X

7 iç otorite türünden hangisine sahipsiniz: İç referanslarınızı keşfedin

Bizim için muazzam bir şekilde sorunları çözecek, yapabileceğimiz tek bir enerjik hareket var. Bu tek hamle, karşılaştığımız hemen hemen her kişisel, ilişkisel veya iş durumunu iyileştirme potansiyeline sahiptir ve bizi başarı, kolaylık ve memnuniyet yoluna itebilir… Bu mucizevi hamleye KARAR denir.

Yaşamlarının bu yönüne hâkim olan kişiler, başkalarının görüşlerinin, kendilerine olan içsel güvenlerinin ve TANRI/kaynak enerji/evrenin bol/sınırsız bir tedarik mekanizması olduğuna dair sarsılmaz inançlarının çarpıtılmasına izin VERMEZ.

Karar verme gücünden etkilenen sadece kazanç potansiyelimiz değil. Sağlığımız, ruh halimiz, ailemizin refahı, sosyal hayatımız ve geliştirdiğimiz ilişkiler… Hepsi doğru kararlar verebilme yeteneğimize bağlıdır.

Human Design’da temel araç karar vermektir. Koşullu/zorba/ikna edici, kontrolsüz zihni karar verme sürecinden çıkarmak ve farkındalığı bedene/iç otoriteye taşımak Human Design topluluğunda öz benlik (kontrollü zihin), içsel gerçeklik olarak adlandırılan şeydir.

Yeni bir deneyime doğru başlarken koşullanmayı bırakmak çok önemlidir. Bu yeni benlik tanımı Human Design tasarım haritasında tespit edilir ve bizim Kaynak/Tanrı/Evrensel Enerji temsilcimiz olarak anlam kazanır. Koşullanmanın, şartlanmanın, kalıpların ötesindeki içsel gerçekliğimize uyumlanır.

Öncelikle şartlandırmanın, koşullanmanın diğer bir adı da alışkanlıklardır. Koşullanmalar, Human Design’da öğretilen karar verme sürecinin tam olarak benimsenebilmesi için incelenmesi gereken önemli bir alandır.

Hayatında sana istemediğin bir sonuca neden olduğunu BİLDİĞİN bazı kalıplar/alışkanlıklar nelerdir diye sorsam, ne cevap verirdin?

Belki… Bir işte mutsuzsun çünkü asla fark edilmediğini hissediyorsun, bu yüzden eşyalarını topluyorsun ve başka bir yerde çalışmak için yeni bir teklifi kabul ediyorsun. Ta ki bunun en son çalıştığın yer kadar tatmin edici olmadığını anlayana kadar…

Belki… Enerjini düşük hissediyorsun ve kendine yarın egzersiz yapacağını söylüyorsun. Ama yarın da bugün kadar yoğun ve hiçbir egzersiz olmuyor. Kendinle ilgili hayal kırıklığına uğruyorsun ve gizlice buzdolabına dalıyorsun. 

Belki… İşinde saatler boyunca çalışıyorsun ve müşterileri bir türlü memnun edemiyor olduğun için hüsrana uğruyorsun ve denediğin birçok şeyden birinin neden tutmadığını bir türlü anlayamıyorsun.

Belki… Sorununu çözme umuduyla dinleyebileceğin BAŞKA bir çevrimiçi kurs satın alıyorsun.

Bu kalıplardan birinin bir versiyonunun hayatında yer aldığını hissediyor musun?
Öyleyse kararlarına bir göz atmanı öneririm çünkü yaptığımız her eylem bir kararla başlar.
İşimizde ve ilişkilerimizde (evde ve işte) aldığımız sonuçlar, kararların nasıl verildiğinin açık bir göstergesi olabilir.

İç otoriteleriyle kararları veren öğrencilerimin hayatlarını değiştirmelerine ve yeniden şekillendirmelerine yardımcı olurken, yaşamlarının her alanında zenginlikleri kendilerine çekebilir ve deneyimleyebilir olduklarına tanık oluyorum… Önce koşullandırma modelini tanıyarak… Sonra karar verici olarak iç otoriteyi sağlamlaştırarak…

Bunun ilk adımı kontrolsüz zihni kontrollü yapmak, yani önce kalıpları belgelemeye başlamak…

Banka hesabındaki para miktarından memnun değil misin? Her ay paranın nereye harcandığı konusunda verdiğin kararlar konusunda net ol. Yani günlük harcamalar, kahve, takıntılı çevrimiçi alışverişler gibi…

İlişkinin gidişatından memnun değil misin? Bu ilişkinin içindeki şeylere tepki gösterme yollarının hepsinden uzaklaş.

Yani partnerin romantik değil ve sevilmediğinizi hissettiriyor; nasıl hissettiğin hakkında gerçeği söylemekten kaçınmak yerine hissini neden paylaşmıyorsun? Arkasında hangi korkular yer alıyor?

İşinde mutlu değil misin? Bir iş yeri sahibi olmakla veya çalışan olmakla ilgili sevdiğin ve sevmediğin her şeyi netleştir.

Nerede takılıyorsun, neyle meşgulsün? Asla para getirmeyen, üretken olmayan faaliyetlerde mi bulunuyorsun? Fark edilmek mi istiyorsun?

Alışkanlıklarının gerçekte ne olduğu konusunda NET OL, böylece verdiğin her kararın o eski alışılmış alışkanlığın nasıl başka bir versiyonu veya katmanı olduğunu görmeye başlayabilirsin.

Konfor alanın asla büyüyecek alana sahip değil… Konfor alanı, seni oyunda oynamaktan alıkoyan, böylece kenarda güvende kalmanı sağlayan bir koruma mekanizması gibidir… İçsel otoriten ise sizi yalnızca kaynak enerji… Ve içsel otorite, dünyaları yaratan, “her şeyi gören, her şeyi bilen” enerjidir.

Sizi küçük oynamaya iten kalıpları bir kez gördüğünde… Diğer tarafta seni bekleyen yeni hayata eğilme fırsatına sahip olacaksın…

İç otoritenin sırrı, her zaman daha büyük bir bütünün parçası olduğunu bilmek, hissetmek ve yaşamaktır. Senin iç otoriten hangisi?

Solar pleksus otorite

Deneyimin içinde biyokimyasal dalgalar olur, duygu belirmez! Deneyim tamamlanınca duygu netleşir, farkındalıklı karar ortaya çıkar. Kafa karışıklığı, ifade yetersizliği, belirsizlik gibi haller deneyim tamamlanıncaya kadar sürer. Deneyim tamamlanınca duygular netleşir ve ruhsal bir farkındalıkla dengelenir.

Sakral otorite

Sakral ses ile kendini gösterir: “Sürdürülebilir enerjim var” veya “Sürdürülebilir enerjim yok” der, üretimini yaptığı devamlılık enerjisinin yeterliliğiyle “Hı hı» veya “Ih ıh” der. Sakral ses “Hı hı” derken ikinci “H” tınısının, “Ih ıh” derken ilk “I” tınısının kuvveti hissedilir. Bu bir cevaptır ve bu cevap tamamlanana kadar enerji çalışır.

Dalak otorite

Basit ve içgüdüsel ihtiyaç dürtüleriyle şimdide çalışır. “Şimdi ihtiyaç var” veya “İhtiyaç yok” şeklinde bedensel reaksiyonlar ya da fısıltılı bir sestir. Akla ilk ve derinden düşer, zihnin filtresine girmeden duyulur ve sadece bir kez konuşur, tekrarı olmaz. Hayatta kalmanın ve bedensel farkındalıkların temsilcisi olarak sezgisel çalışır.

Ego kalp otorite

Yapabilme gücü (irade) varsa, “Evet, istiyorum”, yapabilme gücü yoksa, “Hayır, istemiyorum” olarak belirir. Bencil değil BEN’ci olmayı gerektirir. Bana ne katıyor veya ne katmıyor diye düşünerek çalışır.

G otorite

Konfor alanını oluşturmayı gerektirir. Konfor alanı oluşmuşsa doğru konumda, doğru insanlarla ve doğru eylemlerdedir. Konfor alanı oluşmamışsa yanlış yerde, yanlış insanlarla ve yanlış eylemlerdedir.

Çevre/dış otorite

Diğerleriyle konuları ele almak, kendisinin ne dediğini duymak ve konfor alanında tamamını değerlendirmeyi gerektirir.

Ay otorite

28-29 gün boyunca diğerleriyle konuları ele almak, kendisinin ne dediğini duymak ve konfor alanında tamamını değerlendirmeyi gerektirir.

Sahip olduğun enerjiler, aura tipin ve var oluş amacın doğrultusunda kaynak bağlantısıyla kararlar veren içsel otoriten senin için en iyi rehberlik hizmetini sunar. İç otoritesini takip edenlerin yaşamlarında gelişen fırsatlar ve mucizevi iyileşmelerden referanslar alabilirsin. Ancak en kıymetli ve geçerli referans kendi iç referansların olmalı. Otoritene bir kez güvenip denemeye başladığınızda iç referanslarının da gelişmeye başladığına tanık olacaksın.

Daha memnun, daha başarılı, daha barışçıl, daha huzurlu ve fırsatlarla dopdolu yaşamını kucaklamaya hazır ol!

27 Temmuz 2021’de, saat 21.00’de @nalankahraman YouTube kanalında yapılacak canlı yayında sorularını sorabilirsin. Şimdiden iç referanslarını toplamaya başlayabilir ve deneyimlerini de canlı yayında paylaşabilirsin.

Daha konforlu ve daha parlak bir yaşamın içinde kal.

İlginizi çekebilir: Human Design’a göre insan tipleri: Enerjinizi yönetmek için tipinizi bulun

Nalan Kahraman: Merhaba, Ben kimim? – Neden varım? – Önemli olan akıllı olmaksa hissettiklerim niye var? türünden bitmek bilmeyen sorularımın cevaplarını 2008 yılında tanıştığım Human Design sisteminde bulmaya başladım. Tam bir adanmışlıkla sistemi öğrenme yolculuğuna adım atarak 2018 yılında Uluslararası Human Design okulundan mezun oldum. 3 yıldır Human Design okulundan aldığım profesyonellik lisansımla online Human Design eğitimleri ile “Zihni Anlamak” üzerine atölyeler düzenliyorum. Yaşam deneyimlerimle edindiğim kazanımları sosyal medya hesaplarımdan paylaşıyorum. Aynı zamanda “EUREKA Yorumunu değiştir hayatın değişsin” kitabının yazarıyım ve yeni kitaplarım yolda. Kendini bilmek üzerine yola çıkanlar için elimden ne geliyorsa…

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale