Bir durup düşünsene!
Kaç kere yaz yaklaşırken diyete başladın, bıraktın, kendine en güzel tatilleri zehir ettin? Kaç kere “acilen zayıflamam lazım, yok, ben hiçbir şey yemiyorum bugün; şu göbeğimi, bacaklarımı hiç beğenmiyorum” dedin? Ben arkadaşlarımdan hepsini duydum, kendim de yıllarca böyle düşündüm. Fakat sağlıklı ve iyi yaşam hakkında artık çok daha bilinçli ve olgun olduğumu düşünüyorum. Düşünüyordum, ta ki düne kadar…
Dün (sağlıklı yaşamla ilgili bir sosyal sorumluluk projesinin kurucusu olan) Amerikalı bir arkadaşımla yemekteyken tam da bu konulardan bahsediyorduk. Çocukluğunun diyet yaparak geçtiğinden, hala çoğu zaman vücudunu beğenmediğinden şikayet etti. Bir gün spordayken bayılacak derecede terlemesine rağmen insanlar göbeğini görmesin diye üstündeki ceketini çıkartmadığını anlattı.
Onu şaşkınlık içinde dinlerken bir anlığına ben de paniğe kapıldım: “Ya asıl benim karnım? 2 ay sonra evleniyorum, ya gelinliğime sığamazsam, ya kalın gözükürsem millet ne düşünür” gibi bin tane düşünce geçti aklımdan. Beynimiz o kadar şartlanmış ki bu düşüncelere, farkında olmazsak hemen negatif duygulara teslim oluyoruz. Başkalarına asla etmeyeceğimiz hakaretleri kafamızın içinde kendi kendimize ediyoruz.
Medya, reklamlar ve dergiler sürekli dış görünüşümüzü düzeltmemiz, kilo vermemiz ve gerçek olamayacak kadar ince gözükmemiz gerektiği algısını dayatmaya bu sezon da devam ediyor. Özellikle baharın gelmesi ve tatil sezonun yaklaşmasıyla, “sen yeteri kadar güzel değilsin, güzel olabilmek için zayıflamalısın” mesajları yine her yerde. Tek sorumlu medya değil tabii ki.
Biz toplum olarak da kendi kendimizi aşağılayıp yanlış düşünceleri yayıyoruz birbirimize. Tehlikenin ne boyutlara gelebileceğini düşünmeden, masumca ya da cahilce. Sonuçların vücut algı bozukluğundan yeme alışkanlığı bozukluklarına kadar birçok psikolojik travmaya yol açabileceğini bilmeden.
Farkında mısınız giderek aynanın önünden ayrılmayan, tartının üstünden inmeyen delilere dönüşüyoruz? Açtığımız her dergide ünlülerin süper diyetini okuyoruz. 8 yaşındaki küçücük kız çocukları bile diyet yapıyor, kalori hesaplıyor. Üniversite öğrencileri sırf kilo vermek için sigaraya başlıyor! Yeter ki zayıf gözükelim, değil mi!
Şu anda bu yazıyı okuyan herkese çağrıda bulunuyorum! Çözümün bir parçası olmaya var mısınız?
- En yakın arkadaşına söylemeyeceğin hiçbir kelimeyi kendin için de söyleme. Hiç en yakın arkadaşına “bacakların çok kalın, iğrenç!” diyor musun? Kendine de deme.
- Mutluluğun, sağlığın, insanlığın tartıyla ölçülemeyeceğini unutma.
- XS, M, XL. Ne olursan ol, giy o bikiniyi. Giy, çünkü sen her halinle harikasın! Kimseden bunu duymaya ihtiyacın yok, sen bil kendi değerini.
- İltifat et ve sana edilen iltifatı kabul et. Biri sana güzel olduğunu söylediğinde sempatik bir şekilde kendini küçümsemek yerine teşekkür et. Böylece kendinize olan güveninizin ne kadar arttığına inanamayacaksınız.
- Belirli bir ölçüde olmak için değil, kendini sevdiğin için güzel beslen.
- Yaz için değil, tüm hayatın için hareket et, spor yap.
- Kendininki de dahil kimsenin vücuduyla ilgili kötü yorumda bulunma. Farkında olmadan ağzından çıkan negatif kelimelere dikkat et.
- Kalorisi düşük sağlıksız diyet listeleri yerine, kaliteli, aktif ve sağlıklı yaşamın sırlarını uygulamaya çalış.
Benim Uplifers yazılarım ve Instagram hesabımda yapmaya çalıştığım tamamen bundan ibaret. Daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam için farkındalık yaratmak.
Not: Fotoğraftaki benim. Yaz vücuduna değil sağlıklı bir vücuda sahip olduğu için her gün, her mevsim şükreden sıradan bir kız.
Sevgiler…
İlginizi çekebilir: Fit olma yolunda yapılan 3 büyük hata! Bu hataları yapıyor musun?