X

Hayatı çekilir kılabilmek için mutlaka bilmemiz gereken 7 hayat dersi

Hepimizin hayatında bazı “a-ha!”anları vardır. Bu, bir gün batımında bir arabada ilerlerken gördüğünüz bir manzarayla yaşadığınız bir aydınlanma anı olabilir. Bir sanat eserine bakmanızla birlikte sizi kökten değiştiren bir an olabilir. Hayatla ilgili çözemediğiniz bir durumun nedenini fark ettiğinizde ya da bununla ilgili olarak ne yapmanız gerektiğini anladığınız o an da olabilir.

Yaş ilerledikçe tekrar eden olay ve durumları birkaç kez deneyimlediğimizden olsa gerek, bunlarda bir düzen fark ediyoruz. Neye nasıl tepki verirsek sonuçların ne olacağını öngörebilmeye başlıyoruz. Kolay olmasa da, yapmamız gerekenleri kabul ediyoruz.

Hayatı çekilir kılabilmek için bilmemiz gereken 7 hayat dersi var. Önyargısız bir şekilde okursanız, doğru olabileceklerine hak vereceksiniz:

1. Hayatımızdan yüzde 100 biz sorumluyuz.

Evet o kişiler yanlış davrandı, evet sizin başınıza şunlar ve bunlar geldi… Sosyal varlıklarız, başkalarının hayatımızın gidişatı üzerindeki etkisi yadsınamaz. Ancak, geldiğiniz noktanın hep başkalarının yönlendirmesiyle olduğunu iddia etmek, bizin hiçbir şeyde payımız olmadığını iddia etmekle eşdeğer. Oysa hayatımızı yaptığımız seçimler oluşturuyor, buna hayatımızda kimlerin olacağını seçmek de dahil. Neden bulma, suçlu belirleme, yakınma gibi huylar bir yere kadar bizi rahatlatabilir ancak sorunu ortadan kaldırmaz. Yani, oyun değişmez.

Ancak hayatımızın ve gerekirse onu değiştirmenin sorumluluğunu aldığımızda kabulleniş aşamasını atlatıp aksiyona geçebiliyoruz.

2. Başkalarının kusuru aslında bizim kusurumuz olabilir.

“Güzellik bakanın gözündedir” diye, ünlü bir özdeyiş vardır. Hadi bunu biraz genelleyelim: Hatalar da bakanın gözündedir. Başkalarında kusur ya da eksiklik gibi görünen şeyler aslında kendimize bakışımızın yansıması olabilir. Sözünüzü kesen insanlardan nasıl da hazzetmediğinizi düşünün ve dürüst olun: Acaba siz de başkalarına alan ve zaman bırakmadan konuşan ve onları sözünüzü kesmeye zorlayan biri olabilir misiniz?

Elbette bu çok basit bir örnek, ama bir o kadar da somut. Kendinizi karşı tarafın yerine koymaya ve onların gözünden size bakıp değerlendirme yapmaya çalışın. Ancak o zaman kendinizi değiştirmeye ikna olursunuz. Buddha’nın dediği gibi: “Benimle ilgili düşüncelerin, senin zihninin bir parçası.”

Başkalarında kusur ya da eksiklik gibi görünen şeyler aslında kendimize bakışımızın yansıması olabilir.
3. Başkalarında takdir ettiğimiz özellikler, kendi sahip olmak istediklerimizdir.

Bu madde kolay ve çok açıklama istemiyor. Başkalarının sahip olduğu ve takdir ettiğimiz özelliklere imrenerek bakar, “keşke bende de olsa” ya da “keşke ben de böyle olsam” deriz (buraya bir iç çekiş gelecek). Burada ilginç olan, bu takdirin adını her zaman koyamamamızdır. Bizi neyin çektiğini bilmeyiz bazen, kişinin karizmatik olduğunu söyleyip geçeriz.

İmrendiğiniz birinin sizi en çok çeken o özelliğini tam olarak tanımlamaya çalışın. Böylece bu yönünüzü güçlendirecek adımlar atabilirsiniz.

4. Bazen çivi çiviyi, kötülük kötülüğü sökmez.

Dünyanın yüzünü barıştan çok savaşa döndüğü bir dönemde yaşayan insanlar olarak, biraz tepkisel hale geldiğimiz söylenebilir. Bir bombalama ya da saldırı haberi aldığımızda aniden öfke doluyor ve nefret saçmaya başlıyoruz. Sosyal medya da bize gereken alanı yaratıyor sağolsun… Ancak şunu unutmamak gerek: Savaş savaşı, korku korkuyu getirir. Kötülük, kendini besleyerek büyür. Günlük hayat için de bu geçerli.

Olumsuzlukları pembe kalplerle karşılayın demiyoruz elbette ama, en azından trafikte önünüze kıran o terbiyesize on dakika boyunca saydıracağınıza, “belki de acelesi vardı” deyip geçmeye çalışın. Evet zor (özellikle de trafikte), ama öfkelenmek gerçekten ve sadece daha çok öfkelenmeyi beraberinde getiriyor. Dünya barışı için değilse bile, kendi iç huzurunuz için derin bir nefes alıp, boşvermeyi deneyin.

5. Herkes her zaman elinden gelenin en iyisini yapıyor.

Saçmalık gibi görünüyor ama değil: Tüm insanlar eğitimlerinin, inançlarının ve duygu durumlarının elverdiği ölçüde, elinden gelenin en iyisini yapar. Ya da en azından, biz böyle düşünebiliriz. Yani iyi niyetli olabiliriz.

Tıpkı bir üst maddedeki saygısız sürücü örneğindeki gibi, bir davranışın bilmediğimiz bir açıklaması olabileceğini düşünmek bize zaman ve enerji kazandırır. İşin aslı şu ki, birini yargılamak için geçmişini, karakterini ve onu bu duruma iten olayları bilmek gerekir. Dolayısıyla, neredeyse imkansızdır. O yüzden yargılamadan önce merak duymak, bize farklı bir bakış açısı kazandırarak olayları daha sağlıklı değerlendirmemizi sağlar.

6. Duyguları halı altına süpürmek işe yaramaz.

Direkt konuya gireyim: işinizi sevmiyorsanız hafta sonlarını parti yaparak geçirmek ya da işten arta kalan zamanda işi unutmaya çalışmak hayatınızda hiçbir değişiklik yaratmaz. Duygu ve düşüncelerinizi halı altına süpürmek, hiçbir şey için çözüm değil. Yine geldik kabullenme noktasına… Duygularınızı kabullendiğiniz noktada, hayatınızı bir hafta sonu süresince değil de, uzun vadede değiştirmek için ciddi adımlar atmaya başlayabilirsiniz.

7. Değerliyim, değerliyiz.

Dünya üzerinde tam olarak bizim tecrübemize ve bilgi birikimimize, ilgi alanlarımıza sahip ve bizimle aynı tepkileri verecek bir kişi daha bulunmaması oldukça ilginç ama genelde gözden kaçırdığımız bir durum. Belki her an hissetmiyoruz ama bize biz olduğumuz için hala etrafımızda olan insanlar var ve olacak. Bu yüzden kendimizi değersiz, kötü, çirkin hissettiğimiz anlarda iyisiyle kötüsüyle eşsiz olduğumuzu düşünmek işe yarayabilir.

İlginizi çekebilir: Buddha’nın “Affetmek” hakkındaki eşsiz hayat dersi

Kaynaklar:

Tiny Buddha

Huffington Post

Şule Kulein: Lisede “yapabildiği için” sayısal bölümü seçti ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne girdi. Üniversitede katıldığı Mühendislik Kulübü’nün dergisi StepS’e aşık olduğunda, içine sözelci kaçmış bir sayısalcı olduğunu fark etti. Yazım kuralları konusunda etrafındakileri itinayla delirten Şule, 2 yıl boyunca StepS’in editörlüğünü yaptı, üniversitede ve sonrasında okul ve şirket dergileri ile çeşitli bloglara yazılar yazdı. Seyahat etmeyi, okumayı, öğrenmeyi seviyor. Basılı materyalin hastası, fakat çevrimiçi de fena durmuyor. Şule kendini bildi bileli yazıyordu; artık bir de Uplifers’ta yazıyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale