X

7 adımda telefonunuzla profesyonel moda çekimi yapmanın yolları

_cuva

Bir an için kendinizi New York Moda Haftası’nı izlerken, Helsinki ya da Tokyo sokaklarında yürürken, en sevdiğiniz moda dergisinin sayfaları arasında dolaşırken hayal edin: Trendlerin sergilendiği bir sahne, göz alıcı kıyafetler, özgün stilini özgürce yansıtmanın verdiği öz güvenle kameralara gülümseyen renkli karakterler… Ve tabii ki tüm bu anları ölümsüz kılan hayranlık uyandırıcı kareler! Peki o karelerin içinde yer almak, şahane bir deneyim olmaz mıydı? Muhtemelen pek çoğumuz için evet.

Yıllar içerisinde türlü özelliklerle donatılırken küçülüp daha kompakt bir hale gelerek stüdyolara hapsolmaktan kurtulan kameralar; günümüzde akıllı telefonlarımızın en çok kullandığımız özelliklerinden biri. Ve güzel haber; artık yalnızca telefonunuzun kamerasını kullanarak bahsettiğimiz o göz alıcı ve ilham verici fotoğrafları çekmek mümkün. HUAWEI Pura 70 Ultra, tasarımı ve teknolojisiyle size ilham verirken, gelişmiş kamera özellikleriyle profesyonel seviyede moda fotoğrafları çekmenize yardımcı olacak.

Hazırsanız akıllı telefonunuzu kullanarak etkileyici moda fotoğrafları çekmenin sırlarını açıklıyoruz. Yazı boyunca size, kareleri planlarken ‘kamera’ arkasında, model olarak ‘kamera’ önünde yer aldığım ve yalnızca HUAWEI Pura 70 Ultra kullanılarak çekilen fotoğraflar eşlik edecek.

Neden HUWEI Pura 70 Ultra derseniz: Ne fotoğrafı çekiyor olursanız olun; fotoğrafınızda yaratmak istediğiniz kompozisyonu, ortamı, dünyayı ve hatta fotoğrafın arkasındaki fikri doğru şekilde yansıtmak için en önemli araç renkler ve anı yakalamak. DXOMARK tarafından ‘dünyanın en iyi akıllı telefon kamerası’ olarak seçilen HUAWEI Pura 70 Ultra’nın, Ultra Aydınlık Pop-Out Kamerası ile renkli fotoğraflar gerçekten ‘renkli’; Otomatik Odaklanma ve Ultra Hızlı Anlık Çekim Özelliği ile ‘an’ları yakalamak çok kolay, benzersiz kamera modülü sayesinde de görüşünüzden hiçbir şey kaçmıyor.

1. Temanızı belirleyin ve ‘moodboard’unuzu hazırlayın

İlk adım; yaratıcılık ve bolca hayal gücü. Nasıl bir ortam hayal ediyorsunuz, hangi renkler ön planda olmalı, hangi tema daha uygun, kafanızda ne tür bir konsept var, hepsini düşünün. Tema belirlemek yalnızca çekeceğiniz fotoğrafları önceden zihninizde görselleştirmenizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda fikirlerinizi daha kolay aktarmanıza ve gerçekleştirmenize de yardımcı olur. Moodboard ise çekimde kullanılacak renk paletini, stil ve konsepti görselleştirerek çekim sırasında ilham kaynağı ve yönlendirici bir rehber görevi görür; ister zihninizde hazırlayın, isterseniz somut bir şekilde kolaj olarak…  Temanızın öyle çok özel ya da özellikli bir şey olmasına da gerek yok; örneğin bu çekim için ben çalışma masamda duran bu çiçeklerin renklerinden ve enerjisinden ilham aldım. Moodboardumu oluştururken de işe çiçeklerin tüm renklerini görebileceğim, aynı zamanda doğanın “gerçek” çiçeklerinin de yer aldığı bu fotoğrafla başladım.

2. En ideal konumu seçin

Konseptinizi belirledikten sonra, zihninizde canlandırdığınız o ortamı en iyi şekilde aktarabileceğiniz konumu seçin. İster bir dergiye, ister Instagram’a, isterseniz de sadece kendiniz için çekim yapıyor olun, doğru konum, fotoğraflarınızın kalitesini ve etkisini artıracaktır. İdeal yerleri bulmak için, doğanın en büyük ilham kaynağı olduğunu da unutmayın. Parklar, bahçeler, sahiller, doğal ışıktan en verimli şekilde faydalanmanızı sağlayacak, ayrıca bu tür ortamların sunduğu doğallık da çekimlerinize canlılık ve dinamizm katacaktır. Eğer böyle bir ortamınız yoksa da üzülmeyin; biraz yaratıcılık, keskin bir göz ve ışık oyunları her ortamı ideale yaklaştırabilir. Tıpkı sabah saatlerinde bu fotoğrafı çekerken duvara vuran mandalina ağaçlarının gölgesi gibi…

Renklerin bu kadar ön planda olduğu bir kompozisyonun fotoğrafını gölgede çekerken endişelenmiş olsam da; sonuçlar beni oldukça mutlu etti! Eğer fotoğraflar farklı bir kamera ile çekilseydi; muhtemelen bu görüntüleri bu kadar net yakalamak zor olacaktı. Ancak HUAWEI Pura 70 Ultra’nın çekim esnasında otomatik olarak uzayarak dahili kamera yapısı içinde daha fazla alan yaratan Ultra Lighting Pop-Out Kamerası ve Geri Çekilebilir Kamera yapısı;  az ışıkta bile keskin görüntüler yakalamamızı sağladı.

3. ‘Gerekiyorsa’ ekipman desteği alın

Eğer tek başınıza çekim yapıyorsanız ya da uzun pozlamalı fotoğraflar çekecekseniz, telefon tutucu ya da tripod gibi araçlardan yardım alabilirsiniz. Bu tür destek ekipmanları, çekimlerinizi daha stabil, net ve profesyonel hale getirmenize imkan sunabilir. Ancak üstün özelliklerle donatılmış HUAWEI Pura 70 Ultra gibi bir akıllı yardımcınız varsa, bu ekipmanların hiçbirine ihtiyacınız da olmayabilir. Çünkü HUAWEI Pura 70 Ultra’nın son teknolojilerle donatılmış güçlü kamerası, çekimleriniz esnasında her adımınızı kolaylaştıracak gelişmiş özelliklere sahip.

Eğer fotoğraflarda biraz dinamizm görmek istiyorsanız, yeni nesil Ultra Aydınlık Kamera Sistemi ile donatılan HUAWEI Pura 70 Ultra’nızla fotoğraf çekerken Ultra Hızlı Anlık Görüntü özelliğini etkinleştirebilir ve hızlı anları kolayca yakalayabilirsiniz. HUAWEI Pura 70 Serisi kameranın en önemli özelliklerinden biri olan bu yenilikle, geniş f2.1 diyafram açıklığı, daha fazla ışık alımına izin vererek konuları doğru odakla ve yüksek netlikle fotoğraflamanıza yardımcı oluyor. Kamera sensöründe aynı görüntünün uzun ve kısa pozlamada yakalanıp birleştirilmesiyle, görüntü HUAWEI XD Hareket Motoru tarafından akıllıca ince ayarlanarak tam görkemiyle net ve keskin bir görüntü ortaya çıkıyor.

Örneğin aşağıda gördüğünüz ‘havada durdum, şahitlerim var’ anları, HUAWEI Pura 70 Ultra’nın Ultra Hızlı Anlık Görüntü özelliği ile çekildi. Bu özellik sayesinde, zıplıyor olmama ve havada yalnızca 2-3 saniye kadar durabilmeme rağmen farklı anlarda yakalanan fotoğraflarda elbisemin desenlerinden hareketle havalanan kıvrımlarına kadar tüm detayları net, keskin ve kusursuz bir şekilde görmek mümkün! Bu özellik kullanılarak, evcil hayvanların neşeli koşturmalarından hızla giden otomobillerin anlık görüntülerine kadar çekilen etkileyici görüntüler içinse Huawei web sitesi ve Instagram hesabına bakmanız yeterli.

4. Işığı doğru ayarlayın

Profesyonel görünümlü moda fotoğrafları çekmenin en önemli unsurlarından biri de doğru ışığı bulmak. Çünkü gerçekten “moda çekimlerinden fırlamış” gibi kareler elde etmek istiyorsanız, ışık en büyük dostunuz -veya dikkat etmezseniz düşmanınız da olabilir.- Genellikle en iyi fotoğrafları yakalayabileceğiniz zamanlar, sabahın erken saatleri veya akşamüstü saatleridir, yani ‘golden hour’. Doğal ışığın en güzel hallerini bu zaman dilimlerinde yakalayabilirsiniz.

Eğer golden-hour gibi doğal ışığın en keyifli görüntüleri verdiği zamanları yakalayamıyorsanız da üzülmeyin: DXOMARK sıralama tarihinde en yüksek puanı alarak ‘Dünyanın en iyi kameralı akıllı telefonu’ olan HUAWEI Pura 70 Ultra; yeni nesil Ultra Aydınlık Kamera Sistemiyle ve en geniş ışık girişine sahip gelişmiş pop-out kamerasıyla, hem sizin hem de fotoğraflarınızın ışığını en iyi şekilde yansıtıyor.

5. Farklı açılar deneyin ve kompozisyonu doğru ayarlayın

Profesyonel fotoğraflar çekerken perspektif ve kompozisyonu doğru bir şekilde ayarlamak, fotoğrafın etkileyiciliğini belirleyen önemli unsurlar arasında. Hatırlamakta fayda var; yanlış açıdan çekilmiş pek çok fotoğraf, bugün hala magazin dünyasının gündeminde. Bu nedenle, farklı açılar denemekten ve perspektifle oynamaktan çekinmeyin.

Örneğin, 1/3 kuralı olarak bilinen yaklaşımla, vurgulamak istediğiniz objenin, modelin ya da kendinizin ekranın yalnızca bir üçlükte yer aldığı şekilde altın oranlı kareler yakalayabilir, etkileyici alanlarda tüm objeleri fotoğrafınıza dahil etmek için geniş açıdan faydalanabilir ya da çekim açılarını değiştirerek fotoğrafınızın bambaşka bir anlatıma sahip olmasını sağlayabilirsiniz. Örneğin aşağıdaki iki fotoğraftan ilki için, HUAWEI Pura 70 Ultra’nın Photo sekmesinde yer alan Wide modunu; ikincisi içinse Normal kamera modunu kullandık.

6. Portre modunu kullanın

Akıllı telefon kameralarındaki en güzel gelişmelerden biri de DSLR kalitesinde fotoğraflar çekebilmeyi sağlayan portre modu. Portre modu, odağı değiştirerek arka planı bulanıklaştırmaya ve daha fazla vurgu yapmaya yardımcı oluyor. Dahası yüz hatları, kıyafet detayları gibi çizgilerin daha belirgin hale gelmesini sağlıyor, üstelik çok daha profesyonel bir görünüm katıyor. HUAWEI Pura 70 Ultra Serisinin ışığı, gölgeyi, bulanıklığı ve cilt tonlarını akıllıca algılayarak geliştirdiği portre fotoğrafçılığı işleviyle, gerçekçi portreler çekmeniz de mümkün.

Ben her zaman doğallıktan yana olduğum için, bu portre çekiminde yüzümü ‘olduğu gibi’ göstermeyi tercih ettim; ancak Pura 70’le Portre çekerken Güzellik (Beauty) modunu seçerek yumuşatma, kontur ve cilt tonu ayarlama özelliklerinden de faydalanabilirsiniz. 

7. Gerekiyorsa çektiklerinizi editleyin

Profesyonel görünümlü moda fotoğrafları çekmek ve podyumdan fırlamış gibi kareler yakalamak, her zaman kolay olmayabilir. Çünkü çekim esnasında tüm koşullar istediğiniz gibi ortaya çıkmayabilir. Neyse ki gelişen teknoloji sayesinde bu durumun canınızı sıkmanıza hiç gerek yok; Pura 70’le, çektiğiniz fotoğrafları ideal boyuta çekmek için kırpabilir, farkı filtreler atabilir, parlaklık, kontrast, doygunluk gibi özelliklerini ayarlayabilir ve hatta çektiğiniz fotoğrafları sonradan ‘Güzellik’ moduyla düzenleyebilirsiniz.

Bonus: Pozunuzu ayarlarken ‘modunuzu’ unutmayın!

Eğer farklı surat ifadeleri gerektiren bir konseptiniz yoksa, gülümsemeyi ihmal etmeyin. Moda çekimlerinden fırlamış gibi duran enerjik, renkli ve ilham verici fotoğraflar için HUWEI Pura 70 dışında ihtiyacınız olan tek şey bu! İçinde kendinizi iyi hissettiğiniz kıyafetler, sevdiğiniz bir şarkı ya da sizi gülümsetecek insanlar da çekim sürecini kolaylaştırabilir. Aradığınız ilham ise üstün fotoğrafçılık, estetik tasarım ve benzersiz tarzın mükemmel füzyonu HUAWEI Pura 70 Ultra’nın modern, minimalist ve zarif bir şekilde tasarlanmış geometrik çizgilerinde ve üçgen formlu kamera modülü ‘Super Sembol’ünde saklı.

İlhamını Seine Nehri’nin yüzeyinde geceleri parıldayan ve yıldızlı bir desen oluşturan ışıklardan alan HUAWEI Pura 70 Ultra; zarif kabartmalı dokusu, yıldız desenli arka paneli ve teknolojik işçiliğin sınırlarını zorlayan vegan deri arka yüzeyi ile modaya uygun bir estetik sunuyor. XMAGE Etiketi, ürüne benzersiz bir zarafet katan yüksek moda lüks bir etiketi andırırken, kırmızı halkalarla süslenen özel lens de fotoğrafçılık deneyimine yenilik duygusu katıyor. Pura 70 Ultra’nın etkileyici renklerinden de bahsedeyim: Siyah ve beyaza ek olarak canlı kiraz gülü Pembe, öğleden sonra bir sokak köşesinde oturup bir fincan kahve yudumlama hissini uyandıran Kahverengi, klasik ve zamansız siyah ve son olarak -benim de favorim olan- Paris’teki Grand Palais’nin yeşil patinalı kubbesinden esinlenilen yeşil.

 

HUAWEI Pura 70 Ultra ile hemen tanışmak için tıklayın.

Merve Uvut: Meraklı, detaylara takıntılı, ince işçiliğin hayranı. Merak etmekle kalmıyor; araştırmayı, öğrenmeyi ve öğrendiklerini paylaşmayı seviyor. Uplifers'la birlikte yeni şeyler deneyimlemeye, öğrenmeye ve büyümeye devam ediyor.

Aldığımız iki nefesten biri denizden: #MaviNefesProjesi

Denizler, gezegenimizin kalbinde atan en önemli yaşam kaynakları. Sadece tatil rotalarını ya da en şahane manzaraları süslemekle kalmayan bu su ve hayat kaynaklarımız, gezegenimizin dengesi ve canlı yaşamlarının devamı için de kritik bir rol sahibi. Çünkü, ihtiyaç duyduğumuz oksijenin yarısından fazlası denizlerden geliyor. Ancak, denizlerimizin karşı karşıya olduğu tehditler, ekosistemin geleceğini tehlikeye atıyor.



İklim değişikliği, çevre kirliliği, insan müdahaleleri, plastik atıklar, petrol sızıntıları veya müsilaj gibi pek çok faktör, denizleri kirletmekle kalmıyor geleceğimizi de adım adım yok etmeye başlıyor. Çünkü denizlerdeki kirlilik, hem denizdeki hem de karadaki canlı yaşamını tehdit ediyor ve ekosistemin dengesini bozarak gezegenimizin geleceğinden çalıyor.

Denizlerimizin ve gezegenimizin karşı karşıya olduğu tehditler karşısında sessiz kalmayan Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/TURMEPA iş birliğiyle sürdürdüğü Mavi Nefes Projesi ile bu yıl da denizlerimize, yani yaşam kaynağımıza, sahip çıkıyor. Mavi Nefes Projesi, başta plastikler olmak üzere deniz çöplerinin toplanmasına ve deniz ekosisteminin korunmasına katkı sağlıyor ve denizlerimizdeki oksijen kaynakları olan deniz çayırlarını ve mercanları çoğaltıyor.

“Dünyaya iyi bakıyoruz, geleceğe iyi bakıyoruz.”

“Dünyaya iyi bakıyoruz, geleceğe iyi bakıyoruz.” misyonuyla yola çıkan Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA ile birlikte hem deniz kirliliğini azaltmak hem de denizlerdeki biyoçeşitliliği korumak ve deniz ekosistemini rehabilite etmek için uzun soluklu bilimsel koruma ve izleme çalışmaları yürütüyor.

Mavi Nefes Projesi kapsamında Eylül 2021-Haziran 2024 döneminde Marmara Denizi, Adrasan ve Van Gölü’nde yaklaşık 200 bin kişinin günlük üretimine eşit 230 ton katı ve sıvı atık toplandı, uygun olan atıkların geri dönüşüme kazandırılması içinse çalışmalar sürüyor.



Projenin eğitim ayağında ise deniz temizliği konusundaki farkındalığı artırmak amacıyla ortaokul öğrencilerine ve öğretmenlerine denizlerin önemi, deniz ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir su kaynakları için bireysel sorumluluklar konularında eğitimler veriliyor. Mavi Nefes Eğitim Otobüsü ve çevrim içi eğitimlerle 3 yıl boyunca 8 ilde yaklaşık 80 bin öğrenciye ulaşıldığı biliniyor.

Bu başarılı iş birliği, hem denizlerimize hem de gezegenimize hayat verirken; temiz denizlerin, sağlıklı ve uzun ömürlü bir yaşamın temelini olduğunu da bir kez daha bizlere hatırlatıyor. Denizlerdeki deniz çayırlarını ve mercanları koruyup çoğaltmak için çalışmaların sürdürüldüğü Mavi Nefes Projesi sayesinde “aldığımız iki nefesten biri denizden” diyen Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA ile tertemiz ve sağlıklı yarınların kapısını aralıyor. Bu başarılı iş birliğinden ilham alarak geleceğimizden çalmak yerine geleceğimizi korumak için çalışmak ve denizlerin yaşam kaynağımız olduğunu her an hatırlamak ve hatırlatmak, hepimizin yarınlarımıza yapacağımız en büyük yatırım.

*Bu yazı Garanti BBVA katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sofralarda sürdürülebilir şıklığın yeni adı: Porland Re-Gen

Doğaya olan etkimiz, her gün attığımız adımlarla yeniden şekilleniyor. Günlük yaşamımızda aldığımız kararlar, tüketim alışkanlıklarımız ve yaşam tarzımız, doğa üzerinde hiç silinmeyecek izler bırakıyor, üstelik bu izler günden güne daha da derinleşiyor. Ulaşım tercihlerimizden yeme-içme alışkanlıklarımıza, satın aldığımız ürünlerden şehir hatta ülke dışından verdiğimiz siparişlere kadar hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bu etki, yani karbon ayak izimiz, aynı zamanda günlük yaşamda kullandığımız eşyalarla da yakından ilişkili. Ne yediğimiz, ne içtiğimiz kadar yediklerimizi-içtiklerimizi nasıl tükettiğimiz de karbon ayak izimiz üzerinde etki sahibi.



Bu durumun farkında olan ve çevre bilinciyle hareket eden Porland, kırık porselenleri yeniden hayata döndüren Re-Gen Koleksiyonu ile sürdürülebilirlik anlayışını bir adım daha ileriye taşıyor ve dünyada bir ilke imza atıyor. Dünyaya karşı sorumluluk ilkesini odağına alarak üretim süreçlerini yürüten Porland, bu yenilikçi adımıyla bize de gezegenimize olan sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlatıyor. İklim krizine karşı geliştirdiği iş modeli sayesinde çevre dostu üretim ve sıfır atık felsefesini benimseyen vizyoner marka, Re-Gen Koleksiyonu ile hem sofraları iyi tasarımla buluşturuyor hem de daha sürdürülebilir bir dünya için yeni şanslar yaratıyor.

Kırık porselenlerden geleceğe: Daha sürdürülebilir bir dünya

Re-Gen ile artık kırık porselenler, sıradan bir atık olmaktan çıkıyor ve yeniden işlenerek hem doğaya hem insana hem de gezegenimize dost bir anlayışı temsil ediyor. Doğayla her şekilde uyumlu, sosyal açıdan faydalı, toplumsal olarak kapsayıcı ve kültürel bağlamda sürdürülebilir bir yaklaşımın öncüsü olan Re-Gen Koleksiyonu, ayrıca tamamen doğal bileşenlerle üretildiği için bakteri ve mikrop barındırmıyor. Dayanıklı ve uzun ömürlü olmasının yanı sıra sağlıklı bir kullanım deneyimi de sunuyor.

Böylece, koleksiyonda yer alan her bir parça sadece bir tabak ya da kupa olmaktan öte, doğaya saygılı ve sürdürülebilir bir yaşam döngüsünün parçası haline geliyor ve gezegenimize olan borcumuzu ödeme yolunda atılmış küçük ama etkili bir adımı simgeliyor.

Doğanın estetik yansıması, sofralara taşınıyor

Porselenin yeniden hayat bulduğu bu koleksiyon, Salda, Ontario, Birdsong ve One and Only isimli dört farklı tasarımdan oluşuyor ve ömürlük desen garantisiyle de zarafetini uzun yıllar koruyor. Re-Gen, sadece estetik açıdan harikalar sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel sorumluluğun mükemmel bir örneği olma misyonunu da üstlenerek döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor.



Koleksiyonda yer alan her bir parça, doğanın izlerini üzerinde taşıyor. Doğanın sakinliğini, huzurunu, zarafetini yansıtan bu parçalar, sağlıklı, şık ve sürdürülebilir sofralar sunarken sadece bugünü değil, yarını da düşünerek hareket etmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Ve günlük hayatın içerisinde çoğu zaman fark etmediğimiz küçük tercihlerin bile ne kadar büyük öneme sahip olduğunu gösteriyor.

İlhamını doğadan alan Re-Gen Koleksiyonu’nun bir parçası olan Salda, Türkiye’nin güneydoğusunda bir volkanik krater gölü olan Salda’nın eşsiz kumsalını yansıtırken; Kanada’nın en güzel eyaletlerinden Ontario’nun masmavi göllerinden esinlenilerek yaratılan Ontario ise mavinin her tonunda derinleştirici bir etki sunuyor. Öte yandan, kuş seslerinin doğadaki varlığını temsil eden yaprak, çiçek ve kuş motifleriyle bezeli Birdsong ise huzur ve mutluluk duygularını sofralarda ön plana çıkarıyor. Gökyüzünün en ihtişamlı halini yansıtan One and Only tasarımları ise göz alıcı renkleriyle doğanın büyülü dokunuşlarını sofralara taşıyor. Karbon emilimini azaltma amacıyla tasarlanan ve güncel teknolojiler kullanılarak üretilen bu koleksiyon, porselen atıklarını sanatla buluştururken geleceğe de şekil veriyor.

Geçen bir yıldaki sürdürülebilirlik çalışmalarıyla 61 ton plastik, 169 ton kağıt, 80 ton ahşap, 80.800 ton su, 301 ton porseleni geri kazandıran Porland, bu sayede 735 ton CO2 emisyonunun engellenmesine öncülük etti. Sürdürülebilirliğe sağladığı katkılarla sektörün öncüsü olan ve ilklere imza atan Porland’ın ilham verici Re-Gen Koleksiyonu’nu daha yakından keşfetmek için hemen tıklayın.

*Bu yazı Porland katkılarıyla hazırlanmıştır.



“Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” için başvurular başladı

İnsanlığın varoluşundan bu yana kadınlar, toplumda pek çok ilham veren, güçlü roller üstlendi. Her ne kadar toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadınların mücadelesini her dönemde zorlaştırmış olsa da; günümüzde kadınlar iş hayatından siyasete, eğitimden medyaya toplumun pek çok alanında yer almaya, seslerini duyurmaya ve görünürlüklerini güçlendirmeye devam ediyorlar. Artık başarılı kadın hikayelerinin pek çok örneği var; özellikle de girişimcilik sektöründe.



Kadınlar girişimcilik dünyasına isimlerini altın harflerle yazdırmaya ve pek çok farklı sektörde muhteşem izlere imza atmaya devam ettikçe, kadın girişimcilerin hikayelerini paylaşmalarına aracı olacak pek çok etkinlik ve yarışma düzenleniyor. Böylelikle hem kadınların girişimcilik konusunda daha aktif olmalarına hem de ilham verici hikayelerini diğer kadınlarla paylaşmalarına olanak sağlanıyor. Bu yarışmaların ilki ve en köklülerinden biri de Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması.

 “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması, kadın girişimcilerin çevrelerinde yarattığı farka ve faydaya da odaklanırken, girişimcilikteki başarısını Türkiye’ye duyuran kadınların başka kadınlara katkı sağlama konusundaki motivasyonlarını da artıyor. Kadın girişimcileri ve kooperatifleri, büyük bir heyecanla gerçekleşen jüri değerlendirmesi sonucu belirlediğimiz birincilerden biri olması için Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’na başvurmaya davet ediyoruz.” – Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya

Garanti BBVA, Ekonomist Dergisi ve KAGİDER iş birliğiyle: Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması

Türkiye’de, kadın girişimcilere yönelik çeşitli çalışmalar yürüten ilk özel banka olan Garanti BBVA, girişimcilik konusuna büyük önem veren, konuyu sayfalarına taşıyan Ekonomist Dergisi ve Türkiye’de kadın girişimciliği ve liderliğini geliştirmeyi hedefleyen sivil toplum örgütü KAGİDER’in iş birliğiyle 2006 yılından bu yana kesintisiz olarak gerçekleşen Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” bu yıl 18. kez düzenleniyor.

Yarışmada başvurular, Türkiye’nin Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi ve Türkiye’nin Kadın Kooperatifi olmak üzere 5 kategoride değerlendiriliyor.



Yarışmanın kazananları ise Şubat ayında yapılacak olan ödül töreni ile açıklanacak. “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” ödülünü alacak girişimci 250.000 TL, “Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi” ve “Türkiye’nin Kadın Kooperatifi” kategorilerinin birincileri ise 200 biner TL’lik ödülün sahibi olacak.

“Kadın girişimciliğinin sürdürülebilir kalkınmaya olan etkisini görmek ve bu başarıları ödüllendirmek bizim için büyük bir mutluluk. Kadın girişimcilerin ekonomiye kazandırdığı değer, ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyor. Yarışmaya katılacak tüm kadınlara başarılar diliyorum. Hep birlikte, kadınların gücünü daha da ileriye taşıyacağız.” – KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu

2025 yılının kadın girişimcisi siz olabilirsiniz

Hikayenizle tüm kadınlara ilham olmak ve başarılarınızı tüm Türkiye’ye duyurmak istiyorsanız; 15 Kadım 2024 tarihine kadar www.garantibbvakadingirisimci.com adresindeki formu doldurarak yarışmaya başvurabilirsiniz.

“Türkiye’de kadının ekosisteme katkısını daha da artırmayı, girişimci kadınları cesaretlendirmeyi amaçladığımız bu yarışma önemli bir aşama kaydetti. 17 yılda 45 bin başvuru olmamız, yıllar içinde kategori sayısının bir iken geçen yıl itibarıyla beşe çıkması çok kıymetli. Ekonomist dergisi, Garanti BBVA ve KAGİDER olarak kadın girişimcilerimizi yarışmamıza davet ediyoruz.” –Ekonomist Dergisi Yayın Yönetmeni Talip Yılmaz



İlgili Makale