Romantik bir gece geçirebilmek için her türlü numarayı denediğiniz halde her gece ‘yorgunum, başım ağrıyor, modumda değilim’ diyerek sırtını dönerek uyuyan bir partneriniz varsa, artık bu yazıyı onunla paylaşma zamanınız geldi demektir.
Bugünkü makalemizin konusu, yaklaşık 10 yıl gibi uzun bir sürede yapılan ve düzenli cinsel hayatı olan kişilerin biyolojik yaşlarından çok daha genç gösterdikleri bulgusuna ulaşan bir araştırma.
Dr. David Week’in oldukça uzun süren araştırmasının sonuçları, aktif bir cinsel hayatı olan yaşlı bireylerin diğer yaşıtlarından fiziksel olarak 5 – 7 yıl kadar daha genç bir görünüme sahip olduklarını gösteriyor.
Buna benzer şekilde İngiltere’de yapılan bir araştırma da, düzenli olarak cinsel ilişkiye girmenin erken ölüme sebep olan kalp hastalıkları, diyabet, dolaşım sistemi rahatsızlıkları gibi hayati riskleri azalttığını gösteriyor.
Royal Edinburgh Hastanesi’nde psikoloji servisinin başında görev yapan Dr. Weeks, sağlıklı, mutlu ve uzun bir yaşama sahip olmak isteyenlerin bu bulguları önemsemelerini ve yaşantılarını bu doğrultuda düzene sokmaları gerektiğini düşünüyor.
Dr. Weeks’in 10 yıla yakın bir sürede tamamlamış olduğu çalışmanın verileri, genel olarak çalışmış olduğu hastaneye gelen farklı yaşlardaki kadın ve erkek katılımcılardan toplanmış.
Yaşından çok daha genç gösteren kişilerin diğerlerinden ortalama %50 daha fazla seks yaptıkları, genç gösteren katılımcıların 40-50 yaş aralığında kalanlarınınsa haftada ortalama 3 kez cinsel ilişki yaşadıkları araştırmanın sonuçları arasında.
Dr. Week, araştırma sonucunda cinsel birlikteliğin insan ömrünü uzatmasının en büyük ve önemli sebebinin ilişkiden alınan zevk ve mutluluk duygusuyla ilgili olduğunu söylüyor.
Biyolojik açıdan da, cinsel ilişki sırasında salgılanan endorfinler (mutluluk hormonları) fiziksel olarak çok daha dinç ve zinde hissetmemize yardımcı oluyor.
Cinsel birliktelik sırasında vücutta salgılanan hormonlar vücuttaki acı, ağrı ve gerginlik hislerinin azalmasına, ve uykuya geçişin daha rahat olmasına olanak sağlıyor. Kaliteli ve düzenli bir uyku düzeni de daha kaliteli ve uzun bir yaşama sahip olmamıza yardımcı oluyor.
Aynı şekilde, cinsel ilişki sırasında harcanan efor ve enerji sayesinde dolaşım sistemi aktif olarak çalışıyor ve kalp – damar hastalıklarının oluşma riski azalmış oluyor. Kan dolaşımının aktif olması, hücrelere yeterli miktarda oksijen ve besin iletilmesini sağlayarak daha sağlıklı, gergin ve genç görünen bir cilde sahip olmamıza olanak veriyor.
Cinsel ilişki sırasında salgılanan bir başka hormon olan büyüme hormonu da, cildin elastikiyetini artırarak ciltteki kırışıklıkların azalmasına yardımcı oluyor.
Tüm bu verileri göz önünde bulundurarak cinsel ve fiziksel olarak aktif olmanın yalnızca gençlikte değil, yaşamın ileriki dönemlerinde de hayati bir önem taşıdığını söyleyebiliriz. Ülkemizde ve dünya genelinde yaşı ilerlemiş olan bireyler özellikle cinsellik konusunda ‘ununu elemiş eleğini asmış’ olarak nitelense de, her yaşta cinsel olarak aktif olabilmek hem biyolojik, hem de fiziksel olarak mümkün ve gerekli.