç köşkle birkaç huri / isteyene ver onları / bana seni gerek seni” diyenleri Hakk’ın cemaline gark olmaya (yüz güzelliğine dalmaya) götürmektir. Ve Yunus bizi kendimizi sorgulamaya iten sorusuyla bitirir bu bölümünü öğütler kitabının:

Bil bakalım hangi bölüktensin?
Hangisinin sözünü tutarsan o bölüktensin.

Kitaba sözlerini daha da açarak öğütlerinin özünü aktardığı destanlarla devam eder bizim Yunus.
Akıl ve ruh destanında 13 bin kişilik Hakk’ın askerleriyle, 9 bin kişilik Nefs (ego, sahte benlik) askerlerinin savaşından bahseder. Amaçları beden ülkesini ele geçirmektir. Nefsin 9 çocuğundan en büyüğünün adının hırs olduğunu belirtir. Doyumsuzluk ve hırs yüzünden yoldan sapanlardan, hırs askerleri tarafından zindana atılanlardan bahseder ve der ki:

Sual ettim bunlara: “Kimsiniz siz,
Büyüğünüz kim, kimin nesisiniz?”

Dediler: “Hepimiz nefs kullarıyız
Pek çoğumuz da hırs ulularıyız.”

Açgözlünün yeri Cehennem olur,
Orada olan nasıl huzur bulur?

Ve zindandakiler aklın öğütlerini dinleyerek kendilerine gelmeye başlarlar. Nefsin “bugün, yarın” diye aldatışlarını fark ederler. Ve binbaşı hırsın karşısına zafere susamış askerleriyle komutan kanaatin (yetinme) çıkmasıyla kaçışmaya başlar nefs ordusunun askerleri. Şehir kanaat ordusunun kesintisiz hücumlarıyla hırsın istilasından kurtulur böylelikle, huzura ve bolluğa erişir halk. Kim midir erişenler?

Erenlerdir bu dirliğe erenler,
O yârin yüzünü mutlak görenler.

Gerçekte bunlar ölmeyip kalırlar,
Zira her dem yeni kısmet alırlar.

Kibir destanında devam eder Yunus bilgece öğütlerine. Tahta geçen Kanaat’e Akıl, casuslarıyla haber gönderir. Kaçan haramilerin dağdan tekrar inerek şehre saldırabileceklerinden dem vurur. Bir diğer büyük düşman olan kibre (kendini beğenme, başkalarından üstün tutma) karşı uyarır. Der ki:

Kendinden başka kimseyi beğenmez,
Yüksek yerde durur aşağı inmez.

Nice tahta çıkanlar yere düştü,
Nice “ben” diyene sinek üşüştü!

Kendinden uzak tut kibr endişesin,
Kibre uyarsan uzağa düşersin.

Ve ekler:

Büyüklük taslama lanet alırsın,
Kovulmuşlarla bir olur kalırsın

Sakın olmayasın kibirle yoldaş,
Kibri nerde görürsen orda savaş.

Hırsı yenerek tahta geçen kanaatin bu seferki düşmanı tahmin edilebileceği üzere kibirdir. Kibir büyüklenme, kendini beğenme gibi silahlarıyla durmadan saldırıya geçmiştir. Kibir üstün geldikçe yoldan çıkmaya ve gönüllerden düşmeye başlar kanaat. Artık kibrin esiri olmuştur. Akıldan yardım istemekten başka çaresi kalmamıştır. Akıl da kibrin karşına tevazuyu (alçak gönüllülük) çıkarır. Tevazuyu görmesiyle kaçması bir olur kibrin. Tevazunun faydalarını ve erdemlerini sayar Yunus:

Tevazu edeni define bekler,
Yüce yer gözeten derde dert ekler.

Kanaat ve tevazunun çok iyi bir ikili olduklarından bahsettikten sonra, kibir destanını sözü kendine döndürerek şöyle bitirir:

Yunus tevazuyu çok beğendin sen,
Bu yüzdendir aşk makamına geçmen.

Farizadır sana, sen seni sakın,
Kim ola sencileyin sana yakın?

Halk içinde yüzünü yere bırak,
Bu durum kibir ehline çok uzak.

Hatadır, her işini uygun sanma,
Sebil ol herkese, bir dem usanma.

Öfke ve gazap destanında öfkenin yıkıcılığı, dirlik ve düzeni bozuşu, doğru yoldan ayırışı gibi zararlarını betimler.

Arı tut evini, çıkagelir yâr,
Yârin gelmediği ev neye yarar?

Arı dirlik gerekir dost elinde,
Öfke ve kin engeldir, yâr yolunda.

Casuslar bu kez de öfkenin şehre verdiği zararları akla aktarırlar. Akıl düşünür taşınır ve sabrı çağırır öfkeye karşı. Ve öfke bir anda ortadan kaybolur, izi bile bulunmaz olur. Sabır destanında anlatır sabrın hünerlerini Yunus:

Dinle, söyleyeyim sabır hâlini,
Cümle âlem sabra verdi malını.

Tüm bozguncuları mat eder sabır,
O sebepten mutluluk ihsanıdır.

Sabrın her yerde iyiliktir işi,
Daim azad eder yâd ve bilişi.

Haset ve cimrilik destanındaysa kıskançlık ve cimriliğin kişiye zararlarından, mutlu ve huzurlu olmayı, hayattan tat almayı nasıl engellediğinden bahseder. Hasetçiler için der ki:

Yaptığı her iş kendisine ziyan,
Var mıdır kendisine böyle kıyan?

Hep şeker yese bile tadı yoktur,
Tatlı dirlik içinde adı yoktur.

Cimriler içinse der ki:

Zenginlikten cimriye ne fayda var
Yüz bin mal ile yoksul gibi yaşar.

Kim ki Hak yolundan dışarı çıkar,
Tutup kendi boynuna zincir takar.

Cümle cimrilerin işi bu olur,
O azap ile cehennemde kalır.

Kimin cimrilikle biline hâli,
Yok, ateşten kurtulmaya mecali.

Çektiği azaptan kurtulmaya çalışan cimri, akıldan yardım istemeye gider ve derdini anlatır:

Ömür geçti, yazık ki geç uyandım,
Bu dünya bana baki kalır sandım.

Gamım çoktur kaygı çekerim dâyim,
İsterim cimrilikten kurtulayım.

Cimriliğin panzehirini tarif eder akıl cimriye,

Akıl der; “Beri gel, gözlerini aç,
Cömertlik nerde ise o yana kaç.”

Cömertlik edersen aşkı alırsın,
Terkin tam olunca aşkta kalırsın.

Kitabın son bölümü gıybet (başkaları hakkında konuşma) destanıdır. Başkaları hakkında konuşmanın zararları anlatıldıktan sonra yine akla danışılır ve gıybetin çaresi olarak da doğruluk çıkar sahneye bu sefer. Yunus eşsiz öğütleriyle doğruluğa işaret eder:

Şıktır doğruluğa doğru canlar,
Doğruluğu bulur dostu sevenler

Cümleler doğrudur sen doğruysan,
Bulunmaz doğruluk sen eğriysen.

Herkes ayna gibidir bakan da sen,
Senin gözündür seni ihbar eden.

Her neye bakarsan kendi yüzündür,
Kimde ne görürsen kendi özündür.

Kanaat, tevazu, sabır, cömertlik ve doğruluğun her zaman yoldaşımız olması dileği ve Bizim Yunus’a sevgilerimizle…

İlginizi çekebilir: “Ben”den “biz”e: Esenlik ve wellbeing yolculuğu

Özgür Çağlar Çelik: 1982 doğumlu Özgür Çağlar Çelik, ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği mezunudur. Uluslararası şirketlerde satış ve proje yöneticiliği görevlerinde bulunmuştur, bir detoks ve bütünsel sağlık merkezinde genel koordinatörlük yapmıştır. 2000 yılından beri ilgilendiği kişisel gelişim çalışmalarını, 2014 yılından beri eğitmen olarak sürdürmektedir. Çin, Türkiye ve Avrupa’da çigong ve savunma sanatları eğitimleri almıştır. Tanrılar Okulu kitabının yazarının kurduğu, European School of Economics Üniversitesi'nin, Master in Leadership programını 2017 yılında, TPC Leadership Koçluk ve Mentorluk Sertifikasyon Programıyla Kahkaha Yogası Liderliği Eğitimini 2018 yılında tamamlamıştır. Çigong ve kahkaha yogası eğitimlerinin yanı sıra, bireylere bütünsel sağlık ve performans koçluğu yapmakta, kurumlara wellbeing, liderlik ve motivasyon eğitimleri vermektedir. Doğa, Esenlik ve Farkındalık odaklı etkinlikler ve kamplar düzenlemektedir. BARIŞ SANATI adlı bir kitabı bulunmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale